Akşener’e Susurluk soruları
Son iki ayda Akşener'in Anadolu'yu dolaşması sadece MHP'li küskünleri değil, eski merkez sağın işsiz kalan eski siyasi aktörlerini de heyecanlandırmış. "Akşener nereye gitse büyük ilgi görüyor" tespiti bu yüzden yapılıyor. Aslında genel anlamda siyaseti dizayn etmek isteyenlerin hesabı da buna uygun. Bu durum bana 2007 sonrasını hatırlatıyor. O tarihte AK Parti'den ayrılan Abdüllatif Şener umut olarak sunulmuştu. İlk günlerdeki karşılamalar müthişti. Hâlâ aynı hesap, Erdoğan ve AK Parti'yi durdurma hesabı yapılıyor.
Oysa bugün o siyaset mühendislerine yenileri katılsa da sonuç değişmiyor. Sadece son iki yılda yapılanlara bir bakın. Yerel seçimlerde MHP'li aktörlerle birlikte CHP'ye yüklenildi ama başarılamadı. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde sadece CHP- MHP değil, eski merkez sağın iflas etmiş partileri, hatta marjinal sol dahil 14 küçük parti bir araya getirildi yine olmadı. 7 Haziran seçimlerinde onca güzelleme yapılan HDP'ye rağmen de sonuç alınamadı.
Şimdi bir kez de Bahçeli'siz MHP projesi denenmek isteniyor. Bu da doğal bir yöntemle değil, mahkeme kararıyla yapılıyor ve iki şey hedefleniyor. Her koşulda AK Parti düşmanlığı ve MHP'yi kolay bir şekilde sokağa çekmek. Bu noktada adı geçen adaylardan bazılarının Paralel Yapı'yla ilişkili olması nedeniyle MHP'nin kolay lokma olacağı ve son dönemde izlenen "sokağa uzak durma" siyasetinin delineceği kaygısı var.
Tam da bu nedenle MHP sadece MHP'lileri değil, herkesi ilgilendiriyor. Aynı şekilde, MHP'yi yönetmeye aday olanların söyledikleri de... Örneğin Meral Akşener MHP'yi yönetmeye aday olurken ne söylüyor? Şu ana kadar Türkiye'nin temel meseleleriyle veya bölgemizdeki küresel gelişmelerle ilgili alışılmışın dışında "yeni" bir şey söylemiş değil. Doğrusu, "iktidar" isteyen Akşener'in geleceğe ilişkin söyleyecekleri kadar geçmişe ilişkin söyleyeceklerini de merak ediyorum.
O ve çevresi 28 Şubat sürecinde askere karşı dik duruşuyla bir imaj çizmeye çalışıyor ama biz onu daha çok üstü örtülmeye çalışılan Susurluk Skandalı'nın İçişleri Bakanı olarak hatırlıyoruz. Mehmet Ağar'dan sonra o göreve gelmişti. O görevdeyken ben de Çatlı'nın Türkiye'deki görüntülerini ilk kez atv'de yayımlamış sonra da o nedenle vurulmuştum. O görüntülerde kim vardı biliyor musunuz? Skandalın bir numaralı ismi Abdullah Çatlı'nın yanı başındaki masada Meral Akşener vardı.
Bildiğim kadarıyla bu konuda hiç konuşmadı. Şimdi ülkeyi yönetmeye aday bir siyasi aktör olarak ortayı çıkıyorsa o karanlık döneme ilişkin bildiklerini de açıklamalı. Evet, merak ediyorum, devlet içinde çeteleşmelerin açığa çıktığı Susurluk Skandalı neden aydınlatılamadı? Bir sünnet düğününde yan yana olduğu Çatlı'yla yakınlık derecesi ne ve o dönem işlenen faili meçhul cinayetler için ne düşünüyor?
Bir soru da bugünle ilişkili; Fethullah Gülen'le bakanlığınız döneminde görüştünüz mü? Yeşil, Mehmet Eymür ve Hanefi Avcı'nın adının geçtiği merak edilen sorular da var. Onları da başka bir yazıya bırakalım.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- İsrail nereye kadar? (29.09.2024)
- İmamoğlu’na siyasi yasak kimin işine yarar? (28.09.2024)
- Putin’in Türkiye mesajı (27.09.2024)
- Rusya Senatosu’nda tarihi konuşma (26.09.2024)
- Türkiye’nin hamleleri ve Rusya gezisi (24.09.2024)
- CHP, DEM Parti ve ilk 4 madde (22.09.2024)
- Özel’in ‘rakı’ siyaseti (21.09.2024)
- Aselsan 1919’a ne oldu? (20.09.2024)
- Çağrı cihazı terörü ve hatırlattıkları (19.09.2024)
- Narin cinayeti ve ‘dedektif’ medya (17.09.2024)