Sevgili "muhalif" arkadaşlar, son zamanlarda sizde bir "gevşeme" görüyorum.
Böyle olmaz, söyleyeyim!
Ayrıca, her şeyi de 6'lı masadan beklemeyin. Zira, içinizde mebzul miktarda var böyleleri.
O kadar ki, geçenlerde kadın kılığındaki bıyıklı bir yurdum insanı, 6'lı masa paydaşlarından Babacan'a, "Koca istiyorum..." dedi. Babacan da gevşek gevşek gülerek, "İktidara gelirsek elimizden geleni yaparız" karşılığını verdi.
Tamam, desteklediğiniz "Millet İttifakı" iktidara geldiğinde muhakkak "her şey çok güzel olacaktır."
Mesela, Karamollaoğlu toplumun "muhafazakârlaştırılmasına" karşı, "modern yaşam tarzınızın" teminatı olacak; Davutoğlu, Suriyeli sığınmacılar sorununu stratejik derinlikli dehasıyla çözecek; Babacan "Tam bağımsız Türkiye" idealini gerçekleştirecek; Akşener "FETÖ"ye göz açtırmayacak; Kılıçdaroğlu da ne iş olsa yapacak, yani eksikleri tamamlayacaktır.
Hülasa, söz konusu ittifakınız, bilumum beklentilerinizi karşılamak için elinden geleni yapacaktır. Lakin, bunun için de evvelemirde iktidar olmaları lazım.
Soru şudur: Millet İttifakı'nın iktidara gelmesi için siz muhalif ahali olarak elinizden geleni yapıyor musunuz?
Son günlerde üzerinizde ölü toprağı var sanki. Dilim söylemeye varmıyor ama pörsümüşsünüz.
Nedenini elbette bilmiyorum. Kötü niyetli olsaydım, CHP belediyelerinden "nemalanmaya" başlayınca kanınız bitlendi, haliyle hantallaştınız, derdim.
Anladığım kadarıyla, Mehmet AliÇelebi'nin AK Parti'ye geçmesi motivasyonunuzudağıttı, oluşturmaya çalıştığınız illüzyonuyıktı. Bunun şokunu hâlâ atlatamadınız sanırım.
Sizi anlıyorum; kolay değil tabii. Adam hem İzmir eski CHP milletvekili, hem sıkı Atatürkçü, hem Ergenekon kumpası mağduru, hem Alevi, hem de eski asker olduğu halde AK Parti'ye katıldı.
Demem o ki, yıllar yılı oluşturmaya çalıştığınız algıyı darmaduman etti. Fakat kendinizi toparlayın artık.
Unutmayın ki, siz elinizden geleni yaptınız. Mehmet Ali Çelebi'yi günlerce linç etmekle, onun gibi "PKK - Öcalan severlerin hoş görüldüğü denklemlerde olmam düşünülemez!" diyerek Millet İttifakı'nı mahkûm edecek olanlara gözdağı verdiniz!
Aslında büyük iş çıkardınız... Aynı duyarlılığı her daim göstermek muhalifliğinizin gereğidir. Bu görevi hiçbir zaman ihmal etmeye hakkınız yok.
Fakat geçen gün baktım, OkanBayülgen'in Togg hakkındaki sözlerine gıkınız çıkmadı.
Olacak şey mi bu?
Okan Bayülgen de meydanı boş buldu: Türkiye'nin ilk yerli otomobili Togg'un bir devrim olduğunu, kokpitinde diğer otomobil markalarında olmayan dev panel olduğunu dile getirdi.
Togg'un gurur verici olduğunu gündüz gözüyle söylemesine tepki göstermezseniz aynı adam yarın öbür gün de çıkar "İstanbulHavalimanı iyi oldu" der. Bununla da yetinmez, Marmaray'ı, duble yolları ve hatta SİHA/ İHA'yı da över.
Sevgili muhalif arkadaşlar, şayet OkanBayülgen'den bunun hesabını sormazsanız,linç marifetiyle mavi gökyüzünü dar etmezsenizdiğer sanatçılar bundan cesaret almazlar mı?
Kimyasal silah martavalıyla Türkiye'yi uluslararası toplum nezdinde "savaş suçlusuülke" durumuna düşürmeye çalışan propagandaya karşı seslerini yükseltirlerse ne olacak?
Böyle devam ederlerse sonuç itibarıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı destekleyenlerden ne farkları kalır?
Linçlerinizle sanatçıları sarsın, uyarın!..
En azından, yüce bilge Müjdat Gezen'in de dediği gibi "hem yandaş hem sanatkâr olunmaz..." deyin.
Mefhumu muhalifinden hareketle bundan sakın ola, "En sıkı muhalifler sanatkârlardır" sonucunu çıkarmayın.
Hayır canım, sıkı muhalif olmanız için sanatkâr olmanız şart değil. ABD'nin patronluğundaki dünya sisteminin "yandaşı" olmanız yeterli.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.