Koronavirüsün kırdığı o burun
Ne ki hiçbir soru azami önlem almaya engel değil.
Önlem almak da alametleri beliren "plan" üzerinde kafa yormaya engel değil.
Sevgili Haşmet Babaoğlu'nun dünkü köşesinde hatırlattığı Trump'ın 2018'de BM'de yaptığı konuşma gerçekten de çok manidar: "Globalizm ideolojisini reddediyorum. Dünyadaki bütün devletleri de böyle yapmaya çağırıyorum..."
Malumunuz, küreselciler ulus devletleri her daim "emir eri" mesabesinde görmek ister.
İtaat etmeyenlere de istikrar yüzü göstermezler.
Elbette her ulus devlet aynı olmadığı gibi masum da değildir.
Lakin küreselciler hep aynıdır. Tek kutsalları vardır, para. Yani, bayrakları da paradır, ilahları da!
***
Koronavirüs belirli bir plana hizmet ediyor mu etmiyor mu şimdiden kesin bir şey söyleyemeyiz.Soru sormak / kuşkulanmak hakkımız diyoruz sadece.
Kuşku duymadığımız tek şey: Her planın projenin üstünde bir master planın olduğudur.
Bu planın koronavirüs vesilesiyle ihsas ettiği hakikat de şudur:
İnsanoğlu acizdir!
Maazallah salgın 5-6 ay daha böyle devam ederse dünya iflah olmaz.
Bir virüs bile uygarlığımızın Kaf Dağı'ndaki burnunu kırmaya yetmiştir.
Kuantum fiziği, nanoteknoloji, genetik mühendislik, yapay zeka veya modern bilim deyince aklımıza ne geliyorsa...
Hülasa, topyekûn uygarlığımızın bir "virüs"lük canı varmış.
***
Niyazi Mısri, "Noktayı fehmetmektir ilim irfandan maksat..." demişti.O noktayı / orijini unuttuk. "Onlar Allah'ı unuttu, Allah da onlara kendilerini unutturdu" buyrulur.
Modern "kurgu" bir yanıyla da unutturma mekaniğidir.
Unutursan "başkalaşmaya" düçar olursun. An gelir öyle başkalaşırsın ki basit imajları bile gerçek diye yutarsın da ruhun duymaz.
Guy Debord, "Gösteri Toplumu"nda şöyle demişti: "İktisadın insanlara bütünüyle boyun eğdirmesi ölçüsünde, gösteri de onları kendine tabi kılar. Gösteri, bizzat kendisi için gelişen iktisattan başka bir şey değildir. (...) Gerçek dünyanın basit imajlara dönüştüğü yerde, basit imajlar gerçek varlıklar ve hipnotik bir davranışın etkili motivasyonları haline gelir..."
***
Bir yanda tıksırıncaya kadar yiyenler, diğer yanda açlıktan ölen çocuklar.Ve, hiç bitmeyen zulüm.
Daha dün Halepçe katliamının yıldönümüydü. Binlerce insan çoluk çocuk kadın ihtiyar kimyasal silahla katledilmişti.
Çok beddualar aldı bu dünya, çok "ah"lar aldı; Filistin'de, Irak'ta Yemen'de, Afrika'da.
"Sizi Allah'a şikayet edeceğim" diyen o masum çocuğu hatırladınız mı?
Master planın sahibi merhametlilerin en merhametlisi olduğu kadar zalimlere karşı da "müntekim"dir...
"İçimizdeki beyinsizler yüzünden bizleri helak eder misin Allah'ım!.."
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Bu millet bu savaşa girmez (26.11.2024)
- Kendi silahını gömdü (23.11.2024)
- Onlara da yâr etmezmiş (21.11.2024)
- Bombayı kendisi koydu (20.11.2024)
- Haksız tartışma bu (19.11.2024)
- İsmet Özel, Seyyid Kutub ve molla (16.11.2024)
- Yemişim İran’ını (14.11.2024)
- Cübbeli Hocamın fakire cevabı (13.11.2024)
- Neden ağlıyorlar? (12.11.2024)
- Elemanın ekstrası var (09.11.2024)