Aile ve küresel tehditler
Tıpkı sanayi toplumuna geçiş gibi... O geçişi ünlü İngiliz yazar Charles Dickens, "İki Şehrin Hikâyesi" romanının girişinde şöyle tarif ediyor:
"Zamanların en iyisiydi, zamanların en kötüsüydü, hem akıl çağıydı hem aptallık, hem inanç devriydi hem de kuşku, aydınlık mevsimiydi, karanlık mevsimiydi, hem her şeyimiz vardı hem de hiçbir şeyimiz yoktu..."
Şimdi de benzer bir derin dönüşümün eşiğindeyiz. Ekonomiden siyasete, bireyden aileye her şeyin hızla değiştiği bir zaman dilimindeyiz. Burada kilit kurum hiç kuşkusuz toplumsal ilişkilerin en küçük yapı taşı olan ve devleti dahi ayaktan tutan aile... Sağlıklı ve merhametli bireyler yetiştirmenin yolu da aileden geçiyor.
Bu yüzden Başkan Erdoğan, birçok konuşmasında ısrarla şu uyarıyı yapıyor:
"Güçlü bir ülke, güçlü bir millet, huzurlu bir toplum olabilmenin öncelikli şartı güçlü bir aile yapısına sahip olmaktır."
15 Mayıs Birleşmiş Milletler "Uluslararası Aile Günü"ydü... O gün Aile ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde önemli bir etkinliğe imza attı ve Türkiye'nin, "Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi Vizyon Belgesi ve Eylem Planı"nı açıkladı.
Bakan Göktaş şöyle diyordu:
"Ailenin insan hayatı kadar kadim ve mukaddes olduğuna inanıyoruz. Güçlü ailenin, geleceği inşa eden en önemli birliktelik olduğunu biliyoruz. Bu inançla tüm sosyal politikalarımızın merkezine aileyi koyuyoruz."
İçinden geçtiğimiz kaotik küreselleşme sürecine de dikkat çeken Bakan Göktaş şöyle devam ediyordu:
"Afetler, küreselleşme, demografik değişimler, dijitalleşme ve bireyselleşme gibi etkenler aile bağlarını zayıflatıyor, insanları yalnızlaştırarak hayatın zorlukları karşısında korunmasız hâle getiriyor. Küresel ölçekte yürütülen dayatmalarla aile yapısı tahrip ediliyor.
Bu anlamda çocuklarımızı, gençlerimizi, ailelerimizi korumak bugün her zamankinden çok daha büyük bir sorumluluk arz ediyor."
Bakanlık bu yaklaşımla 81 ilde "Aile Çalıştayları" gerçekleştirecek. Dahası bu süreçte; bakanlıklar, kamu kurumları, üniversiteler ve sivil toplum örgütleriyle birlikte "odağında aile olan" ve 2024-2028 yıllarını kapsayan, "5 Stratejik Amaç", "15 Stratejik Hedef" ve "100 Faaliyet"i içeren kapsamlı bir eylem planı hayata geçirilecek.
Bütün bu çalışmaların ana hedefinde de ailenin korunması ve refah düzeyinin yükseltilmesi var.
Bakan Göktaş, son olarak bu mücadeleye herkesi davet ediyor:
"Şunu özellikle belirtmek isterim ki; ailenin korunması ve güçlendirilmesi yönündeki bu hedeflerimize elbette tek başımıza ulaşmamız mümkün değil. Tüm bu risklerle ve tehditlerle mücadele edilmesi, topyekûn bir çaba ve ortak sorumluluk gerekmektedir.
Ortak evimiz dünyamızı, daha yaşanabilir kılmak ve gelecek nesillere daha güzel bir dünya bırakmamız gerekiyor."
Siyasette sahici bir normalleşme isteniyorsa ailenin korunması meselesi güçlü bir ortak nokta olabilir.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Bahçeli’nin ikinci Öcalan çıkışı (22.11.2024)
- İmamoğlu, MYK’dan kimlerin atılmasını istedi? (21.11.2024)
- Trump çöküşü durdurabilir mi? (19.11.2024)
- Türkiye ve Trump’ın ‘Haçlı’ kabinesi (17.11.2024)
- ‘Devlet bir paradigma değiştirdi, bu bir çağrı...’ (16.11.2024)
- Trump, FETÖ okullarını kapatacak mı? (15.11.2024)
- Atatürk 10 yıl daha yaşasaydı (14.11.2024)
- Trump’ın öngörülemezliği ve Ortadoğu (12.11.2024)
- CHP’nin ‘yeni İSKİ’cileri (10.11.2024)
- CHP’de ipler kopmak üzere (09.11.2024)