Gelecek Türkiye nasıl olacak? Bu soruyu 15 yıl önce kime sorarsanız sorun, daha karamsar bir cevap verilirdi ama şimdi içinden geçtiğimiz kaotik konjonktüre rağmen, Türkiye'nin neresine giderseniz gidin, çok daha "ümitvar" bir cevap alacağınız kesin. Çünkü insanlar son 15 yılda müthiş bir özgüven kazandı.
Birkaç gün önce Siirt'teydim. Siirt'e, o bölge insanı ve o bölgeye yatırım yapan işadamları Nihat Özdemir, EthemSancak ve birkaç gazeteciyle birlikte gittik.
Siirt Üniversitesi'nde, "Siyasi ve ekonomikboyutuyla Ortadoğuve Türkiye" paneli vardı.
Havaalanında güzel bir bahar havasıyla, üniversitede ise tıklım tıklım dolu bir salonla karşılaşıyoruz.
O an Türkiye'nin ruh halini düşünüyorum.
Ankara'da nefesler tutulmuş Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun istifasıyla ilgili açıklama bekleniyor. Oysa Siirt'te, muhalif cepheden gelen birkaç kaygılı soru dışında kimse oralı bile değil.
Durumu yaşlı bir Siirtli özetliyor: "Artıkeski Türkiye'de değiliz." İşin püf noktasıtam da burası... Dönüp tıklım tıklım salonabakıyorum. Genç yaşlı her kesimden Siirtlivar. Hepsi de Türkiye'nin bölgedeki yerini veOrtadoğu denilen coğrafyada neler olup bittiğinimerak ediyor.
Türkiye nihayet bu noktaya geldi. Bunda kuşkusuz son yıllardaki değişimin ve her vilayete bir üniversite açmanın katkısı çok büyük.
Üniversitelerin eğitim kalitesi, bilim üretme kapasitesi tartışılabilir ama şu inkâr edilemez, üniversiteler şehirlerin vizyonunu yükseltiyor ve yaşayanları motive ediyor. Bugün Siirt Üniversitesi'nde 10 bin civarında öğrenci okuyor. Bunun 1500'ü de 13 ülkeden gelmiş yabancı öğrenciler. Ayrıca gelişmiş ülkelerin üniversiteleriyle kurulan yakın ilişkiler de var. Tıpkı Ardahan Üniversitesi'nin Harvard'la ortak çalışma yapması gibi. Önümüzdeki 10 yıllarda 81 vilayetekurulan bu üniversitelerin hayatımızınasıl etkileyeceğini çok daha iyi göreceğiz.
İşte Siirt Üniversitesi'nde düzenlenen "Türkiye ve Ortadoğu" paneli bu sürecin basit adımlarından biri. Siirt Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat Erman, açış konuşmasında şu tespiti yapıyordu:
"Osmanlı'nın terk etmesiyle bubölge uluslararası güçlerce suni devletlereteslim edildi. Ortadoğu ve Türkiyekonusunda daha çok analizlerin yapılmasıgerekiyor."AK Parti Siirt Milletvekili Yasin Aktay,bu tespiti bir adım ileri götürüyor ve şu ilginçanalizi yapıyordu: "Bu coğrafyada bizimkaybettiğimizi kazanan hiç kimse yok."Bölgeyle ekonomik ilişkilere gelince...
Limak Yönetim Kurulu Başkanı NihatÖzdemir, önce son yıllarda Türkiye'ninnasıl ivme kazandığına şu sözlerle anlattı:
"Hepimizin gözü açıldı, Türkiye artıkbizlere yetmiyor, her yere gitmeye çalışıyoruz."Sonra da bugüne ve geleceği ilişkin şunlarısöyledi: "Irak ve Suriye'de yaşananlar,ticari açıdan Mersin'den başlayarakSiirt'e kadar 11 ilimizi etkiledi. Kayıplar büyük. Ama şimdi yeni birumut var: İran. İran pazarı açığı kapatacakşans gibi gözüküyor."ESMEDYA Yönetim Kurulu BaşkanıEthem Sancak ise ekonomiye daha az, siyasetedaha çok yer verdiği konuşmasında şöylediyordu: "Geçmişi iyi anlamak gerekiyor. Geleceği okuyarak, bu üçlü içindeen kısa dilim olan 'bugün'ün fırsatlarınıkaçırmamak zorundayız."Sancak, o fırsatı "Batı'nın krizde"olmasına bağlıyor ve şu tespiti yapıyordu:
"Batı krizde. Ve sadece ekonomik değil. Sosyal ve biyolojik olarak da krizdeler. Liderlik tamamsa gerisi çok kolay,bizde de bu var."
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.