Sosyal medya ve kirlilik

Bugün belki de birçok insanın karşı karşıya kaldığı bir savunmasızlığı anlatmaya çalışacağız. Savunmasızlık diyorum çünkü yapılan karşısında elinizin kolunuzun bağlı kaldığı bir durum: İtibar suikastı.

Peki nasıl yapılıyor bu? Bunun en çok yaşandığı mecra maalesef sosyal medya. Şimdi geriye doğru gitsek sonunu getiremeyeceğimiz örneklerle doldurabiliriz burasını. Ancak sadece birkaç gün içindeki iki örnek olayın ne kadar tehlikeli boyutlara ulaştığını gösteriyor. Şanlıurfa'daki istismar iddiası sosyal medyada gün boyu paylaşıldı. Böyle bir haber paylaşılınca bütün sosyal medya kullanıcıları çok büyük tepki gösterdi haklı olarak. Ancak ilerleyen saatlerde Valilik ve Dezenformasyonla Mücadele Merkezinden yapılan açıklamada olayın istismarla alakası olmadığı bilgisi paylaşıldı. Şimdi şunu sormamız gerekiyor. Bu ve benzeri görüntüleri sorgulamadan doğruluğunu teyit etmeden ve güvenlik birimlerine durumu bildirmeden paylaşanlar neden üzerlerine sorumluluk almıyorlar.ve köşelerinden izlemekle yetiniyorlar? Üstelik yüz binlerce takipçileri olan bu kişilerin paylaştığı videolar milyonlarca kez izlenebiliyor.

Peki yukarı da anlattığımız olayın doğru olmadığı ortaya çıktı. Hedef alınan kişinin psikolojisi çevresinin kendisine bakışı ne olacak? İşte yazımızın başında bahsettiğimiz itibar suikastı tam da böyle oluyor. Kaynağını sorgulamadan insanların itibarıyla oynayan, yüz binlerce kişinin hedefi haline getiren hesap sahipleriyse ne yapıyor? Doğru olmayan ve dolaşıma sokulan haberin karşılığında, yine sosyal medya hesaplarından durumu bir özürle geçiştiriyorlar.

Gelelim son yaşanan örneğe Ordu Ünye'de bir restoranda yaşanan olay. Haber sosyal medyada dolaşıma girer girmez, milyonlarca kişi tarafından izlenip paylaşıldı. İlk geçilen haliyle "Cumhuriyet Savcısı'nın haksız şekilde restoran çalışanlarını gözaltına aldırdığı" iddia ediliyordu haberde. Tabi yine olayın aslını araştırmadan, servis edilen görüntüler eşliğinde, yine bildik cümlelerle itibar suikastı yapıldı sosyal medya hesaplarının birçoğunda. Habere konu olan kişi bir yargı mensubu olduğu için devletin kurumsal kimliğiyle ilgili eleştiriler ve paylaşımlarda ardı ardına sıralandı. Peki sonra ne oldu? Servis edilen görüntülerin eksik olduğu ortaya çıktı. Görüntülerin tamamı incelendiğinde sosyal medyada anlatılandan bambaşka bir durum ortaya çıktı. Görüntülerin tamamı ve ifade tutanaklarının ortaya çıkmasının ardından, "keyfi gözaltı" başlığını atanlar bu sefer de kuru bir özürle olayı geçiştirmeye çalıştı.

Sadece bu iki örnek bile içinde bulunduğumuz durumun ne kadar içler acısı olduğunu gözler önüne seriyor. İnsanların itibarları, işlerinden olma riski, çevresinden gelebilecek tepkiler düşünülmeden masabaşı haberler servis ediliyor. Amaç belki takipçi kazanmak belki bir tık fazla almak. Fakat unuttukları şey ise bunun kendi başlarına da gelebileceği.