- 27.03.2025, Perşembe
İmamoğlu’nun ‘Kafa Koparan’ Yıldız’ı
"Bir dakika dur, biz de melek değiliz."
Bugün siyaset arenasında CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in düştüğü durum bundan farklı değil. Tıpkı bir mafya ayakçısı gibi, onlarca suç iddiası belgeleriyle ortaya serilmişken o hâlâ "Hiçbir şey yok, benim patronum tertemiz" diyerek hem CHP'lileri kandırıyor hem de gençleri kışkırtıyor.
Oysa gerçek bağıra bağıra geliyordu ve başta Özgür Özel olmak üzere Veli Ağbaba'dan "zıpzıpçı" Ali Mahir Başarır'a bütün CHP yönetimi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde neler olduğunu çok iyi biliyordu. Sadece onlar da değil, ilkesiz fondaş gazeteciler de, Altılı Masa'ya övgüler düzüp sonra kaybedince dizlerini döven ufuksuz aydınlar da biliyor ve hepsi susuyordu. Hepsi ortaya hiçbir siyasi vizyon koymayan İBB'nin eski başkanı Ekrem İmamoğlu'nun başından beri "para"ya ulaşmak için pervasızlaştığını ve CHP'ye "paralel bir yapı" kurduğunu da biliyordu.
Çünkü bugün savcılık dosyasında yer alan önemli iddialar, 2020'den sonra hem CHP içinde çok konuşuldu hem de birçok gazeteci yazdı. Son 4 yıl içinde bu köşede, İmamoğlu'nun İBB'de kurduğu çarkı anlatan şu isimleri sık sık yazdım: Ali Nuhoğlu, Fatih Keleş, Ertan Yıldız ve Tuncay Yılmaz... Başkaları da var ama bu dört isim hep öndeydi. Kimi zaman "Paranın izi sürülmeli" dedim, kimi zaman "İBB'de temiz ellere ihtiyaç var" diye yazdım.
Hatta CHP içinde ve iş dünyasında, Ertan Yıldız ve Fatih Keleş'e takılan kod adları, "Kafa Koparan" ve "Yüzde 7" diye yazdım.
Peki sonra ne oldu dersiniz?
Son savcılık soruşturmasında bizim yazdığımız o iddiayı bizzat Bakırköy'deki ünlü Capacity AVM'nin sahibi doğruladı. İmamoğlu'nun adamı ve aynı zamanda Bakırköy CHP Meclis üyesi, İBB Meclisi İştirakler ve Bağlı Kuruluşlar Komisyonu Başkanı Ertan Yıldız, o işadamından tehditle 5 milyon euro rüşvet istemiş. Hem de "Geleceğin cumhurbaşkanı ile kötü olmak mı istiyorsunuz?" diyerek.
Meğer adamlar o yazılar çıktığında bile "kafa koparma"ya devam ediyormuş. Bunu savunmak, bu rezilliğe imza atmaktan daha aşağılık.
Bu gerçeği ne yazık ki ne Kemal Kılıçdaroğlu ne de yüzünde "Rabbi Yessir" gören ve sonradan bin pişman olup şu sözleri söyleyen Meral Akşener gördü:
"Seçilmesine vesile olduğumuz isimlerin daha sonra kocaman bir hırsız olduğunu anladığımızda çektiğimiz acıları anlatamam..."
Akşener, Saraçhane'de "çak" yaptığı İmamoğlu'nu "hırsız" ilan ediyor. Aynı Saraçhane'de bugün Akşener'in hırsız ilan ettiği kişiye Özgür Özel sahip çıkıyor. Üstelik kurdukları kirli ilişkiler düzeni yıkılmasın diye de gençleri kışkırtıyor, memleketi tahrip etmekten çekinmiyor.
Başta Togg ve küresel markalara karşı alternatif sunan Espressolab olmak üzere bütün yerli markalara karşı "düşmanca" bir kampanya başlatıyor. Akıl alır gibi değil.
CHP'de "Batıcı" bir ekip olduğu biliniyordu ama bu kadar pespaye bir biçimde küreselcilerin oyuncağı olacakları kimsenin aklına gelmezdi. Herhalde Mustafa Kemal'den Ecevit ve Baykal'a uzanan "milli" çizgiye sahip çıkan CHP'liler bu çöküşe izin vermezler.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- ‘Şaibeli kurultay’ ve ‘şaibeli’ hesap hareketleri (11.04.2025)
- Küresel fırtına ve Kürtler (10.04.2025)
- Özgür Özel’in asıl rahatsızlığı (08.04.2025)
- CHP’de ‘temizliğe’ giden kirli yol (06.04.2025)
- Kılıçdaroğlu o sözü kime söyledi? (05.04.2025)
- FETÖ tipi ‘İmamoğlu Örgütü’ (04.04.2025)
- CHP kurultayı boykot edilirse... (03.04.2025)
- Bahçeli’nin çıkışı ve Özel’in sokak çağrısı (30.03.2025)
- Kod adı: Akvaryum (29.03.2025)
- Avrupa’da küreselci-millici kavgası (28.03.2025)