Paşam ama siz de onun askeriydiniz
Gitgide tahrip kalıbı haline dönüştüler. Nerde muhabbet varsa ellerinde nefret kovalarıyla oraya koşuyorlar.
Hem de her sabah işbaşı yapar gibi.
Aynı filmlerle gülen veya ağlayan, aynı şarkılarla / türkülerle coşan veya efkârlanan toplumun arasındaki tüm irtibat tellerini kopartmak için matine - suare çalışıyorlar.
İstiyorlar ki toplum tastamam gettolara bölünerek algı operatörlerinin avı haline gelsin.
Dertleri, motivasyonları ne mi?
Bir kısmı konumunu kaybettiğinden bir kısmı konumunu kaybetme korkusundan bir kısmı da "gavurluğundan."
Evet, gavurluk... Mesela, sırf Türkçe hassasiyetini dile getirdiği için şarkıcı Kıraç'ı linç etmeye çalışmanın başka bir izahı yok.
Gözleri kin ve nefretle öyle dönmüş ki memleket batmış, paramparça olmuş veya işgal edilmiş ne gam!
Bunlara hiçbir şekilde hiçbir şey anlatamazsınız.
"Neden müstevlilerin taşeronlarıyla ittifak kuruyorsunuz" dediğinizde anında "megri megri" diyerek şelek şebelek anoloji denemesinde bulunurlar.
Emperyalizme veya müstevlilere karşı Kürt - Türk birlikte göğüs germek için stratejik mevziler kurmaya çalışmakla, müstevlilerden edindikleri silahlarla Türkiye'yi parçalamak isteyen terör örgütüyle ve onun siyasi uzantısıyla ittifak kurmanın farkını anlatamazsınız.
Aynı şekilde, madem dün FETÖ'ye karşıydınız bugün neden yegane umudu haline geldiniz deseniz de fayda etmez.
Yine ezberleri devreye girecektir.
Daha evvel bu mucize çapında ahmaklara şöyle seslenmiştim: "Biri size yanlış yoldasınız dediğinde, 'ama siz de vaktiyle yanlış yoldaydınız' karşılığını vermekle, yanlış yolda olduğunu itiraf etmekle kalmıyorsunuz, aynı zamanda, muhatabınızın da doğru yolda olduğunu ikrar ediyorsunuz..."
Anlamadılar, anlamazlar.
İçlerinde mebzul miktarda "Mustafa Kemal'in askeriyiz" diyenler de var. Ortak özellikleri belirli bir kin ve nefret üzerinden akıllarının alınmasından ibaret.
Farzımuhal bunlar "padişahın askeriyiz" deseydi ve Mustafa Kemal bunlara karşı çıksaydı şöyle cevap vereceklerdi: "Ama Paşam siz de vaktiyle padişahın askeriydiniz..."
Tevekkeli mucize çapında ahmak demiyoruz.
Bunlar hangi algı operatörlerin seralarında hangi hormonlarla üretildi bilmiyorum ama kafaları böyle çalışıyor.
Aynı kafa 15 Temmuz'da tankları alkışlayıp, tankların altında yatanların şanlı direnişini "tiyatro" diyerek itibarsızlaştırmaya çalışmıştı.
Bu Ortodoks muhaliflere son yıllarda FETÖ'cüler, PKK'lılar, AKP'li fırıldaklar, kifayetsiz muhterisler eklendi.
Topyekûn muhalefet ediyorlar.
Kime karşı mı?
Kime olacak, "küresel muhalife" karşı. Zaten bunun için bunlara "figüran muhalif" diyorum ya.
Bu "figüran muhalifler" emperyalizmin "İkinci İsrail"i kurma faaliyetlerine koştukları taşeron terör örgütünün siyasi koluyla ittifak kurarken, Başkan Erdoğan küresel muktedirlere karşı "Merak ediyorum, bu İsrail'in sınırları neresidir?" diye soruyor.
Fark bu!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Çok ah aldın!.. (27.11.2024)
- Bu millet bu savaşa girmez (26.11.2024)
- Kendi silahını gömdü (23.11.2024)
- Onlara da yâr etmezmiş (21.11.2024)
- Bombayı kendisi koydu (20.11.2024)
- Haksız tartışma bu (19.11.2024)
- İsmet Özel, Seyyid Kutub ve molla (16.11.2024)
- Yemişim İran’ını (14.11.2024)
- Cübbeli Hocamın fakire cevabı (13.11.2024)
- Neden ağlıyorlar? (12.11.2024)