Onun adı ‘Erke Dönergeci’ydi bunun adı ne?
Bloomberg.com'da geçenlerde yayımlanan makalesinde hem Trump'ın tavrı nedeniyle yabancı sermaye akışının kesildiğini, hem de "krizin" nedenlerinin yabancı yatırımcılarda veya Trump'ın tweetlerinde olmadığını söylüyor.
Kim mi?
Ünlü iktisatçı
Çözüm önerisini veya "atılması gereken önemli adımları" da şöyle sıralıyor: "Medyayı daha serbest hale getirmek, barış aktivisti ve iş adamı Osman Kavala gibi siyasî mahkûmları serbest bırakmak…"
E hani Trump'ın tweetleriyle alakası yoktu!
Sonuç itibariyle önerilenler "politik adımlar" değil mi?
Tamam, Prof. Acemoğlu'nun ekonomiyle demokratikleşme arasında sıkı bir ilişki kurduğunu biliyoruz.
Biz sadece, Çin'in dünya ekonomisinde edindiği yeri hangi "demokratik" adımlarına bağladığını bilmiyoruz.
Bir de şunu:
ABD'nin bugünkü ekonomik göstergelere bakarak Trump'ı önceki başkanlara nazaran daha "demokrat" buluyor mu?
O değil de, Kavala vurgusu nedir Allah aşkınıza?
Mirzabeyoğlu düşüncelerinden ötürü 16 yıl mahpus damında çürütülürken veya FETÖ'nün marangoz yargı imamlarından alınan talimatlarla "hukukun üstünlüğü" sağlanırken, yani onca "kumpasla" onca hayat karartılırken "ekonomi tıkırında" ama Kavala içerde yatınca krizde!
Neyin ekonomisi bu?
***
Hele hele, "medyayı daha serbest hale getirmek" ne demek oluyor?
Mesela, Türkiye Raportörü Kati Piri'ye göre Cumhuriyet gazetesinin yeni yönetimi "Erdoğancı," yani serbest değil.
Peki "özgür / serbest" olduklarını nasıl kanıtlayacaklar?
"Atatürkçü" olmakla yetinmeyip "Erdoğan nefretini" her gün dermeyan ederek mi?
İyi de, FETÖ ve PKK ile aynı gemiye binmeden mahut nefrete sürgit nasıl devam edecekler? Neyse…
Prof. Daron Acemoğlu'na haksızlık yapmayalım. Ekonomideki sorunu tek bir nedene bağlamıyor, sorunun köklerinden bahsediyor.
Özel sektör hükümet ilişkisi dolayımında önemli vurgulamaları da var.
Gelgelelim, 2006'ya kadar her şey kökleri itibariyle de mükemmel gidiyordu diyor.
O halde soralım:
Dönemin ABD Başkanı 2006'da aynı "operasyonu" çekseydi, işler yine mükemmel gidecek miydi?
***
İşin aslı şu ki:
Sesini duyuramadığını varsaydığımız birkaç istisna hariç anlı şanlı ekonomistler, "Fetullah kapatması liberal aydınlarla" koro halinde "tüketim" deyip duruyorlardı.
Tüketim… tüketim… tüketim…
Kalkınmanın, büyümenin, hatta modern / çağdaş insan olmanın yegane formülü bundan ibaretti.
Politik adımları at, ev ödevlerini yap, AB'ye gir, gerisini dert etme.
Hülasa, sen tüketmene bak…
"Gelişmekte olan ülke" (bu tanımdan başlayarak her şey sorgulanmalı) diye diye öyle "gösteriş toplumu" haline geldik ve öyle tüketim çılgınlığına duçar olduk ki üretim şampiyonu Avrupa devletleri bizim yanımızda kaç para!
Kimsecikler de şunu sormadı:
Üretmeden tüketerek müreffeh hale gelmenin, 2006'da "yüzyılın buluşu" sloganıyla tanıtılan "Erke Dönergeci" adlı o zamazingodan farkı ne?
Hiçbir enerji tüketmeden, enerji üreten bir makineydi hani.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Çok ah aldın!.. (27.11.2024)
- Bu millet bu savaşa girmez (26.11.2024)
- Kendi silahını gömdü (23.11.2024)
- Onlara da yâr etmezmiş (21.11.2024)
- Bombayı kendisi koydu (20.11.2024)
- Haksız tartışma bu (19.11.2024)
- İsmet Özel, Seyyid Kutub ve molla (16.11.2024)
- Yemişim İran’ını (14.11.2024)
- Cübbeli Hocamın fakire cevabı (13.11.2024)
- Neden ağlıyorlar? (12.11.2024)