SALİH TUNA

Özdağ’ın ve Kılıçdaroğlu’nun açmazı

Kılıçdaroğlu ikinci tur seçimi için ağız değiştirip, "Kandil'i yerle yeksan edeceğim" derken, Kandil de "Kılıçdaroğlu'nun yanındayız..." diyor.
Danışıklı dövüş yani muvazaa değilse, garabetin daniskası.
Kandil çok bunalmış besbelli. "Bizi AK Parti-MHP ittifakından kurtarın da ne yaparsanız yapın" modundalar.
O kadar zordalar ki Cumhurbaşkanı Erdoğan'a karşı değil Kılıçdaroğlu, Ümit Özdağ cumhurbaşkanı adayı olsa onu bile desteklerler.
"İmdat çığlığı" mesabesinde Kılıçdaroğlu'na destek çağrıları yapıyorlar.
Ne ki Kılıçdaroğlu da Kandil'den daha az zorda değil. Kazanamazsa CHP Genel Başkanlık koltuğundan olacağını, siyasi hayatının sona ereceğini biliyor.
Bundan sebep her yolu deniyor.
14 Mayıs sonrası "siyasi kimliğini" bile değiştirdi. Yani, bir nevi kendi kendine "siyasi yolsuzluk" yaptı.
(Bu yazıyı yazdığım sırada "milliyetçiliği" denemeye devam ediyordu. Şayet Ümit Özdağ'dan destek alamazsa başka bir kimlik deneyebilir, bilemiyorum.)
Malumunuz, Sinan Oğan'dan umduğunu bulamadı. Son umudu Ümit Özdağ kaldı.
Manzara-i umumiye şudur:
Kandil, Kılıçdaroğlu'nu cumhurbaşkanı yapmaya çalışarak ayakta kalmayı umuyor, Kılıçdaroğlu da Ümit Özdağ'ın desteğiyle cumhurbaşkanı olmayı.
Bu da ister istemez Kandil ile Ümit Özdağ'ı aynı mevzide buluşturmuş oluyor.
Ümit Özdağ bu sorunun farkında olacak ki protokol şartlarıyla Kılıçdaroğlu'nu Kandil ve siyasi ayağı HDP'den kopartmaya çalışıyor.
Söz konusu şartlarından biri, "Türk devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk'tür" ifadesinin yer aldığı Anayasa'nın 66. Maddesi'nin korunması.
CHP İttifakı'nda yer alan Babacan bu maddeden rahatsız olduğunu daha önce dile getirmişti. HDP zaten doğası itibarıyla bu maddeye karşı.
Lakin, Ümit Özdağ'ın Anayasa'nın ilk 4 maddesi ve 66. Madde konusundaki şartının pratikte hiçbir anlamı yok.
Çünkü Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanı seçildiği takdirde istese de bu maddeleri değiştiremez. Her şeyden evvel Meclis'te çoğunluk Cumhur İttifakı'nda.
Ümit Özdağ bu gerçeği bilmiyor mu? Biliyor elbette. Fakat o da kendince politik çıkar peşinde.
Sanki kendisi şart koymuş da Anayasa'nın söz konusu maddelerine dokunulmamış pozisyonuna oynuyor.
Ümit Özdağ'ın şartları sadece Anayasa'yla sınırlı değil.
HDP'li belediyelere kayyum atanmasını doğru bulduğunu ve bu uygulamaya devam edilmesi gerektiğini söylüyor.
Bu meyanda, "hukuk çerçevesinde" veya "terörle ilintili yöneticiler" gibi ifadeleri hiçbir şeyi değiştirmiyor. Zira PKK'yı terör örgütü olarak görmeyen HDP'yi de meşru bulmadığını açıkça dile getiriyor.
Gelgelelim, istediği mutabakat metnini imzalatsa da (sonuç itibarıyla) bilumum müstevlilerin ve taşeronları PKK ve FETÖ'nün Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ı iktidardan indirme amacına hizmet etmenin ötesine geçemez.
Ümit Özdağ'ın açmazı bu!
CHP İttifakı'nın açmazı da şu: Dimyat'a pirince giderken evdeki bulgurdan olmak.
Güneydoğu seçmeni çantada keklik değil.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.