CHP Genel Başkanı KemalKılıçdaroğlu görmezden gelsede, daha doğrusu görülmesini istemesede İBB Başkanı Ekrem İmamoğluile arasındaki kavga giderek büyüyor.
Kılıçdaroğlu, her ne kadar, "Başkanlar görevini yapsın" veya "İstanbul'u kaybetmeyi göze alamayız" dese de İmamoğlu dinlemiyor ve bildiğini okumaya devam ediyor. Sadece o da değil, onu destekleyenler de öyle yapıyor. Bu açıdan özellikle medyada büyük bir kavga yaşanıyor.
Bu kavga öyle gizli saklı da değil, adını da bizzat kendileri koydu: "Kemalciler-Ekremciler..."
Bu fotoğrafı en net biçimde, muhalefetidestekleyen kimi içeriden kimi dışarıdanfonlanan "solcu-laik" medyadagörüyoruz.
Gazeteci Murat Sabuncu, "Endişem var" diyerek şöyle bir tespit yapıyor: "Parti içinde cumhurbaşkanlığıadaylığı için Kemalciler-Ekremcilerdiye bir ayrım olmaya, hatta büyümeyebaşladı. Genel merkezde, ilörgütlerinde, belediyelerde..."
Gazeteci kaygısını da şöyle özetliyor: "Kemal Bey aday olur genel başkanlıktanayrılırsa genel başkanlık yarışıbaşlar ve cumhurbaşkanlığı seçimiriske girer."
Kısaca, Kemal Bey'e "Aday olma"diyor.
Gördüğünüz gibi artık "Medyamızyok" diye ağlaşmıyorlar, medya üzerindenkavga ediyorlar.
Bu konuda Ekremciler'in, Kemalciler'e fark attığını da söylemeliyim.
Çünkü İBB alındıktan sonra İmamoğlu, medyayı ele geçirmek ve yeni medya mecraları oluşturmak için harekete geçti, hatta şehrin arıtma sistemiyle, depreme hazırlıkla uğraşmak yerine İstanbul'un kaynaklarını pervasızca tanıtım ve medya için kullandı.
AK Parti İBB Grup Başkanvekili Tevfik Göksu'nun feryadının nedeni de buydu: "Reklama para var ama dönüşümeyok..."
Bu bir strateji... Bu stratejiyi deİmamoğlu'nun medya ekibi MuratOngun, Şükrü Küçükşahin ve SonerYalçın yürütüyor.
Ekip, İmamoğlu'nun desteklenmesini her şeyden daha önde tutuyor. Bunun için de televizyonlara, gazetelere, haber sitelerine, sosyal medya mecralarına inanılmaz kaynak aktarılıyor.
Aslında Kılıçdaroğlu da ErdoğanToprak, Tuncay Özkan ve HalkTV üzerinden benzer bir strateji izledi. Hatta ciddi paralar harcandığını bizzat Kılıçdaroğlu'nun avukatı (CHP'den ayrılıp Muharrem İnce'nin partisine gitti) Mustafa Kemal Çiçek açıklamıştı: "Son 3 yılda sorumsuzca harcanan650 milyonun önemli bir kısmınınkime, hangi yayın organlarına,anket-araştırma şirketlerine verildiğinisoramamak, siyasi ahlaksızlığınve vicdansızlığın tam da kendisidir."
Ancak Kılıçdaroğlu'nun bu çabasıişe yaramadı ki bugünlerde fondaş medyabüyük oranda onu değil, İmamoğlu'nudestekliyor.
Sözcü, Fox TV, Tele 1, Odatv, daha ilginci Halk TV ve programcıları açık açık İmamoğlu'nun aday olmasını istiyor. Tabii bunlara Zülfü Livaneli gibi açık destek veren sanatçıları da eklemek gerekiyor. Kılıçdaroğlu'na ise kısmen KRT televizyonu ve Barış Yarkadaş gibi bir iki gazeteci dışında pek destek veren yok.
Bu ikili arasında şimdi ciddi bir Cumhuriyet Gazetesi kavgası da yaşanıyor. Gerçi İmamoğlu oraya da destek veriyor ama gazete henüz açık tavır koymuş değil. Ancak Mine Kırıkkanat gibi Kılıçdaroğlu'na "Dosyası var" diye aba altından sopa gösteren yazarları da giderek artıyor.
Medya kavgasını İmamoğlu'nun kazandığı çok açık... Ama karşısında hafife alınmayacak, CHP gibi köklü bir partinin genetiğini bozan, güçlü aktörlerini bile devre dışı bırakan bir Kılıçdaroğlu var. Küresel güç merkezleri devreye girmezse onu atlatmak hiç kolay olmayacak.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.