
Lefkoşa'da bir öğrencinin başörtüsü nedeniyle liseye alınmaması üzerine KKTC Bakanlar Kurulu kılık-kıyafet disiplin tüzüğünde değişiklik yaptı. Liselerde başörtüsünü serbest bıraktı.
Evet, bizim epeyce geride bıraktığımız bir tartışma ama KKTC'de gideri var.
Adada günlerdir protestolar yapılıyor. Laik atak mitingleri düzenleniyor. Gösteriler, Türkiye'nin KKTC'deki varlığına karşı yönelmiş durumda.
Bu yasanın "Ankara eliyle KKTC'ye şeriat getirmek için" çıkartıldığını söyleyen faşistlere, başörtüsüyle ilgili bir yasağın olmadığı hatta bir başörtülü öğrenciye kötü davrandığı için okul müdürünün görevden alındığı Güney Kıbrıs'tan da destek var.
E tabii, 1937'de "Kıbrıs belki Misakı Milli sınırları dışında kalmıştır ama bizim için çok önemli bir adadır. Düşman eline geçmemesi lazım yoksa bütün ikbal yollarımız kapanır" diyen Atatürk'ün posterlerini ellerine alan eylemcilerin Türkiye büyükelçisine "adadan defol" demeleri işlerine geliyor.
Yalnızca onların mı?
***

İSRAİL-RUM KESİMİ VE YUNANİSTAN İTTİFAKI
Gazze'de gölge boksu yaptığı Türkiye'yi, Suriye'de sahada karşında bulan İsrail'in Kıbrıs'a olan ilgisi ta 2020'ye uzanıyor.
Hatırlayacaksınız, bir gecede, dünyanın en gözde kara para aklama merkezi olan Güney Kıbrıs'ın tövbe ettiğine karar veren ABD o yıl silah ambargosunu kaldırmıştı. Güney Kıbrıs'a özel ABD silahları ve birlikleri çıkartıldı.
Amerikalılar, Rum kesimindeki mevcut İngiliz üslerinin yanı başındaki limanlara çöktüler.
Ardından Güney Kıbrıs, Yunanistan ve İsrail arasında "çok cepheli savaş" konseptinde bir ittifak kuruldu. Üç ülke Doğu Akdeniz'deki enerji bölgelerinin sınırlarında tatbikatlar yaptılar.
Geçen gün, bu netameli süreçte Rum Dışişleri Bakanı Konstandinos Kombos'la BAE'de bir araya gelen İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa'ar'ın epeydir birinci gündemi Kıbrıs adası.
Durup durup Türkiye'nin KKTC'yi desteklemesini ve adanın kuzeyindeki varlığını "işgal" olarak gördüklerini anlatıyor. "Çözüm Birleşik Kıbrıs" diyor. Lefkoşa'da atılan Ankara karşıtı sloganlara eko yapıyor.
Yunanistan'ın, Von Der Leyen'in 12 milyar euroluk yardım vaadiyle gözlerini boyadığı Türki cumhuriyetlerden önce Kıbrıs'ı tanımalarını istemesi de ittifakın gündeminden vazgeçmediğinin göstergesi.
Gazze, Lübnan, Suriye derken hep birlikte çok cepheli savaşın yeni mevzisini adada kazıyorlar.
***

PLANA SADIK KALANLAR
Ekim 2024'te "2010'dan bu yana da Doğu Akdeniz'i ele geçirmek için sürdürüyorlar. İlan etmişler; Hindistan'dan Körfez'den İsrail'den Kıbrıs'tan Yunanistan'a enerji yolu açmak istiyorlar. ABD'nin planı bu NATO bunda uzlaşmış durumda" diyen PKK yöneticisi Mustafa Karasu bu planın bir sonraki aşamasını şu sözlerle anlatıyordu:
"Tabii ki dananın kuyruğu Kıbrıs'ta kopacak. Bu savaşın merkezi Türkiye'dir. İçinde yer aldığı sisteme en karşı konumda olan, sistemle en çok çelişen 3. dünya savaşının bir tarafı olan Türkiye'dir. Sıra Kıbrıs'a gelecek Türkiye sınırına gelecek ve savaş Türkiye'de yoğunlaşacak."
Evet, aradan geçen 6 ayda köprünün altından çok su aktı. Öncelikle Trump geldi, Washington'da hala iktidar mücadelesi devam etse de ABD'nin bölgemizdeki öncelikleri değişti.
Ne var ki, iktidarın "Terörsüz Türkiye" projesi ve Suriye devrimin etkisiyle PKK ve YPG gibi araçlarını kaybeden İsrail, Yunanistan ve Avrupa ülkeleri ise hala palana sadık.
Başka çareleri yok.
Böyle bir dönemde Türkiye'de ağırladığı Yunanistan heyetine ülkesini dövdüren ana muhalefet liderimizin, KKTC'de yakılmaya çalışılan ateşi yellemesi de benzer bir çaresizliğin ürünü.
***

ÖZGÜR BEY TARİH YAZIYOR!
Çok iyi idare ettiğini söyleyen iktidara yakın kalemler bence Özgür Özel'e haksızlık ediyorlar.
Bence Özgür Bey tarih yazıyor, tarih!
Bakın dün de yolsuzluk soruşturmasından tutuklanan belediye başkanına destek için Samsun'a çıkan Özgür Özel, mitinge alanında "İngiliz zırhlısıyla memleketten kaçanlardan" bahsediyordu.
Türkiye'nin içişlerine müdahale etmediği için İngiliz Başbakanına sitem ederek kendisi de tarihe geçti.