Başlık bile heyecanlandırmaya yetiyor değil mi?
Ülke gündemi malumunuz.
Her gün onlarca son dakika düşüyor önümüze.
Fikir ayrılıklarına düştüğümüz genel siyasi konular, ekonomi vs.
Ama bu haftayı noktalarken 1 başlık vardı ki siyaset üstü bir konu..
Çünkü bireysel görüş ayrılıklarını bir kenara bırakıp ülkece göğsümüzü kabartan gelişmeydi.
…
Hepimizin çocukluğunda sınıf arkadaşlarından en az birkaçının "Büyüyünce ne olmak istiyorsun sorusuna verdiği yanıttı "Astronot" olmak…
Evet güzeldi ama hayaldi
Çünkü uzay çalışmaları daima süper güçlerin gündemindeki bir alandı.
Oldukça masraflı ve ileri teknoloji isteyen bir bilim dalıydı.
Bugün ABD NASA, Rusya RUSCOSMOS, Çin CNSA ve 22 Avrupa ülkesinden oluşan ESA başta olmak üzere 70'ten fazla uzay ajansı var ve bunlardan yalnızca 16'sı uzaya fırlatma yapabilecek kapasiteye sahip.
Ayrıca 7'sinin Ay'a Mars'a ya da derin uzaya araştırma aracı gönderebilecek kapasitesi bulunurken sadece 3'ü insanlı uzay uçuşu yapabiliyor.
Uzaya ilk uyduyu ABD gönderdi. Sonra uzay yarışlarına insanlı araçlar dahil oldu.
1961'de Sovyet Kozmonot Yuri Gagarin'in uzay yolculuğu ile başlayan süreç,
1969'da ABD'li astronot Neil Armstrong'un Ay'a ayak basmasıyla farklı bir boyuta ulaştı.
Bugün farklı gezegenlerde alternatif yaşam koşulları araştırılıyor…
Peki biz neredeyiz?
1985'ten bu yana Türkiye'nin kozmik rekabette bir mücadelesi söz konusu.
İlk uydumuzu 1994'te göndererek uzaydaki yerimizi almışız.
Sonra diğerleri… Ama hep uzakta kalmışız.
Son 10 yıl ve gelecek 10 yıl için ayrı bir parantez açmak lazım.
Kendi uydularımızı yapmakla başladık işe.
İlk Metre Altı Çözünürlüklü Gözlem Uydusu İmece, İlk Milli Ve Yer Gözlem Uydusu Rasat, Yüksek Çözünürlüklü Yer Gözlem Uydusu Göktürk-II, İlk Yerli Haberleşme Uydusu Türksat 6A…
Büyüyen ve güçlenen Türkiye artık uzayla ilgili daha sağlam adımlar atmaya başladı.
İlk iş Türkiye Uzay Ajansı'nın kurulması oldu 2018 yılında.
Türkiye'yi artık uzay liginde yer almaya hazırlayacak projelerin temelleri atıldı.
2021 yılı ise kırılma noktasıydı
Başkan Recep Tayyip Erdoğan Milli Uzay Programı'nı tanıttı
Türkiye'nin uzaydaki yol haritası niteliğini taşıyan program ülkemizin bu alandaki 10 yıllık hedefini tüm dünyaya tanıttı
Ama biri vardı ki tüm Türkiye'yi heyecanlandırdı:
Uzaya gidecek ilk Türk.
O isim aynı zamanda Türkiye'nin ilk insanlı uzay misyonunu da gerçekleştirmiş olacaktı
Eleştirenler, gidemez, yapamazlar diyenler oldu
Ama o gün geldiğinde herkes tek yürek oldu
Tarih 19 Ocak 2024..
Bu tarihi görev için artık her şey hazırdı
Alper Gezeravcı uzaya giden ilk Türk astronot olmaya hazırdı.
SpaceX'e ait uzay aracı ABD'de Kennedy Uzay merkezinde kalkış için hazırdı.
Saatler 00.49 gösterdiğinde
Milyonlarca insan ekran karşısında nefeslerini tutmuştu.
Bu bambaşka bir heyecandı
Sadece buraya kadar yaşananlar bile bu ülkenin ne denli büyük bir ülke, bu milletin ne aziz bir millet olduğunun kanıtıydı.
Herkes artık Türk'ün uzay yolculuğunu konuşuyordu
Alper Gezeravcı, uluslararası uzay istasyonunda 14 gün boyunca ülkemiz bilim insanlarının dünya çapında kabul görmüş projelerinin deneyini yapacak:
Tam 13 proje..
Ve hepsi dünya bilime önemli katkılar sunacak.
Küresel uzay ekonomisi 600 milyar $. Savunma sanayinde dünyanın parlayan yıldızı olan, yüksek teknoloji üreten ve ihraç eden bir ülke olan Türkiye'nin bu ekonomiden pay alması için önünde hiçbir engel yok.
Bakın bugün çocuklarımız Teknofest'lerde kendilerini uzaya taşıyacak roketleri geliştirmeye başladılar bile…
Kim ne derse desin
Tarihi günler yaşıyoruz
Öyle görünüyor ki Cumhuriyetin 2.yüzyılında daha önemlilerine şahitlik edeceğiz.
İnsansız hava, kara ve deniz araçlarında devrim yapan Türkiye ,
Uzaya yerli milli insansız uzay aracıyla çıksa güzel olmaz mı?
Belli olur? Belki de bir sonraki uydumuzu uzaya kendi fırlatma merkezimizden gönderebiliriz
Neden olmasın?