Muhalefet cephesi, ekonomik sıkışma nedeniyle umutlansa da birbirlerine taban tabana zıt politikaları nedeniyle umutsuz da... Her an ipler kopabilir. Bu nedenle ne ortak aday belirleyebiliyor ne de bir siyasi perspektif sunabiliyorlar. Yıpratılır diye adaylarını bile açıklamaktan korkuyorlar.
İşin geldiği noktaya bakın, CHP ile anlaşmaları muhtemel İyi Parti bile "Cumhuriyete ihanet"le suçlanabiliyor.
İyi Parti, şehit yakınına küfreden milletvekiline sahip çıkıyor.
İttifakın öcü gibi davrandığı HDP ise, PKK'nın kapsama alanından çıkmak istemediği gibi Türkiye karşıtı siyasetine de devam ediyor. Bütün bunlar yetmezmiş gibi, devreye CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu giriyor, yeni siyaset diye "tezkere" ve "helalleşme" çıkışıyla ortalığı darmaduman ediyor.
Böyle bir muhalefet tablosu var. Bu da doğal olarak onları yeni siyaset mühendisliklerine, üçüncü ittifak arayışlarına zorluyor. Daha önce de yazdım, CHP-HDP yakınlaşması İP'i diğer muhafazakâr partilerle bir araya gelmeye zorlayabilir. Bunun bir nedeni de Kılıçdaroğlu-Akşener çekişmesi. Akşener, Kılıçdaroğlu'nun adaylığına karşı İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu kartını açarak açık meydan okudu. Kılıçdaroğlu da buna karşı HDP kartını açtı ve CHP-HDP birlikteliğiyle Akşener-İmamoğlu ikilisine meydan okudu. İmamoğlu'nu popstara bile benzetti.
HDP'nin marjinal sol partilerle üçüncü ittifak arayışına gelince... Bu tamamen İP'in Millet İttifakı'nda tutulması ve gündemi oyalamayla ilgili. HDP, "Biz her göreve hazırız" mesajı veriyor. Doğrusu bu meydan okumaları, arayışları güreşçilerin peşrev çekmelerine benzetiyorum. Son karar vericilerin bu aktörler olmayacağını seçim sath-ı mailinde göreceğiz.
***
YÜKSELEN BORSA VE KIRGIZİSTAN
ABD'nin doları ekonomik bir silah olarak kullandığı artık sır değil. Bunu en çok yaşayan ülkelerden Türkiye, 1958'den beri dolar-faiz ve borç sarmalıyla boğuşuyor.
İlk kez bu sarmalı tersine çevirmenin, "dolar siyaseti"ne son bir nokta koymanın eşiğindeyiz. Çünkü küresel kuşatmaya ve pandemiye rağmen üretim zinciri kesintisiz devam ediyor, ihracat rekor kırıyor. Dolara inat borsa yükseliyor. Sadece son bir haftada İspanya kökenli bir bankanın Türkiye'ye yatırım miktarı 2.5 milyar dolar... Borsaya açılan şirketlerin sayısı da hızla artıyor. O şirketlerden biri de genç işadamı Aydın Mıstaçoğlu'nun Mobitel'i... Grubunun amiral gemisi Mobitel'i borsada halka açan genç işadamı Mıstaçoğlu ile sohbet ederken, Kırgızistan'la ilgili ilginç bir gelişmeden söz etti. Biliyorsunuz, bir süre önce Türkiye ve Kazakistan'ın öncülük ettiği Türk cumhuriyetleri birlikteliği yeni bir aşamaya geçti; Türk Devletleri Teşkilatı kuruldu. Önümüzdeki günlerde bu adımın siyasi, ekonomik ve kültürel alanda daha da derinleşmesi şaşırtıcı olmayacak.
Kırgızistan örneği bu açıdan çarpıcı... Geçmişte FETÖ'nün etkin olduğu Kırgızistan'da müthiş bir Türkiye rüzgârı esiyor. DEİK Türkiye-Kırgızistan İş Konseyi Başkanı Mıstaçoğlu, Türk Devletleri Teşkilatı toplantısı nedeniyle İstanbul'a gelen Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadır Caparov'la madencilikten enerjiye birçok Türk firma temsilcisini buluşturdu.
Cumhurbaşkanı Caparov'un söyledikleri, Türkiye'nin geleceği açısından yeni bir işaretti: "Büyük yatırım potansiyeli bulunan Kırgızistan, Türk firmaları için Avrasya Ekonomik Birliği ve Çin pazarlarına açılan pencere görevi üstlenebilir."