İnsandaki bütün kabiliyetler, bir yönüyle nimet, diğer yönüyle afet olabilecek özelliktedir. Yani Allahu Teala bizlere bütün haslet ve imkânları müspet ya da menfi şekilde işlenmeye müsait bir "ham malzeme" olarak vermiştir.
Allah'ın kelam sıfatının bir tecellisi olarak insana verilen lisan nimeti yanlış kullanıldığında sahibi için manevi bir kayba sebep olabilir. Dilin afetleri içerisinde üzerinde önemle durulması gereken konu, şüphesiz gıybettir. Kul hakkını ihlale sebep olan gıybet, sahibinden helallik alınmadığı takdirde, kişinin amellerini de tüketen bir felakete dönüşür. Peki, nedir gıybet? Dilerseniz gıybetin ne olduğunu Hz. Peygamber'den dinleyelim...
Allah Resulü (SAV) bir seferinde ashabına şöyle sormuştu: "Gıybet nedir bilir misiniz?" Ashab-ı Kiram, "Allah ve Resulü daha iyi bilir" dediler. Bunun üzerine Allah Resulü, "Gıybet, kardeşini hoşlanmadığı şeylerle arkasından anmandır" buyurdu. "Ya Resulullah, arkasından söylediğim kötü şey ya kardeşimde varsa" dediler. Hz. Peygamber cevaben şöyle buyurdu: "Söylediğin şey onda varsa gıybet etmiş olursun; eğer yoksa ona iftira etmiş olursun."
(Müslim, Birr, Ebu Davud, Edeb).
ÖLÜ ETİ YEMEK GİBİ
Yine Efendimize, en faziletli Müslüman'ın kim olduğu sorulduğunda, "Müslümanların elinden ve dilinden zarar görmediği kimsedir"
(Buhari, Müslim) buyurmuştur. Allahu Teala, Müslüman kardeşinin gıybetini yapmayı Kur'an-ı Kerim'de şöyle yasaklar: "Biriniz diğerini gıybet etmesin. Sizden biri ölü kardeşinin etini yemek ister mi? İşte bundan tiksindiniz. O halde Allah'tan korkun. Allah tövbeleri çok kabul eder, çok esirger."
(Hucurat, 12).
Hicri 2. asrın gönül sultanlarından biri olan Fudayl bin Iyaz (RA), "Gıybetin girdiği yerden kardeşlik çıkar gider" diyerek arkadan çekiştirmenin, kardeşlik duygusuyla bağdaşamayacağını ifade etmiştir. Sahabe-i kiramdan Selman (RA), bir defasında ashaptan iki kişiyle beraberdi. Onların hizmetini görür ve yemeklerinden yerdi. Bir gün uyuyakaldı ve onlarla birlikte gidemedi. İki arkadaşı onu bulamayınca, "Selman pişmiş yemeğe ve kurulmuş çadıra gelmekten başka bir şey bilmiyor" diyerek gıyabında konuştular.
Selman geldiğinde onu katık istemek üzere Hz. Peygamber'e (SAV) gönderdiler. Allah Resulü, "Arkadaşların katığı ne yapacaklar, onlar katıklarını yediler" buyurdu. Haber kendilerine ulaşınca, "Biz bir şey yemedik" dediler. Hz. Peygamber de "Konuşmalarınızla siz Selman'ı (gıybet ettiğiniz için) katık olarak yediniz" buyurdu.
"Ya Resulullah, bizim için istiğfar et" dediler. Fahr-i Kâinat Efendimiz de "Gıybet ettiğiniz arkadaşınıza rica edin de sizin için o istiğfarda bulunsun" buyurdu.
(İbn Kesir)
Ayet ve hadislerde ifade edildiği gibi gıybet, kardeşimizin yokluğunda, kendini savunamayacak halde, bir ölü mesabesinde iken, onu incitecek bir surette başkalarına anlatmaktır ve dinimizce yasaklanan çok kötü bir haslettir.
Resulullah'ın 'amin' demesi
Mescit müminlerle dolu. Efendimiz (SAV) minberde. Birinci basamağa çıkınca "Amin" dedi. Sonra ikinci basamağa çıktı "Amin" dedi. Sonra üçüncü basamağa çıkınca yine "Amin" dedi. Daha sonra şöyle buyurdu: Bana Cebrail (AS) gelip, "Ya Muhammed, kim ramazana erişir de bağışlanmazsa, Allah onu (ilahi rahmetinden) uzaklaştırsın" dedi. Ben de "Amin" dedim. Sonra Cebrail, "Kim anababasına veya onlardan birine yetişir de cehenneme girerse, Allah onu (ilahi rahmetinden) uzaklaştırsın" dedi. Ben de "Amin" dedim. Sonra yine Cebrail, "Sen kimin yanında anılırsın da üzerine salavat getirmezse, Allah onu (ilahi rahmetinden) uzaklaştırsın" dedi. Ben de "Amin" dedim.
BİR DUA
Muhyiddin Arabi'nin duası
Rahman ve rahim olan Allah'ın adıyla. Ey kudret sahibi olan Allah, ey her şeyi zuhura koyan, her şeyin içini bilen, ey lütuf sahibi, ey her şeyden haberdar olan Allah! O'nun sözü doğrudur, Sura üfürüldüğü vakit de ululuk O'na mahsustur. Hazır ve gaibin ilmi O'nun katındadır. Zira O, hem hakim hem de habirdir.
BİR AYET
"Allah size emaneti ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder. Allah bununla size çok güzel öğüt veriyor. Allah işitmektedir, görmektedir. (Nisa, 58)
BİR ESMA
El-Fettah: Her türlü sıkıntıyı gideren.
BİR SÜNNET
Güneş tam tepede iken yani öğle vakti bir miktar uyumak, uyunamıyorsa bile 10 dakika gözleri kapatmak.
BİR SEVAP
Sizden biriniz kendisi için istediğini mümin kardeşi için istemedikçe iman etmiş olamaz.
SORU - CEVAP
Cami cemaatine devam ediyorum. Hangi namaz daha faziletlidir?
Sabah ve yatsı
namazlarının cemaatle
kılınması, diğer namazlardan
daha faziletlidir.
Radyo, teyp veya televizyondan secde ayetlerini dinleyen kimsenin tilavet secdesi yapması gerekir mi?
Kuran-ı Kerim'de 14 yerde secde ayeti
bulunmaktadır. Bu ayetleri okuyan veya işiten
kişinin, tilavet secdesi yapması gerekir.
Tilavet secdesi, ayetteki ilahi mesajı okuyan
veya dinleyen kişinin, yaradanına itaatinin
ifadesidir. Bu itibarla radyo, teyp veya televizyondan
da olsa, ilahi mesajı işiten kişinin,
tilavet secdesi yapması gerekir. Ancak, okunan
ayetlerin tilavet secdesi olduğunu bilmeyenler,
tilavet secdesi yapmakla yükümlü
değildir.
Yurtdışında ölenleri orada gömmek günah mı?
Cenazeyi öldüğü yere defnetmek
doğru olandır. Ancak başka yere nakletmek
de caizdir. Bulunduğunuz ülkede
uygun bir mezarlıkta İslam'a uygun
şartlarda ölünüzü defnedebilirsiniz.