
Kadıköy'de bitpazarında bıçaklı saldırıya uğrayan ve feci şekilde dövülerek hayatını kaybeden Mattia Ahmet Minguzzi'nin (15) katilleri dün hâkim karşısına çıktı.
Minguzzi ailesinin avukatı Rezan Epözdemir, müvekkillerinin iki aydır faillerin yakınları tarafından tehdit edildiğini söylüyor. Epözdemir'in, duruşmadan hemen önce Mattia Ahmet'in mezarının parçalanmasıyla ilgili anlattıkları ise tek kelimeyle korkunç:
"Mezarlıkla ilgili ciddi bir tahribat var. Faillerin yakınları olduğu iddia edilen kişilerin yaptığı söyleniyor!"
Savcılık, duruşmanın sürdüğü saatlerde bu olayla ilgili resen soruşturma başlattı. Bahçelievler Belediyesi de dün Mattia Ahmet'in mezarını yeniden çiçeklerle donattı.
Herkes şok halinde. Güvensizlik hissi topluma yayılıyor.
Peki, ne yapmalıyız?
Öncelikle şiddeti, kadına, çocuğa, trafikte vs. diye kategorilere ayırmayı bırakıp topyekûn bir mücadeleye soyunmalıyız.
ABD'de ve Avrupa ülkelerinde olduğu gibi, bireyin bedensel bütünlüğüne yönelik tehditleri en ağır şekilde cezalandırmalıyız. Bu konuda tavizsiz olmalıyız.
"Polisiye tedbirler çözüm mü?" diye sorabilirsiniz.
Elbette meselenin sosyolojik ve ekonomik nedenleri de mercek altına alınmalı. Ancak tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de iş çığırından çıkmak üzere. Bir yandan orta ve uzun vadeli çözümler devreye sokulurken bir yandan da akut müdahale şart. Bu aşamada devletin varlığını hissettirmek için demir yumruğunu kullanması gerek.
Öyle ya, devlet aygıtı niye var?
***

TÜRKİYE'Yİ ENDONEZYA CUMHURBAŞKANI'NDAN DİNLEYİN
280 milyonluk Müslüman nüfusuyla Güneydoğu Asya'nın önemli güçlerinden olan Endonezya'nın Cumhurbaşkanı Prabowo Subianto Türkiye'de.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Esenboğa Havalimanı'nda karşıladığı Subianto için dün Külliye'de muazzam bir karşılama töreni düzenledi.
Subianto, TBMM Genel Kurulu'na da hitap etti.
Besmeleyle başladığı konuşmasını "Türkiye'nin, Endonezyalıların kalbinde çok farklı bir yeri olduğunu söylemek isterim. Çünkü Endonezyalılar için Türkiye, en büyük Müslüman medeniyet. Bizler için Türkiye, aslında Osmanlı İmparatorluğu'nun, Osmanlı medeniyetinin de bir devamı ve biz aramızdaki tarihi ilişkileri hatırlıyoruz" diyerek sürdürdü.
Subianto uzun uzun Atatürk'e hayranlığını anlatınca genel kuruldaki CHP milletvekillerinden de yoğun alkış aldı.
Keşke bazen, içinde yaşarken algılayamadığımız Türkiye'ye dışarıdan bir gözle bakabilmeyi başarsak. Zira gücümüze, potansiyelimize, tarihimize, kendimize çok haksızlık ediyoruz.
***

SOSYAL MEDYA SUÇA İTİYOR
"Suça itilen çocuklar" sorununda sosyal medya kullanımının önemli bir payı var. Bu mecralar, ergenler arasında şiddetin normalleşmesinde, sıradanlaşmasında önemli rol oynuyorlar.
Pek çok Avrupa ülkesi bu konuda radikal adımlar atıyor, çocukların sosyal medya kullanımını yasayla sınırlandırıyor.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu da dün Meta'nın 16 yaş altı çocuklara ilişkin aldığı bir kararı sosyal medya hesabı üzerinden duyurdu:
"Uzun süredir üzerinde titizlikle çalıştığımız sosyal medya yaş kısıtlaması taslağımızla paralel olarak, Meta'nın Instagram platformunda 16 yaş altı kullanıcıların ebeveyn izni olmadan canlı yayın yapamamasına yönelik aldığı kararı memnuniyetle karşılıyoruz. Bu karar, bakanlık olarak yürüttüğümüz kapsamlı çalışmaların uluslararası platformlarca dikkate alındığını ve politikalarımızın küresel ölçekte karşılık bulduğunu göstermesi açısından son derece kıymetli. Ebeveyn onayı olmadan canlı yayın yapılamaması ve şüpheli müstehcenlik içeren görsellerin otomatik olarak bulanıklaştırılması, çevrimiçi riskleri en aza indirmeyi hedefleyen çok önemli adımlardır."
Bu işin ucunu bırakmamalıyız.