DW Türkçe matine - suare Türkiye hakkında algı faaliyeti yürüteceğine kendi dertlerine yansın. Avrupa Birliği yerlerde sürünüyor işte; İtalya'da Fransa'da bayrakları indiriliyor. BBC Türkçe de Deutsche Welle'den farksız değil.
Hatta daha azgın.
O kadar ki, kara propagandalarına meze yapabilecek malzeme bulamadıklarında fabrikasyona bağlıyorlar.
"Geçinemeyenler" başlığı altında "yandık - öldük - bittik" dedirttikleri bir kadıncağızın sonradan Boğaz'da eli kolu altın bileziklerle dolu sefa içinde eğelendiği ortaya çıkmıştı hani.
Suudi Arabistan ve BAE sermayeli Independent Türkçe de kara propagandada bunları geride bırakmayacağının işaretlerini vermeye başladı. Sputnik derseniz güya Rusya orjinli ama nedense Türkiye'de ABD muhiblerini arkalayan haberler yapıyor.
Sorsan hepsi birden basın yayın özgürlüğünü veya düşünce hürriyetini öne sürerler.
Madem öyle Alman siyasetçilerin (Russia Today için) "algı faaliyeti yürütüyor" tepkisi üzerine Alman Gizli Servisi'nin (BND) harekete geçmesi neyin nesiydi? Çin de koronavirüs önlemleri çerçevesinde New York Times, Wall Street Journal, Washington Post, Time ve Voice of America için çalışan tüm ABD vatandaşlarının lisansını iptal etmişti.
Demem o ki hiçbir devlet kendi milletinin ifsat edilmesine sürgit seyirci kalmaz.
Ne ki, Yeni Samanyolu TV tesmiye ettiğim Amerikan orjinli FOX TV'ninPortakal'ı sosyolojiyi adeta zehirliyor.
Ben hayatımda bu kadar sinsi bir algı operatörü görmedim.
Kimi zaman (entipüften konularda) sureti haktan görünmesinin yegane nedeni, algı faaliyetini zerk etmek için prestij kazanma ihtiyacından kaynaklanıyor.
Haber falan sunduğu yok. Haberler araç sadece, işi gücü algı faaliyeti.
Geçen gün yardımlaşma - dayanışma kampanyasına karşı "bozgunculuğun" daniskasını yaptı.
Yardım kampanyasını 7 maaşını bağışlayarak başlatan bu ülkenin Cumhurbaşkanını "takdir" edeceğine, tahkir etmeye çalıştı.
Bununla da kalmadı, bu kampanyayı Türkiye Cumhuriyeti'nin zaafı olarak göstermek için kendini paraladı.
Be hey bozguncu ne zaafı?
Birçok Avrupa ülkesine insani yardım gönderdik. Daha dün tıbbi yardım uçağı kalktı yine.
Cumhurbaşkanımızın fotoğrafının yanına yerleştirdiği eşek kadar "IBAN verdi" yazısı eşliğinde yaptığı kara propaganda bu milletin dayanışmasına karşı duyduğu rahatsızlığın göstergesiydi.
Keriz avlamaya yönelik popülist bir dil, pespaye bir mugalata.
Saraylar yapmak yönetmek değilmişmiş. Aynı zekayla "duble yollar yapmak da yönetmek değilmiş" desene. Bak işte koronavirüs nedeniyle yollar köprüler bomboş.
PKK medyası bile bu algı operatörü kadar yıkıcı, ifsat edici değildir. En azından Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı olduklarını saklamıyorlar.
Bu Türkiye'nin yanındaymış gibi yapıp her kritik eşikte müstevlilerle aynı dalga boyunda yayın yapıyor.
Hep böyle...
Mehmetçik teröre karşı sınır ötesi harekat başlatır; "kafam karışık" diyerek bozgunculuk yapar. Deprem olur; millet topyekun dayanışmaya girişir, bu yine çatallı diliyle yıkıcılık yapar.
Koronavirüs nedeniyle milletimiz can derdine düşmüşken o "bölücülük" peşinde.
Şu ifadesine bakar mısınız: "Gerek merkezihükümetler gerek yerel hükümetler..."
Türkiye eyaletlere bölündü de bizim mi haberimiz yok?
"PKK'ya teşekkür etmeliyiz" aşamasından buralara geldi demek ki. PKK da (bu ifadesi nedeniyle) "Portakal'a teşekkür etmeliyiz" dese yeridir.
Lamı cimi yok; "yerel hükümetler" ifadesi lapsustur.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.