Muhalefetin konsolide ettiği sosyolojinin
Başkan Erdoğan'ı düşürmeye yetmediğini anladıkları günden beri "
muhafazakar mahalleye" çalışıyorlar.
Dikkat isterim:
Eleştiri yapmak veya eleştirel mesafeyi korumak başka şeydir, ifsat etmek başka şey.
Maksatsız eleştiriye elbette lafımız olmaz. Dahası, eleştirisiz tartışma olmaz, tartışmasız da ortak akla varılmaz.
Demem o ki, "muhafazakar" sosyolojiyi fasılasız bir şekilde zehirlemeye çalışan
ayartıcılaradır sözümüz.
Maksat da muamma değil; her şeyden evvel
Biden'ın konuşması ortada!
Daha "dindar" görünmek veya "muhafazakar hassasiyetleri istismar etmek" dahil, Erdoğan'ı indirmek için her yol mubah.
Hangi ittifakla veya hangi yöntemle olursa olsun yeter ki Erdoğan iktidardan düşsün.
Hesap bu!
Ne ki, bu da gayet normal.
Güçlü olanı haklı gören dünya sistemine itiraz eden kaç lider var?
***
Söz konusu ayartma faaliyeti de son derece kompakt. O kadar ki, ayartılanlar için geçiş partileri mesabesinde
nevzuhur partiler bile var.
Her ne kadar şimdilik performanslarından memnun olmasalar da umutlarını muhafaza ediyorlar.
Kılıçdaroğlu, "Dostlarımızla iktidar olacağız" diye tevekkeli dememişti.
Diyeceksiniz ki, "Muhafazakar mahalle ile Erdoğan'ın arasını açmaya çalışmak akla ziyan değil mi?"
Öyle ama unutmayın, fitne bulaşıcıdır.
Ne koparırsak kârdır düşüncesiyle hareket ediyorlar.
Lakin işin hafife alınacak yanı da kalmadı.
Sayın Erdoğan'la "muhafazakar mahalle" arasındaki gönül köprülerini epritecek "sinsilikler" tükenmiyor.
Hamakat ehlinin de (istemeden bile olsa) katkısı var bunda.
Kudüs'ü her platformda savunan Erdoğan'ın "Filistin duyarlığını" bile sorguladılar, varın ötesini siz hesap edin.
Örnek çok hangisini vereyim.
"Aile hassasiyeti" bile sorgulandı, daha ne olsun!
Başkan Erdoğan sapkın ve sapık ilişkilere karşı çıkarken "Şimdi zamanı mı?" yollu mırın kırın edenler,
Davutoğlu'nun imza altına aldığı / aldırttığı
İstanbul Sözleşmesi'nin tashih edileceği ilan edildiği vakit telaş içinde ifsat faaliyetine girişmediler mi?
***
İçlerinde öyle sinsiler de var ki "Erdoğan'ı en çok ben seviyorum o halde kimseyi tanımam, herkese şavullarım" dercesine kaptırıp gidiyorlar.
Bu nasıl sevmektir bre?
Erdoğan'la "ölümüne" gönüldaşlık yapanlara vurmak için fırsat kollayarak mı seviyorsunuz Erdoğan'ı?
Son zamanlarda da
Turkuvaz Medya'ya sardırdılar.
Başta
FETÖ olmak üzere taşeron terör örgütlerinin SABAH, A Haber ve ATV'ye düşmanlığında şaşılacak bir şey yok.
Nihayetinde mahut terör örgütlerine karşı en kararlı ve net tavrı koyan, Türkiye'nin en etkili medya grubundan bahsediyoruz.
İyi de "muhteremlere" ne oluyor?
Bir programın canlı yayın konuğunun üç saniye içinde serdettiği müstekreh bir ifadesi yüzünden (üstelik, programın yapımcısı teknik olarak müdahale edemedikleri için hatasını kabul ettiği halde)
Huzur Sokağı'ndan
Kuruluş Osman'a kadar birçok önemli ve değerli işe imza atan ATV'ye yapılan bu haysiyet cellatlığı nedir?
Eşcinselliği özendiren programların yer aldığı kanallara ağzını açmayanların ATV'ye lagaluga etmesi "muhafazakarlıkla" açıklanamaz.
Bu bambaşka bir derdin ifadesidir ve bu derdin ortakları da bellidir.
Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın aile konusundaki duyarlığını sorgulayanlarla Turkuvaz Medya'yı itibarsızlaştırmak için fırsat kollayanlar aynı dertten muzdariptir.