MELİH ALTINOK

Her yerde reklamlarıyla karşılaştığım ancak tek bir şubesine bile rastlamadığım Maydonoz Döner'e yönelik operasyonu şaşkınlıkla izliyorum.
Görmüyor musunuz, FETÖ'nün finansal yapılanmasına yönelik Antalya merkezli 31 ilde düzenlenen bir operasyonda, Maydonoz Döner restoran zinciri ile FETÖ'ye üye olmak suçundan kaydı bulunanlar arasında yaklaşık 220 milyon liralık işlem hacmi olduğu belirlendi.
Kuruluşundan bu yana yaklaşık 400 şubeye sahip döner zincirinin olağandışı büyüme gösterdiği ve 7 ülkede bayilikleri bulunan şirketin bu yöntemle yurtdışından para transferini ticari faaliyet gibi göstermeyi amaçladığı belirtiliyor.
Garsonların bile FETÖ'den referansla işe alındığı iddia edilen Maydonoz Döner restoranlarında çalışanlar arasında meslekten ihraç edilen üst düzey bürokratlar da var. Vali yardımcısı ve kaymakamlar zincir restoranın yöneticileri.
Daha önceden haklarında FETÖ'den işlem yapılan ve etkin pişmanlık yasasından yararlanmayanların şirkette değer gördüğü, FETÖ ile iltisaklı bu kişilere yüzde 5 ile yüzde 10 arasında pay ve gayri resmi ortaklık verildiği öne sürülüyor.
Operasyonda gözaltına alınan 353 şüpheliden 83'ü daha önce kamu görevinden çıkarılmış. 197'si hakkında FETÖ kapsamında adli işlem kaydı var. Adli işlem görenler etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmamışlar. 102'si de örgütün gizli haberleşme programı "ByLock" kullanıcısı.
Anlaşılan o ki, bu paravan işletmeleri örgütün üyelerinin güvenli şekilde buluşmaları için de kullandılar.
Ama benim aklım hâlâ, kripto unsurlar konusunda uzman olan FETÖ'nün nasıl bu kadar acemice davrandığında?
Belli ki Breaking Bad dizisini izlemişler. Kendilerine, illegal örgütünü "Los Pollos Hermanos" isimli fast food zinciri üzerinden yöneten Gus Fring'i örnek almışlar.
Ne var ki Bay Gus, göze batmamak için sadece ticari sicilinin temiz olmasıyla yetinmiyor, çalışanlarına da özen gösteriyordu.
Paketçiyi bile ByLock'çudan seçen bu elemanların ise bir tek menüye "maklube döner" koymadıkları kalmış.
Bu ne rahatlık!
Şaka bir yana, asıl soru, FETÖ'nün daha profesyonelce maydanoz olduğu başka "zincirler" de var mı?

***

SAĞLIKTAN ÖLECEĞİZ!
Ülkemizde her gün 3 milyon vatandaş sağlık hizmetine erişiyor.
Sadece 2024 yılında MHRS üzerinden 186 milyon 842 bin randevu alındı. Bu randevuların 164 milyon 973 bini gerçekleşti.
Geçen yıl hastanelerde 636 milyon 593 bin muayene hizmeti verildi.
Türkiye'de sağlık hizmetlerine erişim Avrupa'nın iki katı.
Devletin omzundaki yükün ağırlığı tartışılmaz.
Bu büyük sorumluluğun yanı sıra, göreve geleli sadece birkaç ay olmasına rağmen, pandemide körüklenen ve sonrasında sağlık sistemini kilitlemeye devam eden "hastalık hastalığıyla" da mücadele eden Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu'nu tebrik etmek lazım.
"Sektörden" değil "hastanelerden" geldiği için olsa gerek, ilaç ve özel hastane lobilerini karşısına almaktan çekinmemesi de desteği hak ediyor.

***

SADECE MUHASEBECİ Mİ?
Bir hastanenin ameliyatta stent pazarlığı yapan muhasebecisi hem tutuklanmış hem işten atılmış.
Peki ya hastane sahibi, bu rutine "onay" veren hekim?

***

150 YETMEZ 1500 DOLAR OLSUN
Suriye hükümetinin Türkiye'den Suriye'ye gitmek isteyen Türk vatandaşlarından 3 aylık vize için 150 dolar istemesi tartışılıyor.
Herkes, "Biz size o kadar iyilik yaptık..." deme sırasına girmiş. Üstüne para versen Suriye'ye gitmeyecek Zafer Partililer en önlerde.
Adamların paraya ihtiyacı var. Helalühoş olsun.
Ayrıca komşumuz Suriye devletinin kasasının dolması oradaki hayatın normalleşmesine katkı sağlar ve ülkeye geri dönüşleri hızlandırır.