Cem ilen Şahan meselenin farkında ya sen?
Aman aklınıza yanlış şeyler düşmesin!
"Her Şey Çok Güzel Olacak" adlı film CHP'li Ekrem Bey'in malum seçim kampanyasından yıllar önce çekildi. Yani ilham kaynağının Ekrem Bey olması zamanın diyalektiğine aykırı.
Derseniz ki, "Ekrem Bey'in ilham kaynağı mezkur film olabilir mi?" bakın işte orasını bilemem.
Benim bildiğim, "Her Şey Çok Güzel Olacak"ta Cem Yılmaz (Altan Çamlı karakteriyle) üçkağıtçı, yalancı, dolandırıcı hülasa sahtekarın önde gidenini canlandırmıştı.
Konumuz bu değil; lakin, Şahan ve Cem'in aylar öncesindeki "Her Şey Çok Güzel Olacak" kampanyasına destek verdiğini söylemeden de geçmeyelim.
Malumunuz, Şahan ve Cem biraderlerimiz son günlerde "filmlerine gitmeyeceğiz" kampanyasına maruz kaldı.
E tabii terlemesem de "çok üzülüyorum."
Zira, Cem Yılmaz'ın son filmi gişede umduğu başarıyı elde edemedi. Amiyane tabirle, çakıldı.
Bunda söz konusu kampanyanın etkisi ne kadardır, doğrusu bilemiyorum. Ama muhakkak belirli bir etkisi olmuştur.
Belki de eli ayağı daha düzgün bir iş çıkarmıştır da onun için az izlenmiştir. Bu da mümkün.
Şahan Gökbakar da Cem Yılmaz da sosyal medyadaki "filmlerini izlemeyeceğiz" kampanyasına "hoşgörüyle" yaklaşmadılar.
Halbuki, alkış kadar protesto da haktır.
Şahan da Cem de şuncağızı akıllarından çıkarmasınlar: Hiç kimse antipatik bulduğu komedyene sürgit gülmez.
Naçizane tavsiyem, filmlerine gitmeyeceğiz diyen insanlara "leş kargaları" diyecek kadar sevimsizleşmesinler.
Gerçi bu tarz lümpen tepki göstermeleri yaptıkları işlerle (mizahla) gayet uygundur ama böyle giderse gişeden karşılığını alamazlar, haberleri olsun.
Filmlerinin protesto edilmesinin nedeni elbette içerikleriyle alakalı değil.
Hürriyet gazetesinden Ahmet Hakan kardeşim diyor ki, "Cem Yılmaz Kazdağları ile ilgili bir paylaşım yaptı ya... / Şahan Gökbakar hükümete azıcık aykırı gitti ya" filmlerini izlemeyeceğiz kampanyası bu yüzden...
Devamında, Erdoğan'a veya AK Parti'ye selam çaksalardı baş tacı edilirlerdi diyor.
Hayır kardeşim, alakası yok!
Bu ülkede Başkan Erdoğan'a saygısızlık yapmayanı veya AK Parti'ye hakaret etmeyeni sanatçıdan saymayacak kadar azgınlaşmış bir mahalle baskısının olduğunu bilmeyen yok.
Sanatçılarımız adeta tasallut altında.
Kaç ünlü sanatçımızın, "onlar gibi düşünmüyoruz ama bizi dışlarlar korkusuyla öyle yapmaya mecbur kaldık" dediğinden haberin var mı?
Mesele Başkan Erdoğan veya AK Parti meselesi olmaktan çoktan çıktı.
Bıçak kemiğe dayandı görmüyor musun?
Sırf Türkçeyi savunduğu için Kıraç nasıl linç edildi bilmiyor musun?
Bu topraklarda şayet "Zulüm 1453'te başladı" lakırdısı dermeyan olduysa bu linçi üreten sosyolojiye güvenerek / yaslanarak oldu.
Şahan'a da Cem'e de söylenenin hülasası şudur: Madem ota (..)a duyar kasıyorsunuz, neden Mehmetçiğin can pahasına vatan savunmasına sağır kör oluyorsunuz?
Senin anlayacağın kardeşim, bu iki komedyenimizden, askerimize Merih Demiral selamı mesabesinde bir tweetle moral verilmesini istediler.
Günlerdir sağır, kör, dilsiz oldular. Sonra da bu istekle dalga geçtiler, aşağıladılar.
Ne zaman ki tepkiler birinin gişesine zarar verdi, diğerini de gişe korkusu sardı, biri gösterisinin gelirini Mehmetçik Vakfı'na bağışlayacağını açıkladı, diğeri de sosyal medya hesabından Barış Pınarı Harekatı'na destek verdiğinin görselini paylaştı.
Yani...
Ahmet Bey kardeşim, meselenin, Mehmetçikle / vatan savunmasıyla alakalı olduğunun onlar gayet farkında sen nerden gidiyorsun?
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Çok ah aldın!.. (27.11.2024)
- Bu millet bu savaşa girmez (26.11.2024)
- Kendi silahını gömdü (23.11.2024)
- Onlara da yâr etmezmiş (21.11.2024)
- Bombayı kendisi koydu (20.11.2024)
- Haksız tartışma bu (19.11.2024)
- İsmet Özel, Seyyid Kutub ve molla (16.11.2024)
- Yemişim İran’ını (14.11.2024)
- Cübbeli Hocamın fakire cevabı (13.11.2024)
- Neden ağlıyorlar? (12.11.2024)