
Hafta sonu bölgede yükselen tansiyon ve Netanyahu'nun Suriye'deki tacizleri üzerine "ABD, Türkiye-İsrail savaşını ister mi?" diye sormuştum:
"Netanyahu 'Suriye'nin anahtarı Türkiye'nin elinde olacak' diyen Trump'ın fikrini değiştirmeye çalışıyor. Ne var ki gümrük vergileriyle tüm dünyaya adeta savaş açan Trump'ın Suriye'de heba edecek enerjisi yok. İran'a yönelik politikaları için de İsrail'den çok Türkiye'nin desteğine ihtiyacı var."
Pazartesi günü Türkiye'yi şikâyet etmek için ABD'ye uçan Netanyahu'nun Trump'tan aldığı cevap, yukarıda yazılanları açıkça doğruluyor.
"Trump, Netanyahu'yu utandırdı" manşetleri atan İsrail basını az bile söylüyor. Zira Trump canlı yayında Netanyahu'nun gözlerine bakarak, şikâyet ettiği lideri övdü ve onunla ne kadar harika bir ilişkisi olduğunu anlattı:
"Erdoğan ile harika ilişkilerimiz var. Ben onu severim, o da beni sever. Basın onu sevdiğim için çok sinirlenecek. Ama seviyorum. Ve hiç problemimiz olmadı. Birlikte çok fazla şey atlattık. Erdoğan'a şunu söyledim, 'İki bin senedir kimsenin yapmadığı şeyi yaptın. Suriye'yi aldın' dedim. 'Yok hayır, ben değilim' dedi ama 'Evet sensin' dedim. Erdoğan, çok güçlü bir adam ve kimsenin yapmadığı bir şeyi yaptı. Onunla yaşayacağınız herhangi bir sorunu ben çözebilirim ancak makul olmanız şartıyla. Makul olmalısınız."
"Türkiye'yle çatışma istemiyoruz. Başkan Trump'ın Türkiye lideriyle çok iyi bir ilişkisi var. Bu çatışmayı çeşitli şekillerde nasıl önleyebileceğimizi görüştük. Türkiye'yle bu çatışmanın nasıl önlenebileceğini konuştuk. ABD Başkanı'ndan daha iyi bir arabulucunun olduğunu düşünmüyorum" diyen Netanyahu da durumu kabullenmiş görünüyor.
Bakalım, yargıdaki bir yolsuzluk soruşturmasına müdahale etmesi için Avrupa'ya çağrı yapan, ABD Başkanı'na sitem edecek kadar ileri giden ana muhalefet lideri ne zaman yeni süreci anlayacak?
***

TRUMP'IN GÜMRÜK TARİFESİ TÜRKİYE'Yİ OLUMLU ETKİLER
ABD Başkanı Trump, Türkiye'ye uygulanan gümrük vergisi oranını % 10 gibi nispeten düşük bir seviyede tutarken, Çin (% 34), Avrupa Birliği (% 20), Vietnam (% 46) gibi büyük ihracatçı ülkelere daha yüksek oranlar getirdi. Bu durum, özellikle tekstil, otomotiv yan sanayii, ev eşyaları ve gıda gibi sektörlerde Türk ürünlerini, ABD'li ithalatçılar için daha cazip hale getirebilir.
ABD'nin Türkiye'nin rakiplerini yüksek vergiye zorlaması, ABD'ye olan ihracatımıza ivme kazandırabilir. Halihazırdaki 16 milyar dolarlık ihracatımızın önü 100 milyar dolar seviyesine kadar açık.
Küresel tedarik zincirlerinde yaşanacak kaymalar, Türkiye'yi bir ara mal tedarikçisi olarak öne çıkarabilir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Trump arasındaki ilişki bu olumlu tablonun siyasi açıdan garantisi. İçerideki siyasi tartışmalara taraf olan iş çevreleri kendilerine gelip, Trump vergilerinin Türkiye'yi pozitif ayrıştırmasını fırsata dönüştürebilirler.
***

MUSK İLE TRUMP'IN ARASI GÜMRÜK VERGİLERİNDEN ÖTÜRÜ AÇILIR MI?
Elon Musk, Donald Trump'ın gümrük vergileri politikasını açıkça eleştiriyor.
Musk, özellikle Trump'ın Avrupa Birliği'ne % 20, Çin'e ise % 34 gibi yüksek oranlarda gümrük vergileri uygulama kararına karşı çıkıyor. Dahası ABD ile Avrupa arasında "sıfır gümrük vergisi" ve bir "serbest ticaret bölgesi" oluşturulması gerektiğini savunuyor.
Musk, doğrudan Başkan Trump'ı hedef almıyor. Şimdilik yeni tarifeleri savunan Trump'ın baş ticaret danışmanı Peter Navarro'yu X'te dövmekle yetiniyor:
"Navarro gerçekten bir moron. Burada söyledikleri kanıtlanabilir şekilde yanlış."
Tesla'yı Çin'den gelen parçalar ve yabancı ülkelerden gelen ürünlerle üreten Musk'ın bu işten hoşlanmaması normal.
Ancak Musk akıllı bir adam, Trump'ın "Sayemde kazandıklarına say" diyeceğini tahmin edip işi uzatmayacaktır.