Neden rahatsız oldun Salih Tuna
Şu kısacık hayatta şunu öğrendim:
İnsanın cibilliyeti güç kudret karşısında aldığı tavrın yanı sıra, eleştirildiğinde gösterdiği tepkiyle de ölçülür.
Eleştiri diyorum, "derleştiri" değil.
Zira, Cumhurbaşkanımızı, Sülün Osman'a benzetme gayreti eleştiri falan değil, saygısızlığın dik âlâsıdır.
Bu saygısızlığı hiç kullanmadığınız mecrada dermeyan etmeniz de tek kelimeyle manidardır.
Bu "manidarlığın" maliyeti nedir, bilmem.
Benim bildiğim, sinemacılardan yana tavır koyan Başkan Erdoğan'ın tavrından Mars Medya'nın hiç hoşlanmadığıdır.
Daha da manidar olan, alegori belasına, Sülün Osman'ın "Varlık Fonu" kurduğunu söylemektir.
Yanlış anlamayın, önümüzde seçim var; müstakil bir partisiniz, elbette reklam yapacaksınız.
Lakin, yaptığınız reklam bu ülkenin Cumhurbaşkanını aşağılamaktan, yani, FETÖ'nün CHP'den PKK'ya kadar herkesten beklediğine "hizmet" etmekten ibaret.
Soru şudur:
Kim bilir ne "fedakârlıklarla" elde ettiğiniz sinema salonlarında milyonlarca seyirciye ulaşma fırsatını neden Erdoğan düşmanlığına harcadınız?
Bu oldukça pahalı fırsatı partinizi veya adaylarınızı tanıtmak için neden kullanmadınız?
Mesela, tefessühe karşı eski günlerdeki gibi "önce ahlak ve maneviyat" söylemini terennüm eder; Milli Görüş belediyeciliğinin nasıl bir ruhla malul olduğunu anlatabilirdiniz.
Sıkı bir alternatif olmak varken, Erdoğan nefretinin mezesi olmaya neden duçar oldunuz?
Fakire sallamakla bu sorulardan kaçamazsınız.
Hele hele, 17- 25 Aralık 2013 darbesinin hemen ardından (televizyonlara çıkıp konuşmaya herkesin çekindiği o dönemde) "bu yolsuzluk susturuculu alçakça bir yargı darbesidir" dediğimiz o programın üzerinden fakire bühtan etmek zavallılıktan öte bir şey değildir.
FETÖ siteleri (sizin kullandığınız kurguyu yaparak) o programda söylediklerimizin intikamını vaktiyle almaya çalışmıştı...
Siz çok geç kalmışsınız!
Kaldı ki, partinizin o dönemdeki tavrı arşivlerde. Genel Başkanınız, 17 - 25 Aralık 2013 FETÖ kalkışmasına "yolsuzluk soruşturması" diyerek omuz vermişti, siz kime neyi soruyorsunuz?
FETÖ'nün operasyonlarına omuz verdikten sonra Fetullah'a ana avrat küfretseniz ne olur?
Yine, 26 Ekim 2013 tarihli bir yazımın başlığı üzerinden algı oluşturmaya çalışmak da en hafif tabirle alçaklıktır.
Adamlık odur ki nefret ettiğine bile iftira atmaya tenezzül etmez.
O yazımda, dönemin cumhurbaşkanından başbakanına, muhalefet partisi mensuplarından tüm işadamlarına kadar herkesin Fetullah'a "geçmiş olsun" dileğinde bulunması üzerine (hülasa) şunu sormuştum: "Madem herkes sana geçmiş olsun diyor ve madem sen de vatan hasreti çektiğini söylüyorsun, neden gelmiyorsun?.."
İroniden, üsluptan anlamayabilirsiniz fakat hiç değilse kendinizi anlamaya çalışın.
Mesela, ömrünü Erbakan düşmanlığına vakfedenlerden ömrünü FETÖ yayın organlarında geçirenlere kadar herkesi televizyon kanalına doldurmakla kime ve neye "hizmet" ettiğinizi sorgulayın.
FETÖ'nün ilk mağduru benim ailemdir.
Fetullah'a taa 1999'dan beri "kardinal" diyen abimi 2008'de alıp tam 1 yıl hücrede işkence yaptılar. Beni de 2009'da karakola çektiler.
Nedense hep geç kalıyorsunuz...
Bir FETÖ'cü kalemşorun dönemin Bugün gazetesinde Erbakan'a hakaret etmesi üzerine, 2 Ocak 2009 tarihli yazımda, "Bühtan ettiğin adam, sırf İsrailli bir yetkiliyle gizli görüşme yaptı diye Dışişleri Bakanı Erkmen'i gensoruyla düşürmüş adamdır. Haddini bil..." diyerek cevap verdiğimde FETÖ'cüler fakiri linç etmişlerdi, siz yine geç kalmıştınız.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Çok ah aldın!.. (27.11.2024)
- Bu millet bu savaşa girmez (26.11.2024)
- Kendi silahını gömdü (23.11.2024)
- Onlara da yâr etmezmiş (21.11.2024)
- Bombayı kendisi koydu (20.11.2024)
- Haksız tartışma bu (19.11.2024)
- İsmet Özel, Seyyid Kutub ve molla (16.11.2024)
- Yemişim İran’ını (14.11.2024)
- Cübbeli Hocamın fakire cevabı (13.11.2024)
- Neden ağlıyorlar? (12.11.2024)