
47. ABD Başkanı Donald Trump yarın yemin ederek görevine başlayacak.
Çoğunluk, "ABD'de müesses nizam esastır, kim seçilirse seçilsin değişmez" diyor.
Bildiğiniz üzere ben farklı düşünüyorum. Hiç olmazsa, savaşları bitirme vaadiyle gelen Trump döneminde ABD'nin, dolayısıyla dünyanın daha az gergin bir sürece gireceğini düşünüyorum.
Evet Obama da bu vaatle gelmiş, Suriye'ye girmişti. Ama Trump bugün verdiği sözü 2016-2020 arasındaki başkanlık sürecinde tutmuştu.
Ayrıca baksanıza, Trump daha koltuğa oturmadan işaret ettiği pek çok alanda (Suriye, Filistin ve Lübnan cepheleri) çözüme dair radikal değişimler yaşanıyor.
Çok mu pozitifim?
Haklı olabilirsiniz. Ben de bu soruyu aklımdan hiç çıkarmıyorum.
Neticede yıllardır çok yakından takip etsem de Trump görmediğim, konuşmadığım, kameralar yokken nasıl olduğunu bilmediğim bir yabancı. Belki çok iyi bir oyuncudur.
Ne var ki Trump'ı, arkadaşı Mehmet Ali Yalçındağ'dan dinledikten sonra umudumun yersiz olmadığını anladım.
Başkanın yemin töreni için ABD'ye gitmeden önce görüştüğümüz işadamı Yalçındağ ile röportaj için değil sohbet amacıyla buluştuğumuzdan çizdiği portreyi genel hatlarıyla tarif edeceğim.
Öncelikle Yalçındağ, Trump dalgasının ABD'de de Türkiye'de hissedildiğinden daha sert estiğini söylüyor:
"Başkan bu kez çok daha güçlü geliyor. Bu krediyi, ilk hedefi 2 yıl sonraki ara seçimlerde oyunu artıran ilk başkan olmak için kullanacaktır. Şimdiden büyük değişim için kamuoyunu hazırlıyor. Yapmak istedikleriyle ilgili çok ciddi hazırlıklar yapılıyor. Sansasyonel görünse de her projenin altı dolu ve hikâyesi var. Mevcut sistemin politikalarına, işleyişine o kadar alışılmış ki Başkan Trump'ın yeni yaklaşımının şaşkınlık yaratması normal. Ama zaten ona oy verenler de bu değişimi gerçekleştirsin, bunları yapsın, bu farkı yaratsın diye oy verdi. Kısacası Trump, seçmenden diğer başkanlardan farklı olsun diye oy aldı."
Yalçındağ, Trump'ın önceliğinin ABD'yi içeride yeniden ayağa kaldırmak olduğunu, bu hedefin de dünyanın çeşitli noktalarındaki gerginlikleri azaltacağını anlatıyor.
Trump'ın Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı yakından takip ettiğini, pek çok alandaki politikalarını analiz ettiğini söyleyen Yalçındağ, iki liderin anlaşamayacağı çok az konu olduğuna emin. Yeni dönemde Türkiye-ABD ilişkilerinin, geçmiş dönemden gelen deneyimin de katkısıyla olumlu bir seyir izleyeceğine inanıyor.
İsrail-Türkiye meselesine ise şerh koyuyor. Trump'ın sorunu soğutup zamana yayarak çözme yoluna gidebileceğini söylüyor.
Bu arada Mehmet Bey'den, Trump'ın gerçek bir dindar olduğunu, her konuşmasında mutlaka içki içmemesini ve barış için, huzur için sıkça dua etmesini öğütlediğini dinleyince şaşırdım doğrusu.
Manevi evreninin bu kadar zengin olduğunu düşünmüyordum.
Siz?
***

YETMEZ, BENCE BETON DÖKSÜNLER AMA...
ABD Yüksek Mahkemesi, TikTok uygulamasının yasaklanmasının önünde anayasal bir engel olmadığını açıkladı.
Gerekçesinde ise, TikTok'un Çin devletinin istihbarat aracı olduğu ve Amerikalılar hakkında bilgi toplayarak milli güvenliğe tehdit oluşturulması en önemli sebep olarak gösterildi.
Hayır, hayır, "Nerede ifade özgürlüğü, ikiyüzlü Batı" falan demeyeceğim.
Aksine, toplumları manipüle eden bu gayya kuyusuna beton dökseler alkışlarım.
Benim merak ettiğim, daha önce TikTok'u yasaklamak istediğini söyleyen Trump'ın son dönemde konuyu unutmuş olması.
Kimi yorumcular, Trump'ın yasak karşıtı bir pozisyon alarak genç seçmenin kalbini kazanmak isteyebileceğini düşünüyor.
Daha güçlü ihtimalse X, Meta Grubu derken, seçimlerde çok faydasını gördüğü yeni küresel medyasına TikTok'u da dâhil etmesi.
***

LAVROV, SURİYE'DE OLANI ÖZETLEDİ
Basın, Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov'un sözleri üzerinde çok durmadı ama söyledikleri Suriye'de yaşananların gerçekçi bir özeti:
"Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi'ni Türkiye ve Irak'ın, Kürt devletinin kurulmasına izin vermeyecekleri konusunda uyardık. Kürt haklarının Suriye, Irak, İran ve Türkiye'yle danışılması ve korunmasından yana yaklaşım sergiledik. Bir yanda Şam, öte yanda Kürtler müzakereyi istemedi. Böylece boşluk oluştu ve patlama gerçekleşti. Gerçekleri kabul etmek lazım."