Genel Merkez’de şok
Hele ki genel başkanlarının içi içine sığmıyordu.
Türkiye'nin Avrupa'ya yaptığı tıbbi yardımlar adeta belini bükmüştü. Bu haberle kelebekler kadar hafiflemiş tonlarca yük üstünden kalkmış gibiydi.
İçlerinden biri "Bu daha başlangıç" dedi, "Sırada 54 ülke var. Hepsi iade edecek, hepsi."
Genel başkanlarının gözleri parladı. Engin Özkoç "inşallah" diye mırıldandı.
Eşzamanlı bir başkası atıldı: "İster misiniz bunların yardımını Uganda da geri göndersin?"
Kahkahalarla güldüler.
Engin Özkoç duygularına daha fazla hakim olamadı, sevinç gözyaşlarına boğuldu.
Arkadaşları şefkat gösterince de, "Çok örselendim" dedi, "Akepeliler böölee böle kafama vurdular, etlerimi mıncık mıncık ettiler..."
Toplantı salonunda "hisli - duygulu" anlar yaşandı.
Engin Özkoç, "Sosyal mesafe olmasaydı şimdi hepinize sarılıp öperdim." deyince toplantı salonunda duygu seli yerine yoğun bir ürperti hakim oldu. Hatta sosyal mesafe kuralına içten içe sevindiler.
Özgür Özel havayı dağıtmak için "Bu İngiltere haberini kutlayalım" önerisinde bulununca genel başkanları panikledi. "Aman, çok dikkatli olalım" dedi. "Akepeliler sevincimizi istismar edebilirler. Kendi aramızda sevinelim ama dışarda üzülmüş gibi yapalım. Hatta şey diyelim...E'ee.. şey..."
Aradığı ifadeyi bulamayınca Ekremci olarak bilinen kurmayı araya girdi: "Çok üzülüyoruz!.." diyelim.
Genel Başkanları ağzı kulaklarında, "Hah evet, evet!" diye onayladı, "Çok üzülüyoruz!.."
Faik Öztrak müjdeyi verdi: "Dolar da yükseliyor. Böyle giderse daha çok üzüleceğiz!"
Tekrar kahkahalar yükseldi.
Özgür Özel "Gidecekler!" diye haykırınca da tempo tutturdular:
"Hükümet istifa...Hükümet istifa... Hükümet istifa..."
Mansurcu olarak bilinen kurmay Ekremci kurmaya eğilerek fısıldadı: "Yazları Bodrum'dan kışları Palandöken'den mi yöneteceksiniz Türkiye'yi?"
"Ne diyorsun ya?"
"Hükümet yönetmek önce faturayı geçirip sonra askıya almaya benzemez diyorum."
"Ya neye benzer? Bavul bavul götürmeye mi?.."
Genel başkanları çoktan içine kapanmış, "Hükümet ya gerçekten giderse, ne yapacağız?" diye kara kara düşünmeye başlamıştı.
Genel başkan yardımcıları yüzü düşmüş vaziyette içeri girdi.
"Sayın Genel Başkanım, haberler çok kötü!" dedi kahır dolu bir sesle. "İngiltere hükümet sözcüsü haberleri yalanladı. İngiltere Ankara Büyükelçisi de tıbbi yardımları için Türkiye'ye çok teşekkür ederiz dedi..."
"Hö?!"
"Ha?"
"Ne?!
Herkes şoke olmuştu. Engin Özkoç, "Sayın Genel Başkanım" dedi, "İngiltere büyükelçisini istenmeyen adam ilan edelim!"
"Saçmalamayın Özgür Bey!.."
"Engin ben efendim."
"Ben ne dedim?"
"Özgür dediniz..."
"Ne fark eder! Benim beynimde develer cima ediyor sen ipimle kuşağım modundasın!"
"Cimayı anlamadım, nasıl yani efendim?!"
"Ya kardeşim bi dışarı çık, temiz hava al bi rahatla..."
Özel kalemi Meral Akşener'in telefonda olduğunu haber verince telefonu açtı.
"Kemal Bey bize emanet verdiğiniz 15 vekilden 1'ini almayı unutmuşsunuz galiba. Sizi de çok seven biri. Çok özlemiş. Onu da geri alsanız.. Şu an kendisi diğer telefonda..."
"Nasıl olur Meral Hanım, hepsini aldık biliyorum. Adı nedir?"
"Fenasi..."
Deyince panik içinde "Aman!" demeye kalmadı, Akşener tamamladı: "Ahmet... Fenasi Ahmet."
Derin bir nefes aldı, "Emin misiniz?" dedi, "Ahmet Fenasi olmasın?!"
Akşener, "Sorayım!" dedikten kısa bir süre sonra döndü: "İkisi de olur diyor!"
"Bizde ikisi de yok Meral Hanım, sizde var mı?
"Bizde de yok. Bi saniye tekrar sorayım tam olarak ne istiyormuş?"
Akşener kısa süre sonra gülerek döndü: "İBB'de askıda bir genel müdürlük de olur diyor... Ahaha ahaha çok iyi ya . Ay sinirlerim bozuldu ahaha..."
Genel başkanları elinde telefon, ifadesiz şekilde kalakalmıştı.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Bu millet bu savaşa girmez (26.11.2024)
- Kendi silahını gömdü (23.11.2024)
- Onlara da yâr etmezmiş (21.11.2024)
- Bombayı kendisi koydu (20.11.2024)
- Haksız tartışma bu (19.11.2024)
- İsmet Özel, Seyyid Kutub ve molla (16.11.2024)
- Yemişim İran’ını (14.11.2024)
- Cübbeli Hocamın fakire cevabı (13.11.2024)
- Neden ağlıyorlar? (12.11.2024)
- Elemanın ekstrası var (09.11.2024)