
DEM Parti heyeti ziyaretlerine devam ediyor.
Bildiğiniz üzere, MHP Lideri Bahçeli'nin "PKK silah bıraksın" çağrısı üzerine Öcalan'la görüşmüşlerdi. Daha sonra dönüp Meclis'te grubu bulunan partilerle ayrı ayrı bir araya geldiler.
Önceki gün de bir kez daha İmralı'ya gidip Öcalan'la buluştular.
Görüşme yaklaşık 4 saat sürdü.
Heyet, ziyaretle ilgili kısa bir yazılı açıklama yayımladı.
Öcalan'ın sürece ilişkin çalışmaları devam ediyormuş. "Tüm toplumsal kesimlerin kıymetli katkılarını" bekliyorlarmış.
Öcalan'ın silah bırakma çağrısı yapıp yapmayacağı ise şubat ayı içinde, muhtemel bir üçüncü görüşmede belli olacakmış.
Ayrıca, Öcalan Bolu'da yaşanan yangında hayatını kaybedenlerin ailelerine başsağlığı ve yaralılara acil şifa dilemiş.
Siyasi partilerle yapılan görüşmelerle ilgili Öcalan'a bilgi veren heyetin temasları bundan sonra da devam edecekmiş.
Açıklama yas nedeniyle kısa tutulmuş, yoksa dükkân seninmiş.
Neye çalışıyorsunuz? Altı üstü "Terörü bırakıyoruz. Artık insan öldürmeyeceğiz" diyeceksiniz.
Dalga mı geçiyorsunuz?
***

TÜRKİYE, SURİYE'DE OLACAK
A Haber'e konuşan Ahmed Şara, Türkiye'nin Suriye'deki varlığına dair önemli açıklamalarda bulundu.
Şara, "Fırat'ın doğusunda Arap aşiretleri, Kürt aşiretleri kabul etmiyor. Biz bunu Türkiye ile işbirliği yaparak götürüyoruz şu anda. Bunu da Türkiye yakından takip ediyor ve biliyor. Suriye açık ve net söylüyor ki Türkiye sınırlarını korumak için her şeyi yapacağız" diyor.
Suriye'nin bölünmesinin en büyük tehdit olduğunun altını çizen Şara, Türkiye'den destek isteyebileceklerini belirtiyor:
"DEAŞ da tüm çözüm önerilerini reddediyor. PKK'ya destek verenlere açık bir mektup gönderdik. Biz bütün ülkelerin yardımını istiyoruz. Türkiye'den DEAŞ'la mücadele konusunda destek isteyebiliriz. Erdoğan'ı tarih yazacaktır. Suriye halkı her zaman Türkiye halkının yanında olacak ve verilen bu desteği hiçbir şekilde unutmayacağız."
***

İHMAL DEĞİL RUTİN
İhmal diyorlar, aldırmayın. İhmal işini, görevini savsaklamaktır.
Kapıyı açık unutmaktan bahsetmiyoruz.
Kartalkaya Grand Otel'de 78 kişinin ölümüyle sonuçlanan yangın felaketi rüşvetten kaynaklanmaktadır.
Yüzlerce kişinin kaldığı oteli, asgari yangın tedbirleri almadan yıllardır çalıştıran işletme yılanın başıdır. Bu riske bedeli mukabilinde göz yumarak ortak olan belediye yetkilisinden, bir yandan yemeğini yerken bir yanda da kâğıt üzerinde denetim yapan bakanlık bürokratına kadar herkes çarkın içindedir.
Derdim yakınmak değil. Sadece "Otel enkazı müze yapılsın" geyiklerinden, kuru temennilerden sıkıldım.
Önce şunu hep birlikte kabul edelim: Şahit olduğumuz istisna değil rutin işleyişin bir sonucu.
Şaşırmış gibi yapmak niye?
İşler dün İstanbul'un göbeğinde Beşiktaş'ta sarpa sarıp 29 can aldı. Bugün ise Kartalkaya'da. Yarın kim bilir nerede?
***

ÖLÜMLERİN ÇOĞU KARBONMONOKSİT ZEHİRLENMESİ
Grand Otel'de can verenlerin yakınları şimdi en çok kaybettiklerinin son anlarını düşünüyorlardır. Acaba can verirken çok acı çektiler mi?
Izdıraplarına birazcık derman olur mu bilmiyorum ama uzmanlar ilk bulgulara göre ölümlerin çoğunun karbonmonoksit zehirlenmesinden kaynaklandığını belirtiyor.
Büyük sınav; sabır dilerim.
***

TRUMP'IN KABALIĞINI YEĞLERİM
Trump, "John Bolton ve Dick Cheney, Amerika'yı Ortadoğu bataklığına sürükledi. Ortadoğu'ya ölümden başka bir şey getirmedik. Bunun en büyük nedenlerinden biri de Bolton'dur. Kendisi tam bir salaktır" diyor.
Geçtiğimiz gün de eski ulusal güvenlik danışmanı John Bolton'u korumakla görevli Gizli Servis ajanlarını geri çektiğini "Bu ömür boyu devam edemezdi" diyerek duyurdu.
Kimileri Trump'ın dilini kaba buluyor.
Kibar konuşup milyonların hayatını kaydıranlara az bile söylüyor.