Daha ne kadar susacaksın Şevket Bey
ABD'nin sınırlarımızda kurmaya çalıştığı "İkinci İsrail" mesabesindeki "fesat devletine" "göz yummayacağımızı" ilk günden beyan etmiştik.
ABD de buna mukabil, "nasılsa Türkiye bizimle çatışmayı göze alamaz" düşüncesiyle, sınırlarımız boyunca "gözlem noktaları" kurdu.
Tırsacağımızı, zillete boyun eğeceğimizi sandılar.
Yanıldıklarını, Sayın Erdoğan'ın Fırat'ın doğusuna operasyon başlatılacağını ilan ettiği gün anladılar.
Anlamakla da kalmayıp, "bu kabul edilemez" dediler.
Bu şu demekti: "Kaderinize rıza gösterin, parçalanmayı kabul edin..."
Kabul edemezdik.
Güney sınırlarımızda ABD'nin "fesat devleti" kurmaya çalıştığını Rusya da söylemişti.
***
NATO müttefikimiz ve "stratejik ortağımız" ABD ile 15 Temmuz'da da karşı karşıya gelmiştik.
FETÖ taşeronunu kullanmışlardı.
Demem o ki, "kara ordumuz" diyerek PKK'yı sahiplendikleri gibi açıktan sahiplenmemişlerdi.
Fakat FETÖ elebaşını Pensilvanya'da barındırmaya devam ediyorlar hâlâ.
15 Temmuz'dan sonra Gül'ün kankası Fe'mi Bey, mahut işgal girişiminin arkasında Fetullah (ve FETÖ) olmadığını söylerken, Davutoğlu'nun danışmanı Etyen Bey de FETÖ'nün arkasında ABD'nin olmadığına bizi ikna etmeye çalışmıştı.
ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Jeffrey sınırlarımızda kurmaya çalıştıkları"fesat devletini" manipüle etmek konusunda daha başarılı.
O kadar ki, aynı anda hem Fe'mi Bey hem de Etyen Bey fonksiyonu icra edebiliyor.
Gelgelelim, mızrak yine de çuvala sığmıyor.
***
"Herkesin konumu ne olursa olsun Türkiyeli olması günün getirdiği kaçınılmaz bir gerektir" diyen başyazarımız Mehmet Barlas'ın dünkü yazısındaki şu uyarısı çok önemli: "... herkesin söylemlerine özen göstermesi ve istemeden ABD etki ajanı konumuna düşmekten kaçınması gerekiyor..."
Cumhuriyet gazetesinin geçen günkü manşeti (istemeden de olsa) "etki ajanlığının" örneği niteliğindeydi.
FETÖ'cü olduğu artık herkese malum "Türk Solu"nun "Atatürkçüleri" ve solcuları nasıl manipüle etmeye çalıştığı unutulmasın.
Hiç kimse sol görüşlü yurttaşlarımızı taklaya getirmesin.
16 Şubat 69'da Amerikan 6. Filosu'nu protesto eden solculara karşı kimi sağcılar taklaya getirilmişlerdi.
"Emperyalizme ve sömürüye" karşı solcuların tertiplediği mitinge, "Müslüman Türkiye" sloganıyla saldırmışlardı.
Oysa gerçek Müslümanlık, o solcularla birlikte, "Bağımsız Türkiye", "Hoşt Amerika", "Amerika, Amerikalı it evine git" sloganları atmaktı.
O yıllarda "komünizm geliyor" korkusuyla nasıl ki kimi sağcılar zillete düşürüldü, bugün de "Erdoğan nefreti" üzerinden solcular ABD'nin yanına yani zillete düşürülmek isteniyor.
Bu oyunu en iyi deşifre etmesi gereken de Mehmet Şevket Eygi'dir.
Kanlı Pazar'dan 1 gün önce (Bugün gazetesinde) şu ifadelere imza atmıştı: "Cihada hazır olunuz... Onlarda taş, sopa, demir, molotof kokteyli mi var? Biz de aynı silahları kullanmaktan aciz değiliz..."
Genelkurmay İstihbarat Dairesi eski Başkanı Pekin Paşa, 1959'da Fetullah Gülen'in yanı sıra Mehmet Şevket Eygi'nin de Özel Harp Dairesi'nde "hizmete" alındığını geçenlerde açıkladı.
Söz konusu "daireyi" (gladyo) de ABD'nin kurduğunu (Kıbrıs harekâtından sonra ABD Türkiye'ye ambargo koyup gladyonun ödeneği kesilince) Ecevit faş etmişti.
Mehmet Şevket Bey neden susuyor?
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Çok ah aldın!.. (27.11.2024)
- Bu millet bu savaşa girmez (26.11.2024)
- Kendi silahını gömdü (23.11.2024)
- Onlara da yâr etmezmiş (21.11.2024)
- Bombayı kendisi koydu (20.11.2024)
- Haksız tartışma bu (19.11.2024)
- İsmet Özel, Seyyid Kutub ve molla (16.11.2024)
- Yemişim İran’ını (14.11.2024)
- Cübbeli Hocamın fakire cevabı (13.11.2024)
- Neden ağlıyorlar? (12.11.2024)