Uzun yıllar sonra iki siyasi aktörün Binali Yıldırım ve Ekrem İmamoğlu'nun bir tartışma programında buluşmaları önemli bir adımdı.
Öyle olduğu için de pür dikkat izlendi. Programın formatı, moderatörün seçimi, tavrı, soruları, tartışmacıların cevabı ve onların performanslarının tartışılması doğaldı ve tartışıldı da...
Ancak bu tür programlarda doğal olmayan şeylerin olması her zaman daha çok tartışma yaratır. Örneğin soruların iki rakipten birine verilmesi veya rakiplerden biriyle özel görüşme yapılması. Bu da ahlaki ve ilkesel bir durumun ihlali anlamına gelir ve dünyanın neresinde olursa olsun haberdir ve tartışılır.
Bu gerçeğin programdaki aktörlerin başarılı olması veya olmamasıyla ya da siyasi kutuplaşmayla bir ilgisi de yok. Onlar olmasa da böyle bir şey haberdir, tartışılır. Nitekim ABD'den Hillary Clinton'a soruların verilmesinin itiraf edilmesi yıllar sonra bile haber oldu, tartışıldı.
Şimdi gelin bizde ne olduğuna bakalım.
Tartışma konusu: Pazar gecesi Binali Yıldırım ve Ekrem İmamoğlu'nun katıldığı programın sunucusu İsmail Küçükkaya'nın tartışmadan 3 gün önce İmamoğlu ile baş başa görüşmesinin ortaya çıkması.
Bu sarsıcı bir şeydi çünkü hem Binali Yıldırım'dan hem de sürecin şeffaf yürütüldüğünü düşünen kamuoyundan saklanmıştı.
İşin habercilik kısmı da burası.
Aslında böyle bir görüşmenin olduğu o gece yani yayının devam ettiği saatlerde sosyal medyada yer aldı. Kimse umursamadı ama Optimar AŞ'nin sahibi Hilmi Daşdemir bir televizyonda şu bilgiyi verdi: "İmamoğlu, İsmail Küçükkaya ile iki gün önce bir otelde buluşmuş"
Doğrusu izleyenler gibi ben de ihtimal vermedim ama içimi kemiren kurdun peşini de bırakmadım. Ertesi gün Daşdemir'le konuşup biraz ayrıntı aldım ve haberin izini, otel ve çevresinde sürmeye başladım. Duyum doğruydu. İsmail Küçükkaya, İmamoğlu ve ekibiyle otelde buluşmuş ve 45 dakika civarında bir görüşme yapmıştı. O ana kadar kimse bunu sorgulamadığı için haber olmamıştı. Bu kulis haberini köşemde yazdım ve SABAH da bunu manşete taşıdı. Merak edilen soru şuydu: Tarafsız gazeteci moderatör İsmail Küçükkaya o otelde Ekrem İmamoğlu ile görüştü mü?
Bu önemliydi çünkü İmamoğlu, daha önce "Sorular Binali Yıldırım'a verildi" iddiasını ortaya atmış ve yalanlanmıştı. Bunu ileri süren birinin, gizi kapaklı aynı şeyi yapıyor olması doğal olarak haberdi.
Bu bilgi yayınlanınca akıl almaz bir karşı atak başladı. Küçükkaya ve İmamoğlu bile kendileri bu kadar savunamazdı. Geçmişte gazeteciliği bir operasyon aracı olarak kullanan sicili bozuk bazı köşe yazarlarını, bazı kirli oda temsilcilerini İmamoğlu-Küçükkaya görüşmesine, gazetecilik "ilke ve ahlakı" açısından değil, "tuttuğu tarafa göre" baktıkları için ciddiye almıyorum.
Ama ağabey dediğim Hıncal Uluç'un bu görüşmeyi ve Küçükkaya'nın söylediklerini gerçek kabul edip, diğer yazılanları görmezden gelmesini, durumu hiç sorgulamadan hatta Binali Yıldırım'ın söylediklerini dikkate almadan savunmasını doğrusu aklım almadı. Bu bir gazetecilik refleksi değil. O gece Küçükkaya'nın açıkça yalan söylediğini Ömer Sertbaş ortaya koydu. Durumu en çarpıcı biçimde anlatan ise tekzip etmediğini söylediği Mahir Ünal oldu:
"Moderatörün bize adaylarla görüşmeyeceğini söylediği halde perşembe günü gidip Ekrem İmamoğlu ile görüşmesi ahlaki bir sorundur." Ne yaşandığını en iyi bilen Binali Yıldırım'ın şu sözleri de es geçiliyor: "Burada bir gayrimeşru durum vardır. Ben Ekrem İmamoğlu'na, rakibime buradan sesleniyorum: Böyle bir görüşmeyi neden kamuoyu ile paylaşmadınız?"
Hıncal abi, bu ilkesel tartışmayı "Bu ülkede herkes istediğine, tuttuğu tarafa göre inanıyor hale gelmiş" tespitine bağlıyor. Doğru, sorun tam da bu. VIP olayında ortaya çıkan yalanın sadece söyleyen tarafından değil, onlarca yazar tarafından inkar edilmesi bunu gösteriyor. Küçükkaya da aynı dalganın esiri durumunda ve bir tarafla görüşüp, öteki tarafa görüştüğünü bile söylememiş...
Burada ciddi bir ahlaki sorun var ve bunun ortaya çıkartılması haberdir.
Öyle olduğu için de pür dikkat izlendi. Programın formatı, moderatörün seçimi, tavrı, soruları, tartışmacıların cevabı ve onların performanslarının tartışılması doğaldı ve tartışıldı da...
Ancak bu tür programlarda doğal olmayan şeylerin olması her zaman daha çok tartışma yaratır. Örneğin soruların iki rakipten birine verilmesi veya rakiplerden biriyle özel görüşme yapılması. Bu da ahlaki ve ilkesel bir durumun ihlali anlamına gelir ve dünyanın neresinde olursa olsun haberdir ve tartışılır.
Bu gerçeğin programdaki aktörlerin başarılı olması veya olmamasıyla ya da siyasi kutuplaşmayla bir ilgisi de yok. Onlar olmasa da böyle bir şey haberdir, tartışılır. Nitekim ABD'den Hillary Clinton'a soruların verilmesinin itiraf edilmesi yıllar sonra bile haber oldu, tartışıldı.
Şimdi gelin bizde ne olduğuna bakalım.
Tartışma konusu: Pazar gecesi Binali Yıldırım ve Ekrem İmamoğlu'nun katıldığı programın sunucusu İsmail Küçükkaya'nın tartışmadan 3 gün önce İmamoğlu ile baş başa görüşmesinin ortaya çıkması.
Bu sarsıcı bir şeydi çünkü hem Binali Yıldırım'dan hem de sürecin şeffaf yürütüldüğünü düşünen kamuoyundan saklanmıştı.
İşin habercilik kısmı da burası.
Aslında böyle bir görüşmenin olduğu o gece yani yayının devam ettiği saatlerde sosyal medyada yer aldı. Kimse umursamadı ama Optimar AŞ'nin sahibi Hilmi Daşdemir bir televizyonda şu bilgiyi verdi: "İmamoğlu, İsmail Küçükkaya ile iki gün önce bir otelde buluşmuş"
Doğrusu izleyenler gibi ben de ihtimal vermedim ama içimi kemiren kurdun peşini de bırakmadım. Ertesi gün Daşdemir'le konuşup biraz ayrıntı aldım ve haberin izini, otel ve çevresinde sürmeye başladım. Duyum doğruydu. İsmail Küçükkaya, İmamoğlu ve ekibiyle otelde buluşmuş ve 45 dakika civarında bir görüşme yapmıştı. O ana kadar kimse bunu sorgulamadığı için haber olmamıştı. Bu kulis haberini köşemde yazdım ve SABAH da bunu manşete taşıdı. Merak edilen soru şuydu: Tarafsız gazeteci moderatör İsmail Küçükkaya o otelde Ekrem İmamoğlu ile görüştü mü?
Bu önemliydi çünkü İmamoğlu, daha önce "Sorular Binali Yıldırım'a verildi" iddiasını ortaya atmış ve yalanlanmıştı. Bunu ileri süren birinin, gizi kapaklı aynı şeyi yapıyor olması doğal olarak haberdi.
Bu bilgi yayınlanınca akıl almaz bir karşı atak başladı. Küçükkaya ve İmamoğlu bile kendileri bu kadar savunamazdı. Geçmişte gazeteciliği bir operasyon aracı olarak kullanan sicili bozuk bazı köşe yazarlarını, bazı kirli oda temsilcilerini İmamoğlu-Küçükkaya görüşmesine, gazetecilik "ilke ve ahlakı" açısından değil, "tuttuğu tarafa göre" baktıkları için ciddiye almıyorum.
Ama ağabey dediğim Hıncal Uluç'un bu görüşmeyi ve Küçükkaya'nın söylediklerini gerçek kabul edip, diğer yazılanları görmezden gelmesini, durumu hiç sorgulamadan hatta Binali Yıldırım'ın söylediklerini dikkate almadan savunmasını doğrusu aklım almadı. Bu bir gazetecilik refleksi değil. O gece Küçükkaya'nın açıkça yalan söylediğini Ömer Sertbaş ortaya koydu. Durumu en çarpıcı biçimde anlatan ise tekzip etmediğini söylediği Mahir Ünal oldu:
"Moderatörün bize adaylarla görüşmeyeceğini söylediği halde perşembe günü gidip Ekrem İmamoğlu ile görüşmesi ahlaki bir sorundur." Ne yaşandığını en iyi bilen Binali Yıldırım'ın şu sözleri de es geçiliyor: "Burada bir gayrimeşru durum vardır. Ben Ekrem İmamoğlu'na, rakibime buradan sesleniyorum: Böyle bir görüşmeyi neden kamuoyu ile paylaşmadınız?"
Hıncal abi, bu ilkesel tartışmayı "Bu ülkede herkes istediğine, tuttuğu tarafa göre inanıyor hale gelmiş" tespitine bağlıyor. Doğru, sorun tam da bu. VIP olayında ortaya çıkan yalanın sadece söyleyen tarafından değil, onlarca yazar tarafından inkar edilmesi bunu gösteriyor. Küçükkaya da aynı dalganın esiri durumunda ve bir tarafla görüşüp, öteki tarafa görüştüğünü bile söylememiş...
Burada ciddi bir ahlaki sorun var ve bunun ortaya çıkartılması haberdir.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
Sonraki Haber
Daha Fazla Gör
- Son dakika video izle
- Son dakika haberleri
- A Haber analiz
- Gündem haberleri
- Ekonomi haberleri
- Otomobil haberleri
- Namaz vakitleri
- Hava durumu
- İstanbul Yol durumu
- Atv canlı yayın izle
- Spor haberleri
- Foto galeri
- Son dakika emekli haberleri
- Teknoloji haberleri
- A Haber programlar
- Sabah – Takvim yazarları oku
- Kuruluş Osman izle
- Gazete manşetleri
- Instagram dondurma
- Japonların zayıfla sırrı ortaya çıktı: Kilo vermek için her sabah 1 tane yetiyor
- Musluk suyu sağlığı tehdit ediyor mu? Bilim insanlarından önemli açıklamalar
- Metabolizmayı canlandıran kış diyeti: Soğuk havalarda fit kalmanın sırları
- Yapılan bu hata çayın lezzetini kaçırıyor: Tavşan kanı çay demlemenin altın sırları
- 2024 Efsane Cuma indirimleri başladı! Kampanyalar kaç gün sürecek: Şahane Cuma ne zaman bitiyor?
- 2025 Hac ek kayıt süreci sona eriyor! Başvuru nasıl yapılır, ücretler ne kadar?
- Hangi burçlar doğuştan lider? Bu 3 burçta liderlik ve zeka adeta genetik
- Beşiktaş - Maccabi Tel Aviv maçı nerede izlenir? TRT Spor frekans uydu ayarı nasıl yapılır?
- 29 Kasım 2024 Cuma Hutbesi | Maddi ve Manevi Tüketiş: Kumar
- O illere gidecek vatandaşlara acil kodlu uyarı
- MSB 1000 personel alımı KONTENJAN DAĞILIMI | Milli Savunma Bakanlığı memur alımı yapılacak branşlar ve kontenjanlar neler?
- AZ Alkmaar-GS maçı ne zaman, saat kaçta? Galatasaray UEFA Avrupa Ligi maçı hangi kanalda?