Yenilebilir enerjide hedefe 6 bin 700 gigavat kaldı
02.04.2025, Çarşamba
Dünya Meteoroloji Teşkilatı'nın (WMO) son verileri, 2015-2024 döneminin Sanayi Devrimi başladığından bu yana kaydedilen 'en sıcak 10 yıl' olduğunu gösteriyor. Birleşmiş Milletler (BM) Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SDG) da dikkate alınarak, dünyayı ağır sonuçları olacak bir iklim felaketinden korumak için küresel ısınmanın 1,5dereceyle sınırlı tutulması en öncelikli hedef. Ancak, WMO'nun ölçümleri 2024'de küresel ısınmanın 1,5 dereceyi geçtiğini gösteriyor. WMO'nun raporu, atmosferde kaydedilen karbondioksit, metan ve azot oksit seviyelerinin son 800 bin yılın en yüksek seviyesine ulaştığına; 2024'ün son 65 yılın 'ensıcak okyanus yılı' olduğuna işaret ediyor. Okyanus ve deniz seviyesinin 1900-1990 arası, 90 yılda 16 ile 21 cm, 1990'dan bu yana ise 10,1 cm daha yükseldiğini, buzul erimesini ve asitlenmeyi dikkate aldığımızda, dünya genelinde tüm kıyılar tehdit altında.
Küresel ısınmanın 1,5 dereceye geçmesinin önüne geçmek adına, önemli hedeflerden birisi de temiz ve yenilenebilirenerji kullanımının artması. Hedef 2030 yılına kadar küresel yenilenebilir enerji kapasitesinin 11 bin 200 gigavata ulaşması. Geçtiğimiz yıl, küresel yenilenebilir enerji kapasitesi 585 gigavat artarak toplamda 4 bin 448 gigavata ulaştı. Dünya genelinde enerji sektörü yüzde15,1'lik rekor bir yıllık büyümeye imzaatmış olsa da, 11 bin 200 gigavatlıkhedefe ulaşılması için bugünden 2030'aortalama yüzde 16,6 artış yakalanmasıgerekiyor. 2024'de tüm küresel enerjikapasitesine eklenen 585 gigavatın yüzde92,5'inin yenilenebilir enerji olması etkileyici. Bu artışın yüzde 96,6'sının güneşve rüzgâr enerjisi kaynaklı olması dahayli önemli.
Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı'nın (IRENA) son raporunda da ifade edildiği üzere, dünyanın önde gelen ekonomileri arasında güneş ve rüzgâr enerjisi teknolojileri ve bu alanda yatırım maliyetlerini sürekli düşüren atılımlar etkileyici. Nitekim artışın dörtte üçü, 1865 gigavatla, en yüksek teknolojilik rekabetin yaşandığı güneş enerjisinde, yüzde 32,2 büyümeyle gerçekleşirken, rüzgâr enerjisi ise yüzde 11,1 büyüme yakaladı. En büyük sorun ise, kıtalar ve bölgeler arası dengesizlik. Asya kıtası, geçtiğimiz yıl 585 gigavatlık kapasite artışının yüzde 72'sini oluşturarak toplamda 2 bin 382 gigavata ulaşmış durumda. Bu artışın büyük kısmı doğal olarak Çin'den kaynaklanıyor ve tek başına 278 gigavatlık güneş enerjisi kapasite artışına imza atmış durumda. Buna karşılık, Orta Amerika ve Karayipler Bölgesinin sadece yüzde 3,2'lik katkı sağlamış olması düşündürücü.
Afrika ise, önemli bir sorun. Kıtanın en az 500 gigavat yenilenebilir enerji kapasitesine ulaşması gerekiyor ki, şu anda daha 60 gigavat seviyesinde. Yeni planlanmış projeler ise sadece 32 gigavat. G7 ülkeleri toplam artışın yüzde 14,3'ünü, G20 ülkeleri ise yüzde90,3'ünü gerçekleştirmiş. Küresel yenilebilir enerji kapasite artışının büyük bir bölümüne Türkiye'nin de içinde yer aldığı E7 ülkeleri imza atmakta. IRENA Genel Direktörü Francesco La Camera, yenilenebilir enerjideki kapasite büyümesinin bu alanda yapılan yatırımların ekonomikfizibilitesini kanıtladığını ifade ederek, bölgesel eşitsizlikleri ve zaman daralmakta olduğunu da hatırlatıyor. Türkiye ise, 2020-2024 döneminde yenilenebilir enerji kurulu gücünü yüzde 40,8 yükselterek, küresel ölçekte temiz enerji kapasitesinde ciddi artış gösteren ülkeler arasında yer aldı. 2024 itibariyle, Türkiye'de yenilenebilir enerjinin elektrik kapasitesindeki payı ise yüzde 59,3 ile, yüzde 46,4 olan dünya ortalamasının hayli üstüne çıktı. Türkiye bu alandaki iddiasını arttırmayı sürdürecek.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.