Merkez Bankası faiz ve enflasyon
Likitide bolluğu dönemi artık bitti;
FED faiz artırarak piyasaya pompaladığını "emiyor" şimdi.
İlaveten, ABD ambargosu var.
Trump daha geçen gün, "Türkiye ile savaşıyoruz" dedi.
Strateji gereği biz "savaş dilini" kullanmayalım ama doğru söyledi; mesela, Halk Bankası Genel Müdür Yardımcısı'nı rehin tutuyorlar.
ABD'nin vergi sıkıştırmalarından Çin, ambargosundan Rusya bile o kadar etkilenmişken, "15 Temmuz işgal girişimi" başta olmak üzere 2013'ten itibaren mütemadiyen ABD saldırılarına maruz kalan Türkiye nasıl etkilenmesin?
Gönül isterdi ki çok daha az etkilensin.
Ne ki Ortodoks vesayetten ve FETÖ vesayetiyle mücadele etmekten fırsat bulup da Özal'ların Kemal Derviş'lerin (ülkemize özgü koşulları savsaklayarak) yerleştirdikleri sistemin "kırılganlıklarını" teşrih masasına yatıramadık!
Çapraz okumaların yanı sıra ekonomi alanında çok iyi eğitim almış arkadaşlarla yaptığımız sohbetlerden çıkan sonucu da sizlerle fırsat buldukça paylaşıyorum.
Çaremizin hülasası 3 kelimeden ibarettir:
Tasarruf, üretim, ihracat.
Sistemin temel dinamiklerini eleştirme hakkımızı mahfuz tutarak, sürdürelim.
ABD'de yüksek enflasyonun belini kıran, Nixon tarafından 1979'da FED Başkanlığı'na atanan Paul Volcker'dı.
Yüzde 13.5 olan enflasyonu indirmek için yüksek faiz politikasını benimsemişti.
O kadar ki 1981'de FED faizleri yüzde 20'yi bulmuş; haliyle de işsizlik artmış, likidite sıkışıklığı kaçınılmaz olmuştu...
Eleştirileri tahmin ediyorsunuz...
Reagan 1980'de Başkan seçilince, Hazine Bakanı rutin dışına çıkarak, "FED faizleri düşürmeli" demişti.
Ne ki, Volcker sıkı para politikasına devam edileceğini söylemişti.
Bunun üzerine faizlerin düşürülmesi için yasa taslağı hazırlanmış ama Volcker yine geri adım atmamıştı.
Sonuç: 1982'de enflasyon yüzde 5'lerin altına düşmüştü.
Peki, bundan "enflasyonu düşürmenin yolu faizi artırmaktan geçer" sonucu çıkar mı?
Hayır...
Zira 1996 ortalarında işsizlik ve yüksek büyüme döneminde ekonominin ısınmasına bağlı olarak ABD'de enflasyon korkusu başladığında FED'e "faiz artır" dendiğinde, dönemin FED Başkanı Alan Greenspan kabul etmemiş, "ekonomideki büyüme verimlik artışıyla ilgili, enflasyon riski doğurmuyor" demişti.
Dediği gibi de olmuştu;1998 sonuna kadar sadece bir kez faiz artışı yapmasına rağmen enflasyon artmamıştı.
Günümüze dönersek...
IMF ile anlaşan Arjantin yüzde 45 olan politika faizini yüzde 60'a çıkarttı, peso geçen gün yüzde 12 değer kaybetti.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- İkisinin de üstünde ne var? (28.11.2024)
- Çok ah aldın!.. (27.11.2024)
- Bu millet bu savaşa girmez (26.11.2024)
- Kendi silahını gömdü (23.11.2024)
- Onlara da yâr etmezmiş (21.11.2024)
- Bombayı kendisi koydu (20.11.2024)
- Haksız tartışma bu (19.11.2024)
- İsmet Özel, Seyyid Kutub ve molla (16.11.2024)
- Yemişim İran’ını (14.11.2024)
- Cübbeli Hocamın fakire cevabı (13.11.2024)