Cumhuriyet Gazetesi'nin haberine göre ABD Başkanı Biden, Kılıçdaroğlu'nun son günlerdeki açıklamalarından çok rahatsızmış!
Ankara Büyükelçileri David Satterfield'ı bu konuda görevlendirmiş.
Güvenilir kaynaklardan alınan bilgilere göre Büyükelçi Satterfield geçen gün Kılıçdaroğlu'na yönelttiği soruları ve aldığı yanıtları bir rapor halinde ABD DışişleriBakanı Blinken'a aktarmış.
Cumhuriyet Gazetesi işte bu rapora ulaşmış
Rapor şöyle: SATTERFIELD - "Sayın Kılıçdaroğlu, 'Ben ne mültecilerin sömürülmesine ne de güzel ülkemizin emperyalistlerin mülteci hapishanesine dönüştürülmesine razıyım!' dediniz. Emperyalistlerle kimi kastediyorsunuz?" KILIÇDAROĞLU - "Katar'ı." SATTERFIELD - "Peki, 'Beni Erdoğan'la karıştırmayın. Kuvayı Milliye geleneğinden geliyorum' sözleriyle kimlere meydan okumak istediniz?" KILIÇDAROĞLU - "İç kamuoyuna yönelik öyle şey ettim..." SATTERFIELD - "Madem iç kamuoyuna yönelikti, neden aynı ifadeleri İngilizce tweet attınız?" KILIÇDAROĞLU - "İngilizce fikri Faik Öztrak'a aitti..." SATTERFIELD - "Sayın Kılıçdaroğlu, çok merak ettim, metni İngilizce'ye kim çevirdi?" KILIÇDAROĞLU - "Engin Özkoç." SATTERFIELD - "Peki o İngilizce biliyor mu?" KILIÇDAROĞLU - "Bilmiyorum!" SATTERFIELD - "Teşekkür ederim..."
Bu haberi Kılıçdaroğlu yalanlamadı... ABD'nin Ankara Büyükelçiliği böyle bir rapor hazırlamadıklarını söylemedi... Cumhuriyet Gazetesi de "Böyle bir haber yapmadık. Bu tamamen Salih Tuna'nın hayal ürünü..." açıklamasında bulunmadı.
Eminim, "Ne bu şimdi?" diyorsunuz
Haklısınız...
Cumhuriyet'in "gerçek" bir haberi üzerine Yılmaz Özdil ve Ruşen Çakır'ın açıklamalarını okuyunca ben de çok şaşırmış, "Bu ne şimdi?" demiştim.
Söz konusu haber şöyleydi: "Nokta TV canlı yayınında son günlerin gündemdeki tartışma konusu mülteci göçü hakkında açıklamalarda bulunan Sözcü Gazetesi yazarı Yılmaz Özdil, Afgan ve Suriyeli sığınmacıların Türkiye'ye gelmesine yönelik eleştirilere karşı yayınlar yapan medya kuruluşlarını eleştirdiği konuşmasında, 'Sömürge solcuları var bu ülkede. Son dönemde gördük, yabancı fonlardan para alan gazetecikılıklı çantacılar var...' dedi." Ruşen Çakır, mezkûr haberdeki "Gazetecikılıklı çantacılar var" ifadesinden kendisiniteşhis etmiş olacak ki Yılmaz Özdil'i aramış.
Diyor ki: "Yılmaz Özdil'i aradım. Bana böyle bir şey söylemediğini söyledi. Bu da benim için yeterli..." Yılmaz Özdil de sosyal medya hesabından, "Ben Ruşen hakkında böyle bir şey söylemedim, Cumhuriyet Gazetesi bana herhangi bir şey sormadı, ama böyle bir haber yapmışlar..." diyerek ilgili haberin linkini vermiş.
Linke tıklayınca yukarıda aktardığım haberi okuyorsunuz.
Haberde Ruşen Çakır'ın adı yok. "Gazeteci kılıklı çantacılar" diye eşkâli var sadece!
Cumhuriyet Gazetesi de, "Yaptığımız haberde Ruşen Çakır adı zaten geçmiyor, Yılmaz Özdil'e böyle bir şey sorduğumuzu da iddia etmedik. Bir televizyon kanalındaki konuşmasını aktardığımızı haberimizde özellikle belirtmiştik..." demedi
Sormak isterim:
"Bu ne şimdi?!" hayretini sizce hangi haber daha çok hak ediyor?
Birinde hiç değilse Kılıçdaroğlu'nun kendisine hatırlatılan sözleri kurgu değil. Diğerinde her şey manipülasyondan ibaret.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.