Kiminin elinde dün silah vardır bugün çiçek, kiminin elinde dün çiçek vardır bugün silah.
Nasıl ki dünün silahı günün çiçeğini iptal etmez, dünün çiçeği de günün silahını mazur göstermez.
Dahası, bugün elinde çiçek tutanı sırf dün silah tuttuğu için mahkûm etmek, çiçek tutmayı teşvik etmez. Tam aksine, dünün üzerinden çiçek tutmanın bedelini ödetir.
Yanlış anlaşılmasın; kimse dününden kaçamaz.
Fakat önemli olan, daha doğrusu belirleyici olan bugündür, bugünkü tavırdır.
Dünü ile arasına ciddi mesafe koyanı, dününün üzerinden sürgit vurmak mertlik değildir.
Mesela...
HDP bugün
PKK ile arasına anlamlı bir mesafe koysaydı, "Biz sırtımızı PKK'ya yaslıyoruz" veya "Başkan Apo'nun heykellerini dikeceğiz, heykellerini..." sözlerini hatırlatmanın propagandadan öte pek anlamı olmazdı.
***
Öncelikle bugünü iyi analiz etmek ve yerimizi ona göre tayin etmemiz icap eder.
Nâzım Hikmet'in dediği gibi "2. Kurtuluş Savaşı'ndayız..."
Hem de
Mavi Vatan'dan güney sınırlarımıza kadar.
Daha önce söylediğimi yineleyeyim:
Takke takmakla, sakal bırakmakla, tespih çekmekle "Müslüman" olamazsın. Aynı şekilde mini etek giymekle, rakı içmekle, "Atatürkçüyüm" demekle de sıyrılamazsın. 2. Kurtuluş Savaşı'mızın neresindesin?
Önemli olan bu savaşın neresinde olduğunuzdur, dün nerede nasıl durduğunuz değil.
CHP ittifakı bugün nerede duruyor peki?
Şayet vatan savunması mevzisinde dursaydı, vatanı kuşatan
küresel emperyalizm ve taşeronları FETÖ ile PKK'nın desteğini kazanabilir miydi?
***
Ümit Özdağ ve benzerleri "HÜDA PAR'ın HDP'den farkı ne?" sorusuna gerçekten cevap arıyorsa, her iki partinin küresel emperyalizm karşısındaki duruşuna bakarak aralarındaki farkı kolaylıkla fehmedebilir.
Her şeyden evvel, HÜDA PAR küresel emperyalizmin desteklediği,
"Kara ordumuz" dediği ve binlerce TIR silahla teçhiz ettiği
PKK'ya yaslanmıyor.
Bu bir durum tespitinden ibarettir... Yoksa HÜDA PAR'ın çözüm önerilerine karşı çıkabilir, dini temellük etme biçimini beğenmeyebilir, hülasa, hiçbir şekilde sevmeyebilirsiniz.
Fakat bütün bunlar durum tespiti mesabesindeki gerçekleri değiştirmez.
Unutulmasın ki, vatan derdi söz konusu olduğunda gerisi teferruat kalır. Ya "direnişin saflarında" yer alırsın ya da bozguncuların. Üçüncü saf olmaz.
Bakınız...
Afganistan'da
Taliban'ın dini anlayışına, kadınlara uyguladığı korkunç cahili baskılara ve mezhepçi yaklaşımlarına alabildiğine karşı çıkabilirsiniz.
Lakin ABD işgaline direnen Taliban ile ABD uçaklarının tekerleklerine yapışan "vatan hainlerini" tefrik etmek zorundasınız.
Büyük resmi görmek bunu gerektirir.