Yapısöküm(dekonstrüksiyon) deyince akla gelen filozofumuz Derrida "hayvanlar" kategorisine karşı çıkar.
Hazrete soracak olursanız, maymunları, yılanları, köpekleri, eklem bacaklıları (ila ahir) tek ve aynı kategoriye koymak anlamsızdır.
Hatta, sadece anlamsız değil, şiddet ihtiva eden bir tutumdur.
Hayvanlara karşı uygulanan şiddet, insanın basitçe ve genel olarak "hayvan" demesine yol açan bu kavramsal basitleştirme içinde palazlanır...
Filozofumuz böyle düşünür.
Doğrusunu isterseniz, yerden göğe kadar da haklıdır.
***
"Hayvanlar" ifadesi değil sadece, "toptancılık" ihtiva eden her tanımlama veya tasnif nihayetinde körlüktür.
En azından kategorizeye uymayanı ihmal etmek, yok saymaktır.
Bu da bir nevi şiddet uygulamaktır. Muhalif şebeleklerin yaptığı gibi tüm AK Partilileri, "AKP'liler" parantezine almak da böyledir. AK Parti'yi ruhundan yani Erdoğan'dan kopartmak isteyen AKP'lilerle, Erdoğan'la "ölümüne" gönüldaşlık yapan AK Partilileri bir tutamazsınız. AKP'liler...
Çıkarcılar, her ayağa uygun ortopedikler, sinsiler, fırıldaklar, hacıyatmazlardır. AK Partililer...
Burnu yere düşse almayanlar, zillete boyun eğmeyenler, müstevlilere karşı ölümüne direnenlerdir. AKP'lilerin AK Partililere yaptığıen büyük fenalık da şebelek muhaliflerinoluşturmaya çalıştığı mahut algıya hizmetetmektir.
***
Aynı şekilde, CHP'liler deyice aklınıza ne geliyor?
"Atatürkçüler" falan mı?
Mustafa Kemal'e "kefere" diyen CHP milletvekili Bekaroğlu şöyle dursun, bizzat İnönü ne kadar Atatürkçüydü, tartışılır.
Ulusalcılar veya yurtseverler mi? Sezgin Tanrıkulu'nu, göğsünü FETÖ'ye siper eden Mahmut Tanal'ı, Türkiye'yi "soykırımcı" ilan eden CananKaftancıoğlu'nu ne yapacaksınız?
Hadi CHP'liler deyince belirli bir "karakteristik" özellik imleniyor, diyelim.
Peki kimi örnek vereceğiz buna, Kılıçdaroğlu'nu mu?
İyi de o bir karakterden ziyade bir tipe bezemiyor mu?
Daha evvel de bir vesileyle anlatmıştım: Adamakıllı bir iç çatışma yaşayan "karakter" ile toplumsal bir temsil figürü olarak karşımıza çıkan "tip" arasında dağlar kadar fark var.
Tip (karakterin aksine) ya hep iyi, ya da hep kötüdür.
Sinemamızda Erol Taş'ların canlandırdığı "tipler" gelsin aklınıza. Sanki yeryüzüne kötülük yapmak için gelmiş gibidirler. Kılıçdaroğlu'nun da tek amacı Erdoğan "düşmanlığından" ibaret. Sadece bu amaca koşulmuş gibi bir hali var.
Gerçi, CHP de Kılıçdaroğlu'ndan farklı değil.
İzmir Belediye Başkanları AzizKocaoğlu, "CHP'nin politika üretecek birmutfağı yok" dememiş miydi?
Ürettikleri tek şey, Erdoğan karşıtlığı değil mi?
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.