SALİH TUNA

Müptezel

İSKİ Genel Müdürü Ergun Göknel kendisinden 29 yaş küçük sekreteri yüzünden 22 yıllık eşinden "anlaşmalı boşanmaya" karar verir.
Anlaşmak için de 8 milyar lira nakit olmak üzere son model bir araba ve lüks bir daire teklif eder.
Sonuçta, anlaşmalı boşanma gerçekleşmez, mesele medyaya yansır.
Genel müdür maaşıyla söz konusu boşanma tazminatı teklif dahi edilemeyeceğine göre paranın kaynağı sorgulanır. Çok geçmeden klor alımı ihalesine fesat karıştırdığı ortaya çıkar.
Ergun Göknel de paranın kaynağını izah edemediği gibi İsviçre ve Amerika bankalarında açtığı gizli hesapları da açıklayamaz.
Tansu Çiller'i destekleyen Aydın Doğan'ın Hürriyet gazetesi de rüşvet paralarının dönemin CHP'sine (SHP) böyle akıtıldığını manşetlere taşır.
Bütün bunları neden mi anlatıyorum?
Şu soruyu sormak için: CHP'yi bitiren 93'teki İSKİ benzeri bir skandal bugün yaşansaydı ne olurdu?
İsterseniz biraz daha somuta indirgeyelim.
Varsayalım Ekrem Bey belediye başkanı değil de İSKİ Genel Müdürü. Yine varsayalım ki AVM'leri falan olan "Manukyan kadar zengin" değil de Ergun Göknel gibi maaşıyla geçinen bir yurdum insanı.
İmamoğlu çiftini elbette tenzih ederim, dahası, bir ömür mutlu bir evlilik sürdürmelerini dilerim.
Mesele onlar değil zaten. Mesele, CHP'deki "siyasi şizofreninin" boyutlarını anlatabilmekten ibaret.
Zira, İSKİ skandalı bugün patlak verse, günümüz CHP'lileri buna "skandal" bile demez.
Kuvvetle muhtemel, "Daha göreve yeni geldi, hangi ara o parayı biriktirdi" derler veya "Megri megri" diye akılları sıra karşı saldırıya geçerler. (Ne alakası var demeyin, zaten nasıl bir "alakasızlıkla" malul hale geldiklerinden dem vuruyoruz.)
Çok mu afaki konuşuyorum?
Peki, Ankara'da "bavulla mı" muhabbetine (25 milyonluk avanta) verilen tepkiler neydi?
Toplumu çürüten yanlışı görmemek değil yanlışa alışmak, yanlışa bağışıklık kazanmak veya yanlışı sırf kendi partisinden biri yaptığı için tevil etmektir.
Hakikatin hatırını dostun hatırından üstün tutmadıkça da olmaz. Yanlış CHP'li yapsa da yanlıştır, AK Partili yapsa da!
Bakınız maç satmak, şike yapmak kuşkusuz iğrençtir. Daha iğrenci bunu normal görmek, şampiyonluk uğruna içinize sindirmektir.
Çok şükür en azgın futbol taraftarı bile şampiyon olalım da isterse şikeyle olsun demiyor, o kadarını midesi kaldırmıyor.
Ne ki siyasi şizofrenler her türlü çirkefliği yapmayı marifet sanıyor.
Bu kadar yalan dolan, bu kadar müptezellik olur mu?
Bütün büyükşehir belediyeleri ellerinde, hâlâ elle tutulur tek bir icraatları yok.
Son zamanlarda yapılanlara "pislik" atmaya başladılar. Balçıkla sıvayamadıklarına da akıl almaz şekilde sahip çıkıyorlar.
Marmaray'a denizdeki antik eserler yok ediliyor diyerek karşı çıkmışlardı. Engel olamayınca su sızıntısından bahsetmişlerdi. Şimdi de "Marmaray Ecevit'in projesiydi" demeye başladılar.
İstanbul Havaalanı'na da az lagaluga etmediler. Para kazanmaya başladı ya, yakında onu da İnönü yaptı derlerse hiç şaşmam.
Bu siyaset falan değil müptezelliktir.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.