SALİH TUNA

Bu oyun da bozulacak

Nasıl ki Irak ile İran'ı kapıştırdılar, Türkiye ile İran'ı da kapıştırmak için az uğraşmadılar.
E tabii iki ülke de kaybetsin diye.
Zira sekiz yıl (1980- 1988) süren Irak-İran savaşı döneminde, "kimin kazanmasını istiyorsunuz" sorusuna, Kissinger, "ikisinin de kaybetmesini istiyoruz" demişti.
Şuncağızı kestirmek hiç zor değildi:
İran -Türkiye savaşı, arazide mezhep savaşına dönüşeceğinden sadece iki devletin değil, tüm bölgenin kaybetmesi demekti.
Bu da "projeye" gayet uygundu.
Kissinger (11 Eylül 2001 saldırısının ardından) tevekkeli, "Bundan sonra çatışma Müslümanların arasında olmalıdır..." dememişti.
***
Irkçı Siyonist network çatallı diliyle üfürüp duruyordu:
İran bölgede "Şii hilali" oluşturuyor, siz de "Sünni blok" kurun, ne duruyorsunuz?!
Çok geçmeden...
Türkiye'de ne kadar Taha Akyol varsa "Şii hilali" lakırdısını dillerinden düşürmemeye başlamıştı.
FETÖ'cü Zaman gazetesi zaten sosyolojiyi hayli zamandır "mezhep savaşına" hazırlıyordu.
"Pers'likte terslik var" diyen "Hocaefendileri" yıllar öncesinden, "Cennete giden yol İran içinden geçse ben o cennete girmem..." demişti.
Hülasa...
Amerikancı-Fetullahçı Sünnilerle, İngiliz Şiileri "mezhep savaşına" aş eriyorlardı.
***
Suriye, işte bu mezhep savaşının laboratuvarı mesabesinde tezgâhlanmıştı.
Üstadımız Sezai Karakoç da bunun için vakitlice uyarmış, "İran-Türkiye- Suriye çatışması tuzaktır" demişti.
Sıklıkla alıntıladığım 2012'deki konuşmasında hadiseyi şöyle resmetmişti: "Batı, İslam dünyasına yönelik nihai işgali yapmak ve son darbeyi vurmak peşindedir... Öyle bir işgal ki, bir daha İslam'ın dirilişi vaki olmasın, İslam haritadan silinsin..."
İran devletinin Suriye'deki tutumu veya Esat'ın mezalimi büyük fotoğrafı görmeye engel değildi.
Lakin kim büyük fotoğrafa işaret etmişse linç ediliyordu.
FETÖ deşifre edilmişti ama onlardan "mezhep asabiyetini" devralan veya (sentezleyen) "İslamcılar" türemişti.
İçlerinde...
Bugünlerde Erdoğan'a lagaluga eden AKP'li fırıldaklardan "eski İrancılara" kadar bir yığın insan evladı vardı.
***
Sayın Erdoğan büyük fotoğrafı görmekle kalmadı...
"Mezhep savaşçılarına" okkalı bir Osmanlı tokadı attı: "Bizim Şiilik diye bir dinimiz yok. Bizim Sünnilik diye de bir dinimiz yok. Bizim tek dinimiz var o da İslam'dır..."
Bu aynı zamanda şu anlama geliyordu:
Siyonist network'un "mezhep savaşına" Türkiye'den ekmek yoktu...
Bu sefer "etnisite" üzerinden yürümeye başladılar.
Baksanıza, fesat devletinin şefi Netanyahu son günlerde, "Kürt devleti kurulmalıdır" sözünü dilinden düşürmüyor.
Bir de, "Batı yanlısı" insanlar olarak nitelendirmiş Kürtleri. Biraz daha kaptırsa, "İsrail yanlısı" diyeceği muhakkak.
Türkiye, Rusya ve bölge ülkeleriyle diyaloğunu sürdürdükçe oyunları bozulacak...
Haliyle, Selahaddin Eyyubi'nin torunlarının da "ne yanlısı" olduğunu göreceklerdir.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.