AK Parti'ye 2008'de açılan kapatma davasına karşı çıktığı günden beri Bahçeli'ye kafayı taktılar.
Ama hep ertelediler.
Sandılar ki bir şekilde taklaya getiririz.
Ne zamanki 7Haziran seçimleriardından "başbakanlık"rüşvetinerağmenprojelerine destekvermediğini gördüler,umutlarınıhepten kestiler.
Eşzamanlı korkunç bir itibarsızlaştırma kampanyası başlattılar.
Pardon, kapatma davası mı?
"AK Parti'nin laikliğeaykırı eylemlerin odağıhaline geldiği" iddiasınadayandırılmıştı.
Ağırlıklı "eylem" de başörtüsüne özgürlük talebinden ibaretti.
Hani "411 el kaosakalktı" denilmişti ya, işte oeller arasında Bahçeli vearkadaşlarının elleri devardı.
Hülasa...
Bahçeli 367 garabetindenGezi desisesine, 15Temmuz'dan cumhurbaşkanlığısistemine geçişekadar en kritik süreçlerdekendisini ve partisini değilvatanını önceleyerek tarihirol oynadı.
***
"Siyaset esnafı farkında değil; Bahçeli sesini buldu, gümbür gümbür geliyor... Attila İlhan'ın 'dip dalga' tesmiye ettiği yerli ve milli dinamikler bu sesin felaket farkında.
Zira bu ses DündarTaşer'lerden, ErolGüngör'lerden hattaüstadımız NecipFazıl'lardan bildikleritanıdıkları sestir.
Sayın Bahçeli işte bu sesi, Yenikapı'da yaptığı mükemmel konuşmada dosta düşmana duyurdu.
FETÖ'nün 15 Temmuz'daki saldırısını, müstevlilerle bin yıllık hesaplaşmanın tarihî bilinciyle mahkûm etti.
Malumunuz, 7 Haziran seçimleri ardından da Türkiye üzerinde oynanan oyunları görüp net bir şekilde tavrını ortaya koydu.
HDP'nin Kılıçdaroğlu vekaletiyle yaptığı 'başbakanlık' teklifini elinin tersiyle reddetti.
Söyleyin bakalım, kaç siyasetçi böyle bir teklifi reddeder?
Baktılar olmuyor...
Alayı birden, yani, FETÖ ve paydaşları bir yandan, 'Erdoğan düşmanıAKP'lifırıldaklar' öte yandan karşısına çıkartılan malum adayı parlatıp, gündüz gözüyle partisini çalmak istediler.
Direndi ve kazandı. / Hem partisi nezdinde hem de ma'şerî vicdanda..."
Böyle demiştim, tee 5Ekim 2016 tarihli yazımda.
Öyle de oldu...
Algı faaliyeti yaparak partisini yüzde 5'in altında gösteren anketörlere, Akşener'i habire parlatan televizyonculara, MHP barajın altında kalmazsa anırırım diyenlere, Sözcü'nün Cumhuriyet'in Yeni Çağ'ın malum yazarlarının onca "saldırılarına" rağmen 24 Haziran seçimlerinden zaferle çıktı.
Dün gazetelere verdiği ilanla bu çevrelere tepkisini gösterdi. Fakire soracak olursanız, yok saysaydı iyiydi ama oldu bir kere.
Lakin Cumhur ittifakını(ve dolayısıyla Bahçelive MHP'yi) savunan Sabahgazetesinden 3 yazar o listedeneden yer aldı, anlamadım. Melih Altınok dünkü köşesinde cevap verdi. Hıncal Uluç neden var, bilemiyorum. FETÖ'nün ilk günden beri hedef tahtası haline getirdiği, PKK muhiplerinin kişilik katli uyguladığı HilalKaplan'ın o listede ne işi var? Sayın Bahçeli'nin vatanın bekası için oynadığı tarihi rolün her fırsatta altını çizen Hilal Kaplan'ın o listede sehven yer aldığını düşünüyorum.
Doğrusu başka da anlam veremiyorum.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.