Mesele o parti bu parti meselesi değil
Dışarıda tutulmak şöyle dursun, esas hedef Türkiye'dir.
Bunu çok da gizlemiyorlar.
PKK'nın Suriye koluna binlerce TIR silah vererek güneyimizde "İkinci İsrail" mesabesinde "terör devleti" kurmaya çalışmalarından Akdeniz'de yaptıkları tatbikatlara kadar her şey bunun göstergesidir.
Saldırı topyekûndür; direniş de topyekûn olmak zorundadır.
Hangi partiden olurlarsa olsun, tüm yurtseverler agah olmak zorundadır.
Yabancı yatırımcılara, "Türkiye'ye yatırım yapmayın" diyebilen neo - mandacı zihniyeti kamu vicdanında mahkum etmek de tüm yurtseverlerin boynunun borcudur.
Mesele o parti bu parti meselesi değil, "Türkiye Ankara'dan yönetilsin" meselesidir.
Bugün S - 400'lere karşı çıkmak, Ankara merkezli bir politikanın eseri olamaz.
Dikkat isterim:
2011 tarihi, FETÖ'nün "teknik nakavt" seviyesine ulaştığına inanarak Cumhurbaşkanımızı "muktedir / diktatör" ilan ettiği tarihtir.
FETÖ'nün Haçlı - Siyonist networkü taşeronu olduğunu unutursak vurgun yeriz de haberimiz olmaz.
Hiç umulmadık partilere, derneklere sızmak için şekil değiştirirler, söylem yenilerler, yeni paydaşlar edinirler ama asla vazgeçmezler.
Kesintisiz kolektif bilinçle direnmek şarttır.
Yazık ki bu bilinç düzeyinden çok çok uzağız.
Şayet bu topraklarda böyle bir bilinç olsaydı, HDP Eşbaşkanı Sezai Temelli gündüz gözüyle şunları söyleyemezdi: "Buralar vaat edilmiş topraklar, Musa tüm ömrünü bu toprakları arayarak geçirdi. Geldiler bu toprakları da kuruttular..."
Evet, söyleyemezdi...
Çünkü "geldiler ve bu toprakları kuruttular" dediği Kürt Türk, Alevi Sünni bu toprakları vatan edinenlerin demokratik tepkisinden çekinirdi.
Türkiye'yi de "dahili bedhahların" yardımıyla her geçen gün kuşatmaya devam ediyorlar.
Sezai Temelli'nin "vaat edilmiş topraklar" (Arz-ı Mev'ud) söylemi böylesi bir dönemde "tecelli" etti.
Öcalan, Suriye'nin kontrolündeki Bekaa Vadisi'ndeyken, "Üçüncü Siyonizm seferi" modunda yazılar döşenirdi.
Kurucusu olduğu örgütün siyasi kanadına (HDP) eşbaşkanlık yapan Temelli bugünlerde Siyonistlere sinyal veriyor.
Gelinen nokta budur.
Şimdi anlaşıldı mı Öcalan'ı Suriye'den çıkartıp Türkiye'ye teslim edenlerin, Kandil'i tastamam kontrol altına alarak "vaat edilmiş topraklar" projesini nasıl devreye sokmak istedikleri? (Fetullah'ı da eşzamanlı Pensilvanya'ya "hizmete" çekmişlerdi.)
Şuncağızı aklımızdan hiç çıkarmayalım: Emperyalizmin acelesi yoktur.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Çok ah aldın!.. (27.11.2024)
- Bu millet bu savaşa girmez (26.11.2024)
- Kendi silahını gömdü (23.11.2024)
- Onlara da yâr etmezmiş (21.11.2024)
- Bombayı kendisi koydu (20.11.2024)
- Haksız tartışma bu (19.11.2024)
- İsmet Özel, Seyyid Kutub ve molla (16.11.2024)
- Yemişim İran’ını (14.11.2024)
- Cübbeli Hocamın fakire cevabı (13.11.2024)
- Neden ağlıyorlar? (12.11.2024)