Geçenlerde bir profesör "Hem Kovid-19 Çin'de laboratuvarda üretildi diyorsunuz hem de Çin aşısına güvenmiyorsunuz!" diyordu.
Öyle ya "zehri" üreten "panzehir"ini de üretir.
Mantıklı olan budur.
Ne ki, Çin aşısına güvenmeyenler sadece mezkur "komplo teorisine" inananlar değil ki.
Sırf "Çin malı" olduğu için karşı çıkanlar çoğunlukta.
"Çin malı değil mi sakat, basit, telmaşa ve ucuzdur muhakkak. Zaten yarasa yiyen adamların aşısından ne olur!" yollu düşünüyorlar. Hülasa, imajdan yürüyorlar.
Bunlara azgın "
zoon politikon" elemanlar da eklendi.
Madem hükümet Çin'den 50 milyon doz sipariş etti, fırsat bu fırsat dibine kadar muhalefet edelim, belki burdan ekmek yeriz umuduyla kaptırıp gidiyorlar.
***
Yazık ki yazık insan sağlığı üzerinden siyaset yapacak kadar tozuttular.
Devletin Sağlık Bakanı "
Çin aşısı ucuz falan değil" diyor.
Dinlemiyorlar!..
Fakirlere Çin aşısı, zenginlere Alman - ABD aşısı martavalına devam ediyorlar.
Sağlık Bakanı "
Aşıda menşe değil yöntem önemli" diyor.
Aldırmıyorlar...
Kovid-19 için geliştirilen tüm aşılara karşı çıkanlar hiç değilse kendi içinde tutarlı.
Ya bunlar?
Çin aşısına karşı hiçbir bilimsel argüman öne sürmeden karşı çıkıp
Almanya - ABD'nin (BioNTech / Pfizer) ürettiği aşıyı hiçbir argümana dayanmadan savunmak bilimsel değil "mümessil" tavrıdır.
***
Her iki aşının virüse karşı etkisi yüzde 90'ın üzerinde.
Çin aşısının yöntemi klasik.
Suçiçeği, kızamık, normal grip aşısı gibi aşılar hangi yöntemle geliştirilmişse aynı yöntemle geliştirilmiş.
Çin aşısı daha güvenli ama üretimi yavaş.
Tartışılması gereken, gen teknolojisi kullanılarak çok daha hızlı üretilebilen Almanya - ABD'nin (BioNTech / Pfizer) ürettiği aşılardır.
Zira bu aşıda vücudumuza virüs verilmiyor. Virüsü tanımamıza yarayan antijen de verilmiyor.
Virüsün antijenini kodlayan gen veriliyor. Ki bizim hücremiz virüsün antijenini kodlasın.
Uzun lafın kısası, söz konusu virüs antijenini kodlayacak gen parçası (mRNA) hücremize girer ve virüse ait protein ürettirir. Virüsü tanımamıza yarayan antijenleri ürettirir yani.
Böylece vücudumuz kendi ürettiği proteini (virüsün üzerinde olması gereken antijeni) düşman olarak tanır.
Uzmanların dediğine göre bu yöntemle yapılan aşıların insan üzerinde kullanımına daha önce hiç izin verilmedi.
İlk kez kullanılacak.
Yine uzmanlara göre bu yöntem şöyle bir risk taşıyor:
Savunma sistemimize vücudumuzun kendi ürettiği proteinlere saldırmasını öğretirsek, bunun sonucunda vücudumuza düşman savunma sistemi oluşabilir yani tıbbi adıyla "otoimmün" hastalıkların oluşmasına sebebiyet verebilir veya öngöremediğimiz başka hastalıklara.