Böyle gelmiş böyle mi gitsin?
Mekkeli müşriklerin dayanılmaz boyutlara varan zulmü nedeniyle Habeşistan'a (Etiyopya) hicret eden bir grup Müslüman ile Habeş Kralı Necaşi'nin karşılaşmasını anlatan sahne hani.
Mekkeli müşrikler bu Müslümanları teslim almak için Necaşi'yi mensubu olduğu Hıristiyanlık üzerinden etkilemeye çalışırlar.
Hatta, "Bunlar İsa'nın Allah'ın oğlu olmadığını söylüyorlar!" diye gammazlarlar.
Habeş Kralı Necaşi dikkat kesilir ve Müslüman grubun temsilcisi Hz. Cafer'e sorar:
"İsa hakkında ne düşünüyorsunuz?"
Hz. Cafer, Kur'an-ı Kerim'den Meryem Süresi'ni okur. (Hz. Cafer, Hz. Ali'nin 10 yaş büyük abisidir.)
Necaşi, Hz. Cafer'i dinler dinler ve müşriklere döner:
"Onun bir tek Allah'ından bu kadar güzel sözler çıkarken sizin 300 tanrınızın dili mi tutuldu?"
Necaşi çok etkilenmiştir...
Filmdeki sahnede o denli yer verilmemiştir ama İbn-i Hişam Sireti'ne göre Necaşi'nin sakalı gözyaşlarıyla ıslanır. Zaten hem bu Müslümanları himaye etmiştir hem de daha sonra kendisi de Müslüman olmuştur.
Malumunuz, Hz. İsa biz Müslümanların da peygamberi, annesi Hz. Meryem de annemizdir.
Bütün bunları lafın dümenini Efes'teki "Meryem Ana Evi"ne çevirmek için anlattım.
Meryem Ana Evi mi?
Catherine Emmerich'in rüyalarına dayanarak keşfedilmiştir.
Bunda da şaşacak bir şey yok. Eyüp Sultan da Akşemseddin'in keşfidir. (Halil İnalcık mezkur keşfi askere moral vermeye bağlar ya, bahs-i diğer.)
Papa Benedict'in 2006'da ziyaret ettiği "Meryem Ana Evi"ni Vikipedi bile "Katolik ve Müslüman mabet yeridir" şeklinde tanımlar.
Gelgelelim...
Kültür Bakanlığı'mızın "Meryem Ana Evi" önüne yerleştirdiği Türkçe, İngilizce, Almanca, Fransızca, Latince, Japonca (ila ahir) panolarda Hz. Meryem hakkında sadece ve sadece Hıristiyan anlatısına yer verilmiş!..
Oysa, Hz. Meryem bizim de "kutsalımız" ve "Çağrı" filmindeki o sahnede de anlatıldığı gibi Kur'an'da koskoca Meryem Suresi var.
Soru şudur:
"Meryem Ana Evi'nin yerli ve yabancı ziyaretçilerinin İslam'ın Hz. Meryem'e verdiği kıymeti (iki ayetle de olsa) bir panodan okumaya hakları yok mu?"
Diyeceksiniz ki bu "eksikliği" şimdi mi gördün?
Evet, birkaç hafta evvel ilk kez gördüm. Kuvvetle muhtemel eskiden beri hep böyledir ve böyle de devam etmiştir, bilemiyorum!
Lakin...
Hep böyle gitmesin diye benzer bir yanlışın yer aldığı "Yedi Uyuyanlar" mağarası önünde yer alan panoya 17 Aralık'ta attığım bir tweet ile değinmiş, mahut panonun görselini paylaşarak şöyle demiştim: "Kültür Bakanlığı 'efsaneye göre' ifadesiyle Hıristiyan kaynaklarından bilgi veriyor. Fakat... Kur'an da yer, mekan, tarih ve sayı belirtmeksizin Ashâb-ı Kehf'i (kıyametin kopacağını ve ölülerin âhirette dirileceğine dair) misal verir... Bu 'efsane' değil, Allah'ın ayetleridir..."
Ayrıca...
Kültür Bakanlığı'mızın söz konusu tabelayı tashih etmesi veya İslam inancına göre haşiye düşmesi gerektiğini dile getirmiştim.
"Meryem Ana Evi" hakkındaki naçizane sorum bunun için de geçerli:
Yerli ve yabancı ziyaretçiler (mağara önündeki bir panodan) "Yedi Uyuyanlar" hakkında Hıristiyanlık kaynaklarının ne dediğini okuyabildikleri kadar İslam'daki yerini de okumaya hakları yok mu?
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Bu millet bu savaşa girmez (26.11.2024)
- Kendi silahını gömdü (23.11.2024)
- Onlara da yâr etmezmiş (21.11.2024)
- Bombayı kendisi koydu (20.11.2024)
- Haksız tartışma bu (19.11.2024)
- İsmet Özel, Seyyid Kutub ve molla (16.11.2024)
- Yemişim İran’ını (14.11.2024)
- Cübbeli Hocamın fakire cevabı (13.11.2024)
- Neden ağlıyorlar? (12.11.2024)
- Elemanın ekstrası var (09.11.2024)