İddianın sahibini şöyle tanımlamıştım: "Kılıçdaroğlu ve Gül'le yarenlikeden, bir ara Cumhurbaşkanı adayadayı da olan, vaktiyle 'İslamcı sokakta'arz-ı endam eden, 'siyasi şizofrenlere'muhalif filozof olarak pazarlanan birinsan evladı..."
İddiası mı?
Unutmuş olamazsınız; Muharrem İnce'ninseçim gecesi ortalıktagörünmemesini, alkolüfazla kaçırıp televizyonlarınkarşısınaçıkamayacak durumadüşmesiyle açıklamıştıhani. İnce arayıp "yok öyle bir şey" deyince de yanlış "bilgiyi" yaydığı için çok utanmış!
Hatta kendine saygısı zedelenmiş.
Hülasa, özür diliyor...
"Teyit ettim, kesin bilgi... Benemin olmadığım bilgiyi paylaşmam..."diyerek pazarladığı mezkur iddiasınıniftira olduğu ortaya çıkınca utanmasıda özür dilemesi de gayet normal.
Yine de tebrik ediyorum...
"İslamcı sokakta" ona buna gündüz gözüyle olmadık iftiralar atan nice utanmazlar var. Hâlâ özür dilemiş de değiller. Belki de utanmayacak kadar kalabalık olduklarındandır, bilemiyorum. ("Ben kimim Asuman nedir?" başlıklı yazımda bir kısmını anlatmıştım.)
Gelgelelim...
"Muhalif filozofumuzun" utanç içinde olduğunu dermeyan ettiği yazısının devamındaki satırlarından anladığım kadarıyla çok değişik bir "utanma" tarzı var.
Nasıl desem, "adamlık bende kalsın" der gibi.
Buyurun birlikte okuyalım: "Bir tarafta 'Evet ben gördüm alkollüydü' diyen güvendiğim insanlar, diğer tarafta 'Hayır, bu bana atılan bir iftira' diyen bir insan vardı. / İspat edecek durumda olmadığım için Muharrem İnce'nin söylediğini doğru kabul etmekten başka seçeneğimin olmadığını gördüm. / 'Dur bakalım' deyip yanlışımı sürdürmedim..."
Hadi tamam, yanlışını sürdürmemesi de güzel ama artık doğrusunu da yapması lazım.
Yani, İnce'nin seçim gecesi sarhoş olduğu için televizyonlara çıkamadığını söyleyen o kaynağını açıklamalı.
Sakın "haber kaynağı söylenmez" demesin, o artık haber kaynağı değil düpedüz bir iftira kaynağıdır.
Çok güvendiği o muhalif siyasetçinin kim olduğunu açıklasın ki bir başkası da aynı "yanlışa" düşmesin.
Hem neden açıklamasın ki?
Kendisine bu korkunç "utancı" yaşatan o muhalif siyasetçiyi ifşa etmemesinin özel bir nedeni mi var? Yoksa o muhalif siyasetçiçok özel biri mi?
Geçenlerde CHP'li bir siyasetçiarkadaş aradı, "muhalif filozofumuzun"kaynağının Kılıçdaroğlu olduğunu söyledi.
Haliyle şoke oldum!
"Saçmalama, bu kadarı daolmaz" deyince, "Halk TV'de,'15 milletvekilinin İYİ Parti'ye verileceğiniKemal Bey bana iki hafta öncesindensöyledi' diyen kimdi?." diye sordu.
"Ne bileyim, kimdi" karşılığını verince, "muhalif filozofumuzun" adını verdi.
Samimiyetlerine dikkat çektikten sonra da "sırdaş" derecede yakın olduklarını savladı.
"Kılıçdaroğlu seni bu dönemmilletvekili yapmadığı için böylekonuşuyorsun; koskoca parti genelbaşkanı, partisinin cumhurbaşkanıadayı hakkında böyle iddiadabulunmaz..." dedim.
"Bilmesem söylemem" dedi, çaresiz sustum!
"Muhalif filozofumuz" şu kaynağını açıklasa da CHP'li o arkadaşı arayıp bi'güzel utandırsam!
Hep "muhalif filozofumuz" utanacak değil ya!
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.