Geçen gün
İsrail Futbol Federasyonu'nun internet sitesine
dayandırılan çok "ilginç" bir
habere muttali oldum.
Atatürk, 1915'te İsrail'in
"Makkabi Tel-Aviv" takımıyla maç yapmış. Çok
heyecanlı ve çekişmeli geçen müsabaka
2- 2 berabere bitmiş.
Habere göre...
Oldukça yoğun bir seyirci kitlesinin izlediği maçta
Atatürk beraberlik golünü atarak "İyi bir komutan olduğu kadar iyi bir futbolcu olduğunu" da kanıtlamış.
Atatürk'ün takımı mı?
Sultan'ın takımı, yani
Abdülhamid'in. Zaten Sultan'dan izin alarak maç yapmış.
Nerede mi oynanmış?
Filistin'in işgal edilen topraklarına deniz yoluyla gelenlerin kapısı olan liman kenti
"Yafa"da.
Haberden öğrendiğimize göre, Atatürk oraya Osmanlı idaresinde görevli yüksek rütbeli bir arkadaşını ziyarete gitmiş. "Hazır ziyaret etmişken bir maç oynayıp golümü atayım öyle dönerim..." mi demiş, orasını bilemiyoruz.
O değil de, ziyaret ettiği arkadaşı kimdi acaba?
Cemal Paşa mı?
Hiç sanmam...Cemal Paşa, Yafa'da müstakil bir mahkeme tesis edecek kadar ileri giden "Yahudi mültecilerin" Osmanlı uyruğunu kabul etseler dahi Osmanlı topraklarına (Filistin'e) alınmamaları gerektiğini Dahiliye Nazırı Talat Paşa'ya kanun teklifi olarak sunmuştu.
Bu denli "hassasiyet" gösterdiğine göre kendisini ziyarete gelen Atatürk'ün Siyonistlerle "dostluk maçı" yapmasına da gönlü razı gelmez, hatır koyardı herhalde.
***
Söz konusu habere göre Atatürk koyu
Beşiktaş taraftarıymış. (Hay Allah, ben Fenerbahçeli olduğunu sanıyordum. Yanılmışım ki ne kadar.)
Demek ki Abdülhamid ile aynı takımı tutuyormuş.
Zira, (bilebildiğim kadarıyla) "Madem Ermeniler ve Rumlar futbol takımları kurmuşlar siz de bir takım kurun" diye Beşiktaşlı arabacıları teşvik eden Abdülhamid'di.
Beşiktaş da malumunuz İsrail devletinden çok önce kuruldu.
İsrail Futbol Federasyonu'nun internet sayfasına dayandırılan o habere bakacak olsanız, İsrail 1948'den önce, hatta 1915'lerde kurulmuş sanırsınız.
***
Türk Tarih Kurumu'nun eski Başkanı
Prof. Halaçoğlu, "1915'te Çanakkale Savaşı var, futbol oynayacak zaman değil" dedikten sonra İsrail Futbol Federasyonu hakkında "Hayal güçleri iyi ama tarih bilgileri çok kötü..." yorumunu yapmış.
Mevzunun "tarih bilgisiyle" alakası yok. Siyonizm'i şirin gösterme algısına mütevazı katkı yapmaya çalışmışlar, hepsi bu.
Ayrıca, mezkûr haber de yeni değil, bir 10 yıl önce de gazetelerde yer almıştı. Hatta o tarihlerde
Prof. Mustafa Balcıoğlu golü atanın Mustafa Kemal
olduğunu ama onun bizim bildiğimiz
Atatürk olmadığını söylemişti. (Meğer
Yemen'de görevli Mustafa Kemal adında
bir başka subay varmış. Üstelik o da
Selanikliymiş. Atatürk'ten bir dönem
sonra mezun olan bu subayla karıştırılmış.)
Nereden okudum şu an aklımda değil
ama Atatürk futboldan da pek hazzetmezmiş.
Fenerbahçeli, Galatasaraylı, Beşiktaşlı demelerine bakmayın, maçlarıyla ilgilenmezmiş.
Ben de bir itirafta bulunayım: Haberde "kafa golü" diye bir ayrıntı yok, daha havalı olsun diye ben uydurdum.
Cevat Rıfat Atilhan'ın "Suzi Liberman'ın Hatıraları" kitabını,
"Atatürk'ün yasaklanan kitabı" diye gündüz gözüyle yutturmaya çalışıyorlar, kafa golü demişim çok mu?
Hem "İstikbal göklerdedir Netekim."