Bir Kürt aydınının seçim öncesi son uyarısı
Kitaplarıyla, makaleleriyle ve özellikle de klas duruşuyla bilinen Adıyamanlı bir Kürt aydınıdır.
Geçen gün kaleme aldığı yazıda yarın yapılacak seçim için "Kürtlerin en zor seçimi" diyor.
Dahası, "Kürtler Pazar günü (yarın) sadece belediye başkanlarını seçmiş olmayacaklar," diyor, "uzun vadede hayatı veya ölümü de seçmiş olacaklar..."
Takdir edersiniz ki, son derece "radikal" bir değerlendirme bu.
Bekir Tank neden mi böyle düşünüyor?
İsterseniz, CHP, HDP ve AK Parti'nin "Kürt sicillerini" ele alarak başladığı söz konusu yazısını özetleyerek şuracığa alıntılayayım:
"CHP: Kürtleri inkâr, imha ve asimilasyon politikalarının mimarı ve katliamlardan, idamlardan sürgünlere ve faili meçhul olaylara kadar baş aktör veya suç ortağı. AK Parti'nin başlattığı çözüm süreci bağlamında yaptığı olumlu düzenlemelere de karşı çıkan CHP, yaptıklarının hiçbirinden dolayı zerre kadar bir pişmanlık duymadığı, bir özeleştiri yapmadığı ve bir özür dilemediği halde bugün Kürtlerin oylarına taliptir...
HDP: PKK'nın bütün katliamlarını ve dahi iç infazlarını onaylar. Ayrıca PKK'nın Amerika'nın hizmetine girmesinden rahatsız olmadığı gibi, onun Amerika'dan aldığı silahları Türkiye'ye karşı kullanmasından da rahatsız değildir.
AKP: Devletin inkâr politikalarına resmiyette son verip, çözüm sürecini başlatmış; TRT Kürdi'yi açmış, bazı üniversitelere Kürtçe bölümler ve MEB müfredatına Kürtçe dersini koymuş ve bazı eserleri Kürtçeye çevirirken, bazılarını da Kürtçe olarak yayınlamıştır...
Hatırlayacaksınız, 7 Haziran 2015 seçimlerinde Demirtaş'ın, 'PKK'ye silahı AKP değil, HDP bıraktıracak; dağdan indirmeyi biz başaracağız' vaadine inanan Kürtler, 80 milletvekili ile HDP'yi TBMM'ye taşıdılar.
HDP, sözünde duracağına, bu emanete hıyanet etti ve Kürtlerin iradesini binlerce Kürt ile birlikte çukurlara gömdü. Sonrası malum...
HDP PKK'nin siyasi koludur ve PKK de bir süreden beridir Amerika'nın hizmetine giren bir yapıdır.
Amerika mı?
İşte burada hepimizin Arap, Fars, Kürt, Türk vs) resmin bütününe odaklanmamız gerekiyor.
Çünkü askerleriyle, üsleriyle, kültürleriyle, teknikleriyle ve en önemlisi de yerli işbirlikçileriyle ülkelerimizi işgal etmiş bulunan emperyalistler, şimdi de işgalci İsrail'in sınırlarını muharref Tevrat'ta belirtilen vaat edilmiş toprakları da içine alacak şekilde genişletme planını gerçekleştirmek için harekete geçmiş bulunuyorlar.
Bu bağlamda Kürtlere biçtikleri rol ise, ölünceye veya öldürülünceye kadar öldürmektir!
Ama ne yazık ki, bazı Kürtler Amerika'nın, İsrail'in ve diğer Batılı güçlerin Kürtlere bir devlet kurduracaklarına inanacak kadar derin bir cehalet ve zillet içindedirler.
Halbuki bir anlığına dahi olsun, eğer aklıselim ile düşünebilseler, bu emperyalistlerin nihai hedeflerinin Kürtlere bir devlet kurdurmak değil, Selahaddin'in torunlarına Kürdistan'ı mezar etmek olduğunu anlayacaklardır!
Bu oyunları bozmak ve bu zillet halinden kurtulmak için soylu bir mücadele vermek Kürtlerin olduğu kadar şehit kanlarıyla yoğrulmuş bu topraklarda insanca yaşamak isteyen herkesin yükümlülüğüdür..."
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Onlara da yâr etmezmiş (21.11.2024)
- Bombayı kendisi koydu (20.11.2024)
- Haksız tartışma bu (19.11.2024)
- İsmet Özel, Seyyid Kutub ve molla (16.11.2024)
- Yemişim İran’ını (14.11.2024)
- Cübbeli Hocamın fakire cevabı (13.11.2024)
- Neden ağlıyorlar? (12.11.2024)
- Elemanın ekstrası var (09.11.2024)
- Tanrısına ne yaptıracak? (07.11.2024)
- Cübbeli Hocama hepyek soru (06.11.2024)