SALİH TUNA

Bu film bizi kaç kez gördü

Ah nasıl da aşeriyorlardı "yaşam tarzına" müdahale edilmesine. "Endişeli modernleri" böyle konsolide ediyorlardı çünkü.
Peki ne oldu?
AK Parti herkesi zorla dindar yapacaktı hani? Fasılasız 20 yıldır iktidardalar işte, kimin yaşam tarzına nasıl müdahale ettiler?
Bir muhtereme aynen böyle söyleyince, Gülşen'in tutuklanmasını örnek verdi. Ben de, "Gülşen bacımızın" tutuklanmasının "yaşam tarzıyla" alakası yok; tüm imam hatiplilere "sapık" dediği için tutuklanmıştı, dedim. Bu sefer de "İçkinin bu kadar pahalı olması yaşam tarzımıza müdahale değil mi?" dedi, iyi mi? "Bak muhterem" dedim, "senin yaşam tarzına Yeşilay'ı kurarak 1920'de müdahale ettiler, sen çok geç kaldın!.."
Anlamadı, yüzüme bakakaldı... Neyse, biz devam edelim: Malum masanın solunda "hizmet" verenler, "AK Parti yaşam tarzımıza müdahale ediyor; dini/dindarlığı dayatıyor, laiklik elden gitti..." derken, masanın sağında "hizmet" verenler de, "AKP yüzünden millet deist, ateist oldu, din elden gitti..." diyorlar.
İşin garibi, aynı masa etrafında birlikte muhalefet yapıyorlar!

***

Masa yani "CHP ittifakı" iktidara gelince ne olacak peki? Mesela, CHP ahaliyi dine imana getirecek, ateistler de namaza mı başlayacak?
Oysa dijital feodallerin tasallutu altındayız hepimiz. Çağdaş Nuh tufanına maruzuz artık. Dijital medya ve cep telefonları, çocuklarımızın adeta ebeveynleri oldular. Mesele parti pırtı meselesinin çok fevkinde, görmüyor musunuz?
Yazık ki yazık, algıya yatırım yapanların olgulara gözleri kördür, hiçbir şeyi görmezler.
Göstermek isteyeni de linç ederler.
Bakınız, Ergenekon kumpasıyla 4.5 yıl içeride yatan eski CHP Milletvekili Mehmet Ali Çelebi sırf "Erdoğan 15 Temmuz'da direnmeseydi hepimiz katledilecektik" dedi diye günlerce linç ettiler. Adamcağız "it yese kudurur" cinsinden 20 soru sordu, bir tanesine bile cevap veremediler!
Müptezel toptancılıkta çok yetenekliler. O kadar ki Goebbels bile ellerine su dökemez.
Mesela, bir vakıfta müstekreh bir cinsel istismar üzerinden tüm vakıfları kolektif cezalandırmayla töhmet altında bırakmaya çalıştılar. "Bir iğrenç istismar yüzünden herkesi suçlayamazsınız!" diyerek algılarına karşı çıkan dönemin aile bakanının sözünü, "Bir kereyle bir şey olmaz dedi" şeklinde çarpıttılar. Bununla da kalmadılar. Tüm AK Partililerin, "Bir kereden bir şey çıkmaz" dediğini iddia ettiler. Sonra da "Ulan siz nasıl Müslüman'sınız!" diye höykürdüler.
Tuhaf olan yine şu:
Müslümanlara "Ortaçağ zihniyeti" diyerek çemkirenler ile Müslümanlık üzerinden AK Partilileri mahkûm etmeye çalışanlar birlikteler.

***

Hiç kuşkunuz olmasın, Adnan Oktar CHP'li olsaydı, baş tacı ederlerdi. Amerika da fırsatı kaçırmaz, ifade özgürlüğü konusundaki endişelerini dile getirirdi. Ayrıca, memlekette ne kadar Yılmaz Özdil varsa hepsi birden Adnan Oktar'ın varlığıyla onur duyardı.
Zira bunların tek bir derdi var, iktidar olmak. ABD Başkanı Biden'ların da tek bir derdi var, Erdoğan'dan kurtulmak!
Bunlara malzeme verenlere de, zerre miskali kul hakkı yiyenlere de yazıklar olsun.
Lakin her şeyi amaçları için araçsallaştıranların "kullanışlı aptalı" olmak için göbek atanlara da yazıklar olsun.
Biz bu filmi görmüştük. Susurluk kazasının ardından "temiz toplum" hedefini araçsallaştırarak, "Sürekli Aydınlık İçin Bir Dakika Karanlık" diye başladılar, 28 Şubat'a vardık... 28 Şubat'ın açtığı derin toplumsal yaralarda yuvalanan FETÖ de "vesayeti" araçsallaştırarak "Ergenekon kumpasıyla" devletin kılcal damarlarına yerleşti... 17-25 Aralık'ta da "yolsuzluğu" araçsallaştırarak demokratik seçilmiş iktidarı iş yapamaz hale getirmek istemişlerdi. Ardından da malumunuz 15 Temmuz saldırısını gerçekleştirdiler.
28 Şubat'ta dönemin Sabah Gazetesi yanlarındaydı. Millet de naçar çevirdikleri filmi izlemek zorunda kalmıştı.
Fakat 17-25 Aralık "yolsuzluk susturuculu" FETÖ kumpasına ve 15 Temmuz saldırısına karşı Sayın Serhat Albayrak'ın Başkanvekili olduğu Turkuvaz Medya Grubu'nun amiral gemisi Sabah'ın direnişe nasıl öncülük ettiğini gördüler.
Nasıl restore ederlerse etsinler, kimi başrolde oynatırsa oynatsınlar karşılarında her daim yine Sabah'ı görecekler.
Boşuna çırpınıyorlar. Zilletin zaferi olmaz.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.