Geçen pazar Gaziantep'in Suriye sınırındaki Karkamış ilçesindeydim. Karşımızda Fırat Kalkanı Harekâtı'yla terörden temizlenen Cerablus, iki şehrin arasında ise 1699 yılında keşfedilen ve geçmişi 8 bin yıl önceye uzanan Asur-Hitit uygarlıklarına başkentlik yapan Karkamış Antik Şehri vardı.
O şehrin açığa çıkması için Britanya Müzesi 1910 yılına kadar birkaç çalışma yapmıştı. Sonra uzun bir ara verildi ve keşif çalışmaları tam 101 yıl sonra 2011 yılında yeniden başladı. Hâlâ büyük kısmı da keşfedilmeyi bekliyor.
2011 yılında hızlanan bu çalışmaları Bolonya, İstanbul ve Gaziantep üniversitelerinden oluşan Türk-İtalyan Arkeolojik Ekibi yürütüyor. Ekibin başında
Prof. Dr. Nicolo Marchetti ve İstanbul Üniversitesi'nden
Doç. Dr. Hasan Peker var.
Pazar günü işte bu açığa çıkan Karkamış Antik Kenti içindeki Arkeopark Geç Hitit Sarayı alanını korumak için yapılan
"Koruyucu Çatı"nın açılış töreni vardı.
Binlerce yıl önceye uzanan bu tarih kokan alandan bugüne bakarken şaşırmamak elde değil. Sınırın öte yanında soykırımcı İsrail yönetimi, aparat hâline dönüşen terör örgütleri mevcut şehirleri yerle bir ederken, sınırın bu yüzünde tam tersi tarih içinde yerle bir edilen şehirler açığa çıkartılıyordu. İsrail'in önce
Gazze'yi şimdi de
Beyrut'u yerle bir etmesi ya da 2015'ten sonra ABD'nin kurdurduğu DEAŞ'ın Irak ve Suriye'de
Palmira, Ninova gibi çok sayıda antik kenti, Musul Müzesi'ni yakıp yıkması aynı zihniyetin eseri.
Bu da çağımızın en büyük paradoksu ve iki medeniyet arasındaki fark gösteriyor.
Gaziantep bu farkı görebileceğimiz önemli şehirlerimizden biri. Zeugma'dan Rum Kale'ye, hâlâ yaşanılan Dülük'ten Karkamış'a, Asurlardan Osmanlı'ya her yanı tarih kokuyor. Tam da bu yüzden ev sahibi Büyükşehir Belediye Başkanı
Fatma Şahin, Gaziantep'in sadece bir sanayi, ticaret veya gastronomi şehri değil aynı zamanda zengin bir tarihe sahip kültür şehri olduğunu söylüyor ve bunun için yoğun çaba harcıyor. Hitit Sarayı'nı çatıyla koruma altına almasının altında da bu hassasiyet yatıyor.
Törene AK Parti Meclis Grup Başkanı
Abdulhamit Gül, Gaziantep milletvekilleri, Vali
Kemal Çeber ve çok sayıda Gaziantepli katılmıştı. Törenin sürpriz konuğu ise kazı ekibinin başındaki
Profesör Marchetti ile İtalya'dan tanışan ve kazı çalışmalarını yakından takip eden İlim Yayma Vakfı Başkanı
Bilal Erdoğan'dı. Erdoğan özellikle gençlere arkeoloji okumaları için çağrı yapıyor ve şöyle diyordu:
"Türkiye medeniyetin beşiği olan bir coğrafyaya sahip. Bu zenginliğin açığa çıkartılması gerekiyor. Burada o zamanki uygarlığın önemli merkezlerinden biri var. Karkamış, son dönemde Türkiye'de açığa çıkarılan bu tarihi zenginliklerden sadece bir tanesi. Burası hem Gaziantep'in hem Karkamış'ın turistik cazibesini artıracak. Emeği geçen herkese teşekkürler."
Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı
Fatma Şahin de emek verenlere teşekkür ederek şunları söylüyordu:
"Biz buraya Fatih Sultan Mehmed Han'ın İstanbul'a baktığı gibi bakıyoruz. Biz buraya baktığımızda Evliya Çelebi'nin gözüyle bakıyoruz. Karkamış bizim dünümüz. Gılgamış Destanı'nın yazıldığı yer. Her medeniyet Fırat'ı elinde tutmuş. Karkamış stratejidir. Bereketli topraklardır. Kültürün başkenti olma noktasındayız. Bu bir ekip işi. Bu ekip işinde Karkamış hep arkamızda durdu. Karkamış'ın önünde muhteşem bir gelecek var."