Bilim adamları bu elemanı incelesin
Bir varsın, bir yoksun. Bir ölür, bir dirilirsin.
Son derece hızlı bir şekilde çevrildiğinde ateş çemberine dönüşen ucu yanmış bir çubuk gibidir hayat.
Mademki doğduk bu çembere yazgılıyız; neylersiniz, mukadderat.
Dünya hayatı denen bu "oyunu" tahammül edilir kılandır zaman.
Tevekkeli dememiş Herakleitos: "Değişmeyen tek şey değişimin kendisi."
Kaçarı yok bunun.
Fakir gibi nostalji müptelaları için "ağır ölümden" başka bir şey değildir bu.
Dedik ya, elinizden bir şey gelmez.
En fazla, albümlere kaçarsınız, yaşanmışlıklara.
Yazık ki doğup büyüdüğünüz şehir de değişmiş; yollara mil gibi çekilmiş yollar anılarınızın yolunu kesmiştir.
Her şey değişmiştir. Dostlarınız, arkadaşlarınız, çevreniz...
Tanıyamazsınız.
Eh bu da normal.
"Başkalaşım" olmasın yeter ki.
Nasıl mı?
Kafka marifeti Samsa veya Ionesco marifeti "Gergedanlaşma" mesela.
Bunlardan daha fenası da bukalemunlaşmadır.
Eyvahlar olsun ki memleketimizde en sık rastlanan haldir.
Her yerdedirler. En çok da bürokrat takımında. Amirleri değiştikçe yüzükleri, bıyıkları otomatikman değişir.
Sinyalcidirler.
Uymayacakları arazi, girmeyecekleri şekil yoktur.
Her cins vardır aralarında. Tweet silerken yakalananlar. Dün "Şero" diye hakaret ettiği "liderin" komisyonuna başkan yazılanlar. "Bir sabah kalktım ki 'muhalif' oldum abey" kıvamına evrilenler. İla ahir.
"Evladım sen de mi?" yollu şaşarsınız.
Kürt düşmanıydın hani. Ya sen Enverist değil miydin muhterem? Bacım, sen değil miydin, ana dilde eğitimin parçalanmak demek olduğunu hançeresini yırtarcasına haykıran.
Bu milliyetçi muhterem ile bu ultra liberal hangi ara Barzani üzerinden eşzamanlı "Bağımsız Kürdistan" güzellemesi yapmaya başladı?
Ah ulan "yere yakın Asuman!" Nasıl da alttan alta yürütüyorsun "virüs hareketini."
Bilim adamları, "nasıl bir şeydir" diye incelese yeridir.
Hiç değişmedi; evet.
28 Şubat döneminde "her şey hukuktan ibaret değil" demişti. "Demokrasi darbeyle de gelir" dedi 15 Temmuz'dan önce.
Bu aziz millet 15 Temmuz'da çıplak elleriyle tanklara karşı durmasaydı, özlemini duyduğu "demokrasi" gelmiş olacaktı.
O günden bugüne birçok insan yerinden oldu, mahkûm oldu, eziyet çekti, mahpus damında çürüdü.
Maşallah her dönem dört ayak üstüne düştü eleman.
Şu sıralar nefsini domates kabuğuyla köreltmeye çalışıyor. Fırsatını bulursa "Türban faciası" manşeti kotaracak kadar hâlâ cevval.
Değişen hiçbir şey yok elemanda.
Kavrama yeteneği de aynı.
Hem de, "FETÖ'nün yargı ayağının kesintisiz PR'cısı" sözümü üzerine alınacak kadar.
Eh be "kardeşim" seninle ne alakası var.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- İkisinin de üstünde ne var? (28.11.2024)
- Çok ah aldın!.. (27.11.2024)
- Bu millet bu savaşa girmez (26.11.2024)
- Kendi silahını gömdü (23.11.2024)
- Onlara da yâr etmezmiş (21.11.2024)
- Bombayı kendisi koydu (20.11.2024)
- Haksız tartışma bu (19.11.2024)
- İsmet Özel, Seyyid Kutub ve molla (16.11.2024)
- Yemişim İran’ını (14.11.2024)
- Cübbeli Hocamın fakire cevabı (13.11.2024)