İsrail'in Uluslararası Adalet Divanı'nın son kararına misilleme yaparcasına çadırlara sığınmış Filistinli çocukları canlı canlı yakması, "Avrupa Medeniyeti"nin bayraktarlığını yaptığı değerleri de takmadığının göstergesidir.
Peki
Avrupa bu soykırıma yeterli düzeyde tepki gösterebildi mi?
Uğruna onca savaş verdikleri, övündükleri, hatta üstünlük tasladıkları bilumum değerleri (Uluslararası hukuk normları, uluslararası mahkemeler, insan hakları örgütleri ve sivil toplum kuruluşları, ila ahir)
ABD-İsrail'in saldırısı altında ama Avrupa'nın tepkisi maalesef çok cılız.
E tabii
Rusya'ya düşmanlık sevdasına ABD ve İngiltere'nin peşine takılıp kendi ekonomine zarar verirsen, güvenlik açısından da ABD'ye bağımlılığını iyice pekiştirirsen, ABD-İsrail bloğunun "medeniyet değerlerini" aşağılarcasına takmamasına da sesini yükseltemezsin. En azından, düne nazaran çok daha çaresiz duruma düşersin.
Avrupa, şayet "Avrupa Medeniyeti"nden hâlâ bahsetmek istiyorsa, İsrail'in soykırımına
İspanya veya
İrlanda gibi net tavır koymak zorundadır.
AB Dışişleri Şefi'nin söylediği gibi, bundan sonra "İsrail" yerine "Netanyahu hükümeti" diyecek olmaları, "işgalci İsrail devletini" soykırım suçundan ayıklama gayretinin ötesinde anlam taşımaz.
Yine de İrlanda Dışişleri Bakanı
Micheal Martin'in, "İlk kez AB üyeleriyle İsrail'e karşı yaptırım ihtimalini ciddi olarak ele aldık..." şeklindeki açıklaması (sonuç itibarıyla hiçbir şey yapmayacak olsalar bile) ABD-İsrail'e verilen bir "mesaj" bakımından umut verici sayılabilir.
Ne var ki, Netanyahu, Refah katliamının ardından Fransa televizyonlarında boy gösterip, "İsrail'in zaferi, Yahudi- Hıristiyan medeniyetinin 'barbarlığa' karşı zaferi, yani Fransa'nın zaferidir..." diyebiliyor.
İsrail'in Führeri,
Fransızların "Gazze
soykırımına" tepkisizliğinden
cesaret
almasaydı böyle
coşabilir miydi?
***
Fransız Rönesans'ının en önemli düşünürlerinden biri olan
Montaigne, dönemin Fransa kralının huzurunda tanıştığı üç Brezilyalı "yamyam" üzerine mahzun bir tavırla şu cümleleri yazmıştı: "Onların yanlışlarını haklı olarak eleştirirken, kendi yanlışlarımızı görmüyoruz. Zira Avrupalılar her türlü barbarlıkta onları aşıyor..."
Montaigne'in aklındaki "Avrupa barbarlığının" bir örneği, "sapkınlık" suçlamasıyla insanların canlı canlı yakılmasıydı.
Filistinlileri canlı canlı yakan İsrail barbarlığı, Montaigne'den 500 sene sonra Fransa'da yeterince tepki görseydi, Netanyahu Refah'taki mahut katliama
"Fransa'nın zaferi" diyebilir miydi?
***
Günümüz Fransa'sında barbarlığın gerçekten karşısında duranlar, Marsilya milletvekili
Sebastien Delogu gibi İsrail barbarlığını protesto ederken, Fransa meclisinde
Filistin bayrağı açanlardır.
Ya da bir önceki Fransa başkanlık seçimlerinin
Macron-Le Pen ikilemine indirgenmesiyle gölgede bırakılan
Melenchon gibi, "Netanyahu'yu dinlemek ahlaki açıdan bir işkence. Yaptığı tarihsel çağrışımlar iğrenç. Propagandasını yaptığı 'medeniyetler çatışması' doktrini, soykırıma çağrıdır. Fransız televizyonlarında değil, hapiste olması gerekir. Bu kepazeliği organize edenlere yazıklar olsun..." diyenlerdir.
Gerisi mi?
Netanyahu'nun dile getirdiği, Fransa'nın iğrenç zaferini paylaşıyorlar.