SALİH TUNA

O başkanı nasıl atadım?

Bence yanlış ama millet 40 yaşında emekli oldu. Benim kırk yıllık çalışma hayatım var, hâlâ emekli olamadım. Nedeni, bahsi diğer. Yine de "Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz" misali garabet bir durum olduğunu söylemeden geçmeyeyim.
Artık umurumda değil, olacağına bıraktım.
İktidarlar değişse de benim durumum değişmiyor, inandım. CHP iktidarı döneminde benim vesilemle Yeşilçam tozu yutan arkadaşları bile "sanatçı" kapsamında emekli ettiler. Fakat sakıncalı bulduklarından olsa gerek fakire, mezkûr hakkı tanımadılar.
AK Parti kurulmadan evvel küçük bir arsa almıştım, o da Çevre Bakanlığı'nın Kanal İstanbul projesi dolayımında istimlak edildi. "Suçumuz herkes gibi orada kaçak ev yapmamak mı?" yollu mahkemeye itiraz ettik, reddedildi.
İşin garibi, yığınla CHP'li eş, dost, akraba da AK Parti iktidarı döneminde kendilerine yardımcı olmadığım gerekçesiyle bana küstü.
Benim kendime hayrım yok, haberleri yok. Gerçi haberi olanlar da "O eskiden beri tuhaftı..." diyorlar.
İşin garibi işbu CHP'li çevrem hem AK Parti'yi adam kayırıyor, yandaşlarına torpil yapıyor diyerek yerden yere vuruyorlar hem de torpil talep ediyorlar.
Karşılık bulamayınca da bilmem nerde bilmem kim torpille göreve geldi demeleri yok mu?
İyi de bana ne güzel kardeşim?
Ayrıca, damat, gelin, kayınbirader cümbür sülalenin tıka basa CHP'li belediyelere doldurulmasını ne yapacağız peki?
Evet, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı pazarlıksız yani hasbi yani kalbi olarak hep destekledim, destekliyorum.
Lakin, AK Parti'nin her yaptığını ve her mensubunu da desteklemiyorum, desteklemedim.
Mesela, Davutoğlu döneminin Suriye politikasını eleştirdiğimiz için merhum Akif Emre ve Prof. Mahmud Erol Kılıç'la birlikte ölüm bildirileriyle tehdit edildik...
Özal'la başlayan ekonomi politikalarının yanlış olduğunu, el parasıyla büyümenin sonu olmadığını, tasarrufun şart olduğunu, behemehal "üretim ekonomisine" geçilmesi gerektiğini, yoksa ilanihaye bağımsız politikalar sürdürmenin mümkün olmayacağını da yıllar yılı dercettim.
Hazır yeri gelmişken şuncağızı da söyleyeyim: "Kızıl elma" ihtiyacını veya "ülküsünü" anlarım. Ama hiçbir zaman "Türkiye Yüzyılı" ifadesini terennüm etmedim. Aynı şekilde, "Ulu Hakan Abdülhamid Han" güzellemeleri de hiç yapmadım. Hele ki "Seni Abdülhamid'in yalnızlığına bırakmayacağız" analojisine aklım ermez. Aklı erenlere de bir şeycikler demem.
Demem o ki, AK Parti'ye oy veren herkes her konuda aynı düşünmek zorunda değil.
Farklı düşündüğüm konularda töhmet altında bırakılmak da bir hobi olarak bile ilgimi çekmez.
Muhteremin teki de çıkıyor, "Atadığınız federasyon başkanları futbolu bitirdi" diyebiliyor.
Birçoğunun adını atandıktan sonra duyduğum başkanların sorumlusu neden ben olayım?
Eleştiri yapın ama "kolektif derleştiri" saçmalığına düşmeyin.
Madem öyle, o sıra sıra Mercedesleri de ben almıştım şimdi de keyfim istedi "tasarruf tedbirleri" belasına" elden çıkarıyorum. Var mı bir itirazınız?
Hadi şimdi gidin yatın.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.