Behey haysiyetsiz!
Lal olur kalırım.
Sevgili kardeşim Prof. Harun Cansız'ın oğlu Furkan'ımız trafik kazası sonucu aramızdan ayrıldığında böyle olmuştum.
Sonra aklıma...
Aynı kaderi paylaşan Alaeddin Özdenerin'in "Kerem'in çantası" adlı Türk şiirinin en dokunaklı dizeleri gelmişti:
"Senin çantanın oğlum Bir gözünde gülücüklerin vardı
Ağlayan çocukların yanaklarına yapıştırırdın
Bir gözünde defterin vardı
Ki her yaprağında
Yıldız gibi çırpınırdı minik kalbin.
Bir gözünde üzüntülerin vardı Saklardın.
Bir gözüne de kuşlar yuva yapmıştı.
Kulpundansa Keremcik
Kedercikler sızardı.
Çantan ne ağır çantaydı."
Aramaya cesaret edememiştim.
Daha sonra, Akif Emre abimin cenazesinde, Fatih Camii'nde sarıldım Hüseyin Su'ya.
Bir şey söyledim mi, söyleyebildim mi, bilmiyorum.
Acı üstüne nasıl bir acıdır bu ya Rabbi!
Titreye titreye aradım Ersin'i.
Hayatımın en zor telefonuydu.
Yüreği kanayan bir babaya ne diyecektim?
Rabbim sabır versin, inşirah versin. Görünmez ordularıyla merhem olsun yaralarına...
Sosyal medya soysuzları, psikopatlar çemkirdiler yine.
"Allah'ın sopası yok işte" veya "Büyüseydi babasından utanacaktı" gibi müstekreh twitler attılar.
Milliyet'ten Özay Şendir arkadaşımız haklı olarak isyan etti.
Bunlar nasıl insanlar?
Merhamet hiç mi uğramaz kapılarına?
Baba nedir evlat nedir hiç mi duymamışlar?..
Hayır, bu münferit bir durum değildi.
Öyle olsaydı, peçeteden kendi imkanlarıyla üreyen veya kurulanmadan sokağa fırlatılan mahluklar der, nefsimizi köreltirdik.
Aynı haysiyetsizler...
Kadir Demirel kardeşimiz kızının gözleri önünde bıçaklanarak katledildiğinde, sürüler halinde (TT düzeyine vardıracak kadar) galiz küfürler savurmuşlardı.
Sırf çalıştığı gazeteye duydukları kin ve nefret yüzünden.
Halbuki, karıncayı bile incitmeyen, yüreği insan sevgisiyle dolu bir arkadaşımızdı Kadir...
"Klasikleri okumayana ehliyet bile verilmemeli" demişti Nuri Pakdil.
Ne kadar haklıymış!
Shakespeare'in "Venedik Taciri"ndeki Shylock'u hatırlasanıza. "Etimiz kesilince bizim de kanımız akmaz mı..." sözünün geçtiği tiradını.
Bu millete ne oldu?
Siftah yapamayan esnafı gözeten esnaftan, susuzluktan ölürken yek diğerine su uzatan kahramanlardan buralara nasıl geldi?
Bu merhamet medeniyetinin çocuklarını hangi "hoşgörü" kamuflajlı yılanlar, hangi zehirli akrepler soktu?
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- İkisinin de üstünde ne var? (28.11.2024)
- Çok ah aldın!.. (27.11.2024)
- Bu millet bu savaşa girmez (26.11.2024)
- Kendi silahını gömdü (23.11.2024)
- Onlara da yâr etmezmiş (21.11.2024)
- Bombayı kendisi koydu (20.11.2024)
- Haksız tartışma bu (19.11.2024)
- İsmet Özel, Seyyid Kutub ve molla (16.11.2024)
- Yemişim İran’ını (14.11.2024)
- Cübbeli Hocamın fakire cevabı (13.11.2024)