En korktukları oldu
Bunun bilfiil savaştan tek farkı, adının konmamasıdır.
Lakin kumda oynamanın, lagaluga etmenin de vakti çoktan geçmiştir.
Artık şunun adını net koyalım: ABD, 15 Temmuz'da İstanbul ve Ankara'da Türkiye'ye tanklarla, savaş uçaklarıyla saldırdı.
Bu millet çıplak ellerle tankları durdurdu. Elbette yurtsever askerimiz ve polisimizle birlikte.
ABD'li eski başkan yardımcısı (Biden) 250 şehit verdiğimiz şanlı direnişimize, "Bilgisayar oyunu sanmıştık" diyerek çemkirdi.
Tıpkı, "tiyatro" diyen Fetullah ve Kılıçdaroğlu gibi.
Biz de Fırat Kalkanı'yla mahut terör koridorunun gırtlağını kestik.
ABD'nin "kara kuvvetlerimiz" diyerek binlerce TIR silah verdiği terör örgütüne de ABD'nin gözü önünde darbe indirdik.
Mevzubahis vatansa, vatanın bütünlüğüyse...
Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel'in geçenlerde söylediği gibi, "Türkiye, ABD ile silahlı çatışmayı dahi göze aldı!"
Trump'ın Okyanus ötesinden ülkelere başkent seçme nemrutluğuna, yani "Kudüs kararına" karşı İİT'yi İstanbul'da toplayıp meydan okuduk.
ABD ne mi yaptı?
Ne yapacak, her zaman yaptığını: Kudüs konusunda BM Güvenlik Konseyi kararlarına uyma çağrısında bulunan tasarıyı 14 olumlu oya karşı tek bir oyla veto etti.
"Kudüs" stadyumlardan sokaklara kadar Türkiye'nin yekvücut olduğunun simgesi haline geldi.
Sağcı solcu, Kürt Türk, Alevi Sünni, modern muhafazakâr Kudüs etrafında toplandı.
Gençliğimiz de bir oldu, birlik oldu.
Anadolu Gençlik Derneği'nden Atatürkçü Düşünce Kulübü'ne, İstanbul Üniversitesi Ülkücülerinden TGB'ye kadar.
İmza altına aldıkları bildiride ABD emperyalizmini ve siyonizmi lanetlediler. "ABD yönetiminin Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıma ve İsrail'deki büyükelçiliğini Kudüs'e taşıma yönündeki kararını şiddetle kınıyoruz..." dediler.
E haliyle "beşinci kol faaliyeti" yürüten "bozguncular" rahatsız oldu.
CHP'li bozguncular, "Türkiye Gençlik Birliği (TGB) ile Bilal Erdoğan'ın yüksek istişare kurulu üyesi olduğu Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) ortak imzalı bildiri yayımladı..." yollu ifadelerle rahatsızlıklarını dermeyan ettiler.
Tıpkı, Fetullah'ın geçenlerde yaptığı konuşmada (müstevlilere karşı) "direniş cephesinin" kuşatıcılığından rahatsız olduğu gibi.
Muhafazakâr kesimde de (yazık ki) bu "bozgunculuğun" mebzul miktarda izdüşümü var.
En büyük korkuları gençliğin emperyalizme karşı tek yürek, tek ses olmasıydı.
Müjdeler olsun:
Kudüs etrafında o oldu.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Onlara da yâr etmezmiş (21.11.2024)
- Bombayı kendisi koydu (20.11.2024)
- Haksız tartışma bu (19.11.2024)
- İsmet Özel, Seyyid Kutub ve molla (16.11.2024)
- Yemişim İran’ını (14.11.2024)
- Cübbeli Hocamın fakire cevabı (13.11.2024)
- Neden ağlıyorlar? (12.11.2024)
- Elemanın ekstrası var (09.11.2024)
- Tanrısına ne yaptıracak? (07.11.2024)
- Cübbeli Hocama hepyek soru (06.11.2024)