Cumhuriyetimizin bağımsızlık düsturu ve küresel rekabet
Bugün küresel sistem tarihi bir sıkışma yaşarken, uluslararası sistem yeniden yapılanma sancıları yaşarken, Türkiye'nin 'Bağımsızlık Yürüyüşü' bir kez daha Küresel Güney ülkelerine örnek teşkil ediyor ve Türkiye'ye yönelik yoğun işbirliği çağrıları katlanıyor. Cumhurbaşkanımız Erdoğan Anadolu topraklarında Selçuklu'dan Osmanlı'ya ve nihayet Cumhuriyet'e uzanan devletlerimizin mirası olan bağımsız, güçlü, onurlu ve müreffeh Türkiye'yi ilelebet payidar kılmakta kararlı olduğumuzu vurgularken, Türkiye'nin 'Bağımsızlık Yürüyüşü'nün Küresel Güney Ülkeleri için anlamını ve E7 ülkeleri nezdinde Ülkemizi nasıl konumlandırdığını da içselleştiriyoruz. Türkiye'nin uluslararası sistemde öne çıkan pek çok küresel platform tarafından üyeliğe, birlikteliğe davet edilmesinin özü de bu tarihi gerçeğe dayanıyor.
Sayın Cumhurbaşkanımız esasen Türkiye'nin küresel sistemde yükselen rolüne ve Küresel Güney ülkeleri nezdindeki 'çekim gücü'ne değinirken, köklü 'güçlü devlet' geleneğimizle, yüzyıllara dayanan birikimimizi soydaşlarımızın ve dostlarımızın da iştirakleriyle insanlığın ortak mirasına en büyük katkıyı sunacak şekilde kullanmaya, geliştirmeye ve güçlendirmeye yönelik kararlılığımızın Türkiye'nin 'çekim gücü'nün ana unsuru olduğunu her daim hatırlamamız gerekir. Bu nedenle, savunma ve güvenlik, enerji, dijital dönüşüm alanlarının yanı sıra, uluslararası ekonomi, ticaret ve lojistik ağındaki vazgeçilmez konumumuza yönelik 'Bağımsızlık Yürüşüyü'müzü taçlandıracak, derinleştirecek her türlü yerli ve milli hamlemiz, yatırımlarımız ve teknoloji üretme kabiliyetimiz küresel ekonomi-politik sisteminin tüm aktörleri tarafından takip ediliyor olacak. Kimileri tarafından gıptayla, kimileri tarafından da kıskançlık ve düşmanlıkla.
101. yılını idrak etmekte olduğumuz Cumhuriyetimizin temel değerlerini, temel ilkelerini ve 'Bağımsızlık Yürüyüşü'müzü koruyacak ve ilelebet payidar kılacak en stratejik unsur ise Milli İstihbarat, Milli Diplomasi ve Milli İletişim imkan ve kabiliyetlerimizi uluslararası düzeydeki temel öncelikler ve gerçekler ile, bizi biz yapan değerlerimizle harmanladığımız strateji ve politikalarımızdır. Küresel jeopolitik ve jeoekonomik gerginliklere yönelik olarak 'üç maymun'u oynamayı tercih eden ve bu tercihleri nedeniyle aklı selim ve vicdan sahibi milyarlarca dünya vatandaşı nezdinde tarihi bir itibar kaybı yaşayan kimi ülkelerin başkentlerinde çöreklenmiş ulus üstü yapılar ve aparatları üçüncü dünya savaşı senaryoları ile, kan ve gözyaşı ile, bir yüzyıl sonra yeniden sınırları değiştirme gayretindeyken, 'Bağımsızlık Yürüyüşü'nü derinleştiren Türkiye'nin ve Sayın Cumhurbaşkanımızın 'daha adil, şeffaf ve barış odaklı bir dünya' çağrısı Küresel Güney ülkelerinin de Ülkemiz ile omuz omuza kararlı mücadelesi ile mutlaka hayat bulacak.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Sürdürülebilirlik ve refah için kalıcı barış (20.11.2024)
- G20 ve küresel eşitsizlikle etkin mücadele (18.11.2024)
- İklim krizi için 8 trilyon dolar daha lazım (15.11.2024)
- Ya ‘temiz enerji fonu’, ya daha ağır ‘kaos’ (13.11.2024)
- ‘Rasyonelleşme’mi daha derin ‘parçalanma’mı? (11.11.2024)
- 2025 için temel uyarı: ‘Beklenmeyeni Bekleyin’ (08.11.2024)
- 2025 için ‘dirençli ekonomi’ hazırlıkları (06.11.2024)
- 2025’e doğru küresel risk tartışmaları (04.11.2024)
- GOE’ler artık küresel gelişmelerin rehinesi değil (01.11.2024)
- Cumhuriyetimizin bağımsızlık düsturu ve küresel rekabet (30.10.2024)