Gizli yat buluşması ve muhafazakârlar
Görüşmenin taziyeyle ilgili olmadığı belli... Kulislerde taziye dışında bir de görüşmenin Dicle Elektrik meselesiyle ilgili olduğu konuşuluyor.
Oradan da siyaset- ticaret bağlantılı, Diyarbakır'dan Erbil'e, Cidde'den Londra'ya uzanan ilginç ilişkiler ağından söz ediliyor.
O ilişkiler ağının izi sürüldükçe nelerin çıkacağını ileride göreceğiz ama şimdilik şunu söyleyebiliriz; yattaki gizli görüşme sırlarla dolu olsa da asıl bam teli içinden geçtiğimiz siyasi süreçle ilgili olması.
Bu yüzden yattaki gizli buluşma daha çok tartışılacak. Çünkü önümüzde İstanbul seçimleri ve onun sonucuyla bağlantılı bir Türkiye planı var. Bu bir siyaset mühendisliği çalışması...
Sadece son 4 yıla bakın, ilk hedef MHP'yi yani milliyetçileri bölmekti. Meral Akşener'in İP'i bu projenin en önemli ayağıydı. CHP, İP'e destek vererek o partinin milliyetçi-merkez sağ alanda kalmasını sağladı. Aynı şekilde terörle ilişkili bütün suçlamalara rağmen HDP'ye de destek verdi, sonra da karşılığını her iki partiden yerel seçimlerde aldı.
CHP bunu yaparken ortaya hiçbir siyasi proje de koymadı. Ne HDP'ye açılım önerdi, ne silahların devreden çıkmasını istedi, ne açıkça terörü kınadı ne de milliyetçilere özel bir vaatte bulundu.
Son iki seçimde bu bloka AK Parti'ye kızgın Saadet Partisi de eklendi. Onlara FETÖ ve PKK da açık açık destek verdi. Dahası küresel güç merkezleri de bu sürece ekonomik ve siyasi baskıları arttırarak katıldı.
İşte İmamoğlu da bu projenin ürünü olarak ortaya çıktı. Kürt kelimesini bile ağzına almadan HDP'den oy alması onun değil, bu projeyi oluşturanların başarısı.
Bu geniş desteğe rağmen proje istenilen başarıyı yakalayamadı. Çünkü AK Parti ve MHP'nin oluşturduğu Cumhur İttifakı Türkiye genelinde yüzde 52 civarında oy aldı.
Şimdi önlerinde tek yol var; AK Parti'nin zayıflatılması.
Bu yüzden son dönemde ısrarla muhafazakar cenahta Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan adlarının geçtiği iki partinin kurulacağı meselesi sıcak tutuluyor. Oysa kamuoyu araştırmaları da gösteriyor, toplumun yeni bir partiye ihtiyacı yok. Bu isimlerin farklı Türkiye hayalleri kurması da sonucu değiştirmeyecek.
Asıl hesap, bu partilerin AK Parti'den oy alması.
Son seçimde görüldü, HDP, CHP'ye silme oy verse bile sonucu değiştiremiyor. Hırsızlık bir yana İstanbul Büyükşehir Belediye sonuçlarına bakın. Seçimin başa baş olmasında milliyetçi ve merkez sağdan oy alan İP'in CHP'ye destek vermesi, Saadet Partisi'nin aday çıkartması ve muhafazakarların sandığa gitmemesi etkili oldu.
Bu tablo devam etse bile hâlâ, CHP'nin başını çektiği blokun hem İstanbul hem de Türkiye geneli için bir iki puana ihtiyacı var.
Strateji çok açık, önce muhafazakar camiada etkili aileler ve gruplar AK Parti'den kopartılacak, sonra da o kesimler bir parti etrafında toparlanacak. Bu partinin iktidarı hedeflemesi gerekmiyor, AK Parti'ye oy veren muhafazakarlardan yüzde 2-3 oy alınması yeterli.
İşte İstanbul Kalamış Marina'da Tivnikli'nin yatında Kemal Kılıçdaroğlu'nun adları siyasetle anılan isimlerle gizli görüşmesinin arka planında böyle bir hesap var.
Bu hesap nasıl bozulur göreceğiz ama AK Parti ilk kez kapalı kapılar arkasında siyaseti dizayn hesapları ve camia içi kumpaslarla karşılaşmıyor. Ciddi bir tecrübeye sahip...
Önümüzdeki günler, yeni siyaset dili ve değişim hamlesiyle sürpriz gelişmelere gebe.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Terör biterse ne öne çıkar? (29.11.2024)
- Türkiye, Gazze’de nasıl bir rol üstlenecek? (28.11.2024)
- Adliyede Kılıçdaroğlu’na destek verenlerin öfkesi (26.11.2024)
- Genç teğmenler ve organize işler (24.11.2024)
- Netanyahu savaş suçlusu, sıra İsrail’de (23.11.2024)
- Bahçeli’nin ikinci Öcalan çıkışı (22.11.2024)
- İmamoğlu, MYK’dan kimlerin atılmasını istedi? (21.11.2024)
- Trump çöküşü durdurabilir mi? (19.11.2024)
- Türkiye ve Trump’ın ‘Haçlı’ kabinesi (17.11.2024)
- ‘Devlet bir paradigma değiştirdi, bu bir çağrı...’ (16.11.2024)